öncelikle bu soruya felsefi bir cevap vermek gerekirse, insan davranışları toplum düzeni ve ahlak anlayışıyla alakalı olduğunu bilmemiz gerekir.

bir birey olarak toplum içerisinde yaşarken bir şekilde sözleşme yapıyoruz. bireysel özgürlüklerimizi toplum düzeni sağlamak için sınırlandırıyoruz. yani tuvaletimizi istediğimiz yere yapamamamızın nedeni toplumun belirli kurallar ve normal etrafında şekillenmesidir.

bir diğer sebep ise insanlar, davranışlarını estetik ve ahlaki normlara göre şekillendirirler. doğal ihtiyaçları karşılamak bile, estetik ve temizlik normlarına bağlı olarak "uygun" ve "uygunsuz" yerlerde yapılır.

biyolojik içgüdülerimiz bile kültürle şekillenir. "istediğimiz yere yapamamak" bu bağlamda doğamızın kültürel öğretilerle disiplin edilmesidir. özgürlüğümüz, toplumsal kabulün sınırları içerisinde yeniden tanımlanır.

ayrıca bedenimizi toplumsal ilişkiler içinde algılarız. bedenimiz aracılığıyla çevremizle kurduğumuz ilişki, başkalarıyla paylaştığımız alanlara saygı gösterme zorunluluğu doğurur. bu yüzden, kamusal veya ortak alanlarda belirli ihtiyaçlarımızı bastırır, onları özel alanlarda gideririz.

bunun dışında birey olarak çevre etiği, doğaya ve diğer canlılara karşı sorumluluğumuz vardır. istediğimiz yere tuvaletimizi yapmamak, doğaya saygı duyma bilinciyle de ilgilidir. insanların eylemleri yalnızca kendilerini değil, çevredeki ekosistemi de etkiler. bu bilinçle, insan dışkısının ekosisteme zarar verebileceği düşüncesi, insan davranışlarını sınırlayan etik bir sorumluluk olarak karşımıza çıkar.