Osmanlı'nın 1492'de İspanya'da Binlerce Yahudiyi İdam Edilmekten Kurtarması
31 mart 1492'de aragon kralı ikinci ferdinand ve kastilya kraliçesi birinci isabel, elhamra sarayı'nda bir araya gelerek elhamra kararnâmesi'ni imzalarlar. buna göre ispanya'da yaşayan bütün yahudîler dört ay içerisinde bütün altın, para vb. değerli eşyalarını yanlarına almadan ispanya'yı terk edecekler ya da dinlerini değiştireceklerdir. aksi hâlde idam edileceklerdir.
o dönem ispanya'nın en zenginlerinden olan yahudî tüccarlar isak abravanel ve abraham senor, kralla anlaşma yapıp ona neredeyse bütün servetleri karşılığında bu kararnâmeden vazgeçmesini istediklerini belirtseler de bu istekleri reddedilir. bunun üzerine dönemin osmanlı padişahı ikinci bayezid, kemal reis'e emir verir ve osmanlı kadırgaları ispanya'dan kovulan yahudîlerden yaklaşık 150.000 kadarını osmanlı topraklarına getirmek üzere açılır.
ikinci bayezid, fermanında; "ispanya'dan gelecek yahudîleri geri çevirmek bir yana mümkün olduğunca misafirperver bir şekilde karşılanmalarını, aksini gerçekleştirip yahudî göçmenlere kötü muamelede bulunan yahut mallarına veya canlarına en ufak zarar getirenlerin idam edileceklerini" buyurur.
aslında ikinci bayezid, sofu lakabından da anlaşılacağı üzere çok dindar bir padişahtır. babası fatih sultan mehmet'in resimlerini saraydan attıracak kadar da tutucudur. etrafındaki özellikle ilmiyye sınıfına mensup kimseler de nakilci anlayışa sahip çok koyu görüşlü insanlardır ve padişaha da ilk başlarda yahudîleri osmanlı'ya almak konusunda engel olmaya çalışırlar.
lâkin padişah, hz. muhammed döneminde de yardıma muhtaç yahudî ve hristiyanlara dinlerini değiştirmek gibi bir ön koşul dahi sunulmadan yardım edildiğini söyler. hatta özellikle istanbul ahâlîsinden gelebilecek tepkileri engelleyebilmek için cuma hutbelerinde de bu minvalde hadisler ve tarihî olaylar anlatılmasını ister. gerçi daha sonra gerçekleşecek olan kıtlık ve depremler sebebiyle adı uğursuza çıkacaktır halk arasında.
osmanlı imparatorluğu'nun kendilerine kucak açtığını öğrenen yahudîlerin tarihten ders çıkarma ve gelecekteki siyasî ortamı görebilme yetisine sahip üst zümre diyebileceğimiz kişileri osmanlı gemileriyle getirilip başta istanbul, edirne, izmir, manisa, gelibolu, patros gibi bölgelere yerleşirlerken müslüman bir devlete güvenemeyeceğini ifade ederek çok büyük bir hataya düşen diğer yahudîler ise portekiz'e giderler ve çok kısa bir süre sonra ispanya'dakinden çok daha ağır koşullarda sürgüne gönderilir ya da toplu şekilde idam edilirler.
15. yüzyılda avrupa'da gerçekleşen bu toplu yahudî sürgünü ya da katliamları sırasında osmanlı imparatorluğu, yahudîlere kucak açınca istanbul da 30.000 yahudî ve 44 sinagog ile avrupa'nın yahudî merkezi olur. yıllar sonra evliya çelebi'nin seyahatnâme adlı eserinde " el mahallet'ül - yahudîyin el - edirneviyin " adı ile anılacak olan istanbullu yahudîlerin semti, osmanlı imparatorluğu'nun gerek silah gerekse matbaa vb. alanlarda ilerleyişine katkıda bulunan yahudî osmanlı vatandaşlarının ikametgâhı olacaktır.