EDEBİYAT 6 Mart 2018
84,1b OKUNMA     958 PAYLAŞIM

Oğuz Atay'ın, Tutunamayanlar'ı Aylak Adam'daki Çok Kısa Bir Pasajdan Esinlenerek Yazması

Türk edebiyatındaki hoş enstantanelerden biri de Oğuz Atay ve Aylak Adam'ın yazarı Yusuf Atılgan arasındaki etkileşimdir kuşkusuz.


oğuz atay'ın bitmeyen eseri tutunamayanlaraylak adam'da geçen bir pasajdan esinlenerek yazmış olması ufkunuzu açabilir. 10-15 cümlelik bir pasajdan, 700 sayfalık bir roman yontmak eminim michelangelo için bile zor bir heykel olurdu.

oğuz atay roman bittikten sonra, ilk olarak aylak adam'ın yazarı olan yusuf atılgan'a göndermiş kitabı, yusuf atılgan bir dönüş yapmayınca kırılmış haliyle. çünkü kendi yazdığı bir pasajdan 700 sayfalık bir dünya sunmuş yusuf atılgan'a ve hiçbir geri dönüş alamamış. yakın çevresindeki bir arkadaşına "kitabımla ilgilenmedi" demiş.

tabi yusuf atılgan bunu oğuz atay'ın vefatının ardından öğreniyor:

"tutunamayanlar'ı çok beğenmiştim ama böyle bir kitabı yazan birinin benim yorumuma ihtiyacı olmadığını düşünmüştüm. keşke hayatta olsaydı da bunu kendisine söyleyebilseydim" demiş sonrasında. 

oğuz atay 1977, yusuf atılgan 1989'da vefat etti.

edebiyat tarihine unutulamayacak bir iz bırakan tutunamayanlar'ın ilham kaynağı olan o pasaj

“dünyada hepimiz sallantılı, korkuluksuz bir köprüde yürür gibiyiz. tutunacak bir şey olmadı mı insan yuvarlanır. tramvaydaki tutamaklar gibi. uzanır tutunurlar. kimi zenginliğine tutunur, kimi müdürlüğüne, kimi işine, sanatına. çocuklarına tutunanlar vardır. herkes kendi tutmağının en iyi, en yüksek olduğuna inanır. gülünçlüğünü fark etmez. kağızman köylerinden birinde bir çift öküzüne tutunan bir adam tanıdım. öküzleri besiliydi, pırıl pırıldı. herkesin, “- veli ağa’nın öküzleri gibi öküz, yoktur”, demesini isterdi. daha gülünçleri de vardır. ben, toplumdaki değerlerin ikiyüzlülüğünü, sahteliğini, gülünçlüğünü göreli beri, gülünç olmayan tek tutamağı arıyorum: gerçek sevgiyi! bir kadın. birbirimize yeteceğimiz, benimle birlik düşünen, duyan, seven bir kadın!”