YAŞAM 17 Ağustos 2017
63,1b OKUNMA     1411 PAYLAŞIM

Oldukça Yanlış Anlaşılmış Bir Akım Olan Feminizm Aslında Nedir, Ne Değildir?

Feminizm, bu akımı benimsememiş veya anlayamamış birçok kişi için "erkek düşmanlığı" olarak bilinir. Sözlük yazarları aslında bu kavramın altında ne gibi şeyler barındırdığını, yanlış anlaşılan noktalarını ve tam olarak ne olduğunu açıkça ifade etmiş.
iStock.com


feminizm sözcüğü ilk kez fransa’da 1837 yılında kullanılmıştır. 1890’lı yıllarda o zamana kadar kullanılagelen kadıncılık yani womanism teriminin yerini alarak ingilizce’ye geçmiştir.

feminizm terimini ilk kez kadın hakları akımını betimlemek için kullanan kişi ise 1872’de fransız yazar alexandre dumas olmuştur.

feminizm kadın hareketlerinin gelişimine ve ilgi alanlarının yüzyıllar içinde değişimine paralel farklı anlamlar kazanmıştır. michel’in robert sözlüğü’nden alıntıladığına göre sözcük “kadınların toplum içindeki rolünü ve haklarını genişletmeyi öngören bir doktrin” olarak tanımlanmaktadır.


benzer bir tanımı başka bir yazar da vermektedir: “feminizm, cinslerin (kadın ve erkeğin) eşitliği kuramına dayanan ve kadınlara eşit haklar isteyen bir akımdır.”

watkins’e göre de feminizm “kadınların birer insan olarak tüm haklarını talep etmesi!”dir

sözcüğün yeni anlamlar içeren farklı tanımlarını ise şöyle sıralayabiliriz:

"feminizm, erkeklere kamusal alanın –iş, spor, savaş, hükümet- sorumluluğunu verirken, kadınları ev içinde ücretsiz çalışmaya, yani köleliğe mahkum eden, aile hayatının bütün yükünü onların sırtına bindiren toplumsal iş bölümünün sorgulanmasıdır."

"kadınları aşağı, bağımlı, ikincil konumda tutan bütün iktidar yapılarına, yasalara, geleneklere başkaldırılmasıdır." , "haklarını kazanmak için hep birlikte mücadele veren kadınlardır."

feminizmi çok yanlış yerlerden eleştirenler var.

yeni bir akım gibi. eskiden sadece maçolar sevmezdi feminizmi şimdi ise bildiğin akıllı, kültürlü insanlar saçma sapan ithamlarda bulunuyor.

9gag'da bu son bir yıldır sıkça görülüyor. alakalı, alakasız her dövülen kadın resmi veya videosu için "equality(eşitlik) bitch" yazılıyor.


bu tip insanlardan gelen en büyük eleştiri, feminizmin erkek karşıtı olduğuna dair bir yanılgı. 

verilen örnekler şu tip: 

neden kadınları mühendis yapmak istiyorsunuz ama erkek hemşire sayısını arttırmaya çalışmıyorsunuz? kadınlardan şiddet göre erkekler neden zayıf gibi gösteriliyor, onlara neden destek çıkmıyorsunuz? savaş gibi bir saçmalığın içinde bulabiliyoruz biz kendimizi, siz mi mağdursunuz biz mi??

şunu anlamak lazım ki feminizmin temeli patriarka karşıtlılığıdır.

erkeğin güçlü olmasını isteyen, savaştan korkmamasını gerektiren, eğer dayak yerse "kadın" konumuna düştüğünden onu aşağılayan, hassas olmasını yasaklayan sistem zaten patriarka. feministler de zaten buna karşı savaşıyorlar. yani bu konularda onları suçlamak artık saçmalığın vardığı son nokta. zaten buna karşı savaşıyorlar!


birde şu "eşitlik" kelimesini bir taraflarından anlayanlara da çok sinirleniyorum. ben kadın dövebilirim, saygısıca konuşabilirim çünkü bunu erkeklere de yapıyorum. eşitlik istiyorsunuz, alın size eşitlik!!1 kadar saçma bir şey yok herhalde.

canlarım benim "kadınlara şiddete hayır" dediğimizde kadın diye dövmeyin demiyoruz. insan diye dövmeyin diyoruz. neden "kadın" kelimesini vurguluyoruz? çünkü genelde kendini savunamayan, mağdur olan insanlar kadınlar. ve sayıları çok çok çok fazla.

"ben ayının tekiyim, erkeklerle küfürlü konuşurum, eşitlik istiyorsan şenle de bol bol küfürlü konuşma hakkım var". hayır canım benim. kimse sana ayı olma hakkını vermiyor. ayılığından rahatsız olmayan erkek/kız arkadaşların olabilir. istediğin kadar küfürlü konuşursun. kadın olsun, erkek olsun, karşındaki hitap şeklinden rahatsızsa kendine çeki düzen vermek zorundasın. bunun feminizmle zerre alakası yok.


bu dönemde gelişmiş ülkelerden gelişmemiş ülkelere, her yerde ortaya çıkan "feminizm düşmanlığına" akıl sır erdiremiyorum. sözde rasyonel nedenlerin arkasına sığınırak, kendilerince oldukça yerinde eleştiride bulunuyorlar. ama altını kazıyınca çıkan şeyler gerçekten pis. bu tip davranışları okumuş etmiş dediğimiz kişilerde görmek gerçekten üzücü.

peki bu feministler niye böyle?

türlü türlü feministler var, feminizm kendi içinde de fraksiyonlara bölünmüş durumda. nasıl ki bir liberal ile neo-liberal birebir aynı değilse, sosyalist feminist ile anarka-feminist de aynı değil. buradan başlayabiliriz incelemeye.

peki neden feministler erkek düşmanı gibi? 

değiller, aksine erkliği sürdüren birçok alışkanlık ve davranışın erkekleri de aşağıladığını görüyorlar. erkek olduğun için terfi alman beynine, çalışkanlığına, becerine değil de taşşaklarına övgüyken nasıl hakaret olmasın ki? 


ne kadar eşit olabiliriz ki? 

tatlım tatlım, burada sözü geçen eşitlik fiziksel eşitlik değil. fırsat eşitliğinden söz ediyoruz şekerparem. erkek olanın değil, daha iyi olanın kazanmasından bahsediyoruz. üstelik bu eşitlik senin de yararına. misal eskiden çalışan kadınlar için regl izni olduğunu biliyor muydun? feminist ablalar sayesinde artık bu kadınlar ayda 1-2 gün yan gelip yatmıyorlar, daha ne istiyorsun.

neden seksist küfürlerden alınıyorlar, pipileri yok diye mi?

evet bebeğim, tam olarak o yüzden, çünkü biz yapamıyoruz diye. seni dünyaya getiren ve aşk dolu olması gereken bir teması hakaret etmek için kullanmanla hiçbir alakası yok. dahası senin ülkende "amına korum" diyerek hakikaten de koymaya çalışan everestçi abilerle hiç ilgisi yok.


`alınganlık da neymiş, herkesin hassasiyeti farklı değil mi?`farklı, o yüzden benim sınırlarıma giriyorsan benim hassasiyetime uygun davranmalısın. önüne geleni benim yanımda kezban diye yaftalarsan bir bakmışsın kamil diye seslenir olmuşum sana, değil mi?

türkçe'de böyle deyişler var ben ne yapayım? 

"kız gibi araba" lafını araba estetik diye etmiyorsun ki nonniğim, bineni olmadı diye ediyorsun. eh sana da binen olmadı, bu durumda sen kız gibi adam mısın? şaka bir yana, ne kadar sakil laflar ettiğinin farkında mısın? yakışıyor mu hiç sana?

porno neden aşağılayıcı olsun ki, sen de masturbasyon yapabilirsin?

e tahrik olmuyorum öyle hayvan gibi şi yapınca? koskoca endüstrinin bütün arz ve talebi erkeğin arzusu üzerine dönüyor-du. son bir kaç senedir farklı türler de görmeye başladık gerçi. yani şu "pornoyu erkek izler" algısı bile senin mücadelen olmalı yahu, neticede izlemeyen kadınla evlenip bir ömür geçirecek olan sensin, sonra hatuna "ay frijit bu" diyecek olan da sensin. pıff.

niye koltuk altlarınızı traşlamıyorsunuz?

ayol sen yanlış memlekettesin, fransız kadını o. bizde en feminist abla bile ayda bir kaçırmaz o ağda randevusunu. velev ki kaçırdı, kişisel hijyen adı üzerinde kişisel hijyendir, sanane :) estetik zevklerine hitap etmiyorsa karşındakine aynı estetik zevki sunabilmelisin. yani vücudu doğal bir kazakla kaplı adamların ülkesinde 5 tel için edilen laflar komik.

neden herkese tacizci gözüyle bakıyorsunuz? 

bak bu önemli mesele; şartlandık çünkü. böyle en creme de la creme, en elit, en şahane kadın bile bu memlekette 1 değil, 2 değil, 3 değil, 4 değil, onlarca kere tacize uğramıştır. bir yerleri ellenmiştir, zorla bir şeyler tutuşturulmuştur eline, sokakta yürürken laf yemiştir, gece bindiği otobüsün taksinin rotası değişmiştir... ister istemez bir refleks geliştiriyor insan. hayır hepiniz 6 ay için askere gidip döndüğünüzde bir ton abuk davranış sergiliyorsunuz, huyunuz tepeden tırnağa değişiyor; bir de tacizle 20 yıl yaşamaya kalksanıza. daha bu sorular arttırılabilir ama en önemli soruyu da es geçmeyelim: 

neden erkek düşmanısınız?

değiliz. bazılarımız öyle, bazılarımız değil. beklentilerimiz örtüşüyor sadece; insan olduğumuz için hak ettiğimiz değeri ve saygıyı görmek istiyoruz.

hepimizin kendini ifade biçimi farklı. 18 yaşındaki ben bile 28 yaşındaki ben bile aynı değilken, birbirinden farklı yüzlerce insanı (bak kadını demiyorum çünkü feminist erkekler de var tatlım) birbirine eşdeğer görmek çok acınası bir handikap yalnız, onu es geçmeyelim.