MÜZİK 7 Eylül 2021
12,1b OKUNMA     374 PAYLAŞIM

Rock Tarihinin En Kendine Has İnsanlarından, Bir Deli: Ritchie Blackmore

Deep Purple, Rainbow ve Blackmore's Night gruplarıyla bildiğimiz, 1945 doğumlu İngiliz müzisyene bir bakış atıyoruz.

neden iyi bir gitarist olduğundan bahsedersek

hem heavy rock çalıp hem de bir kompresyon arkasına sığınmadan sololarında nota dinamiklerine ve evreleme olayına inanılmaz özen vererek çalar. sololarını çalarken yaptığı sanatsal detaylardan ödün vermeyişi hem onu taklit edilmesi zor yapar hem de çağdaşları arasında farklı bir yere koyar.

deep purple - highway star (1984)

aslında hızı ve tekniği de üst düzeydir üstadın ama yavaş takılmayı tercih eder çoğu zaman

bir spotlight kid, a light in the black gibi parçaların soloları o dönemde bırakın çalınmasını, oluşturulması bile imkansıza yakın sololardır. günümüz sweep picking ve tremolo picking hatta bending vibrato kavramları bu adamla gitar literatürüne yavaş yavaş girmeye başlamıştır.

a light in the black


klasik müzik kalıbını rahmetli jon lord ile birlikte rock müzik çatısı altında toplamaya çalışan ilk insandır. özellikle günümüz rock/metal ve türevleri şarkılarda çalınan soloların %90'ı bu adamın düzenlediği, gitara uyarladığı kalıplardan oluşur ki bu çok normaldir çünkü bu türleri severek dinleyen bir gitarist blackmore'u, ilah olarak görür. yngwie malmsteen'in daha 10 yaşındayken tüm deep purple şarkılarını çalmayı bilmesi ve "ula napıyor bu herif bilup bilup" diyerek sweep picking denilen arpeggio'larda ustalaşması tesadüf değildir. jason becker'ın yngwie malmsteen'den gördüklerini geliştirmesi, marty friedman'ın bundan çok etkilenip jason becker ile speed metal symphony ve go off! denilen neo-classical kalıp ağırlıklı albümler çıkarması ve neo-classical kalıba ilgi duyması, aynı marty friedman'ın sonraları megadeth'de çalması ve günümüz rock/metal gitaristlerinin çocukluklarında en azından bir kez tornado of souls dinlemesi ve bu günümüz gitaristlerinden biri olup çocukluğunda bu şarkıdan çok etkilenen alexi laiho'nun melodic death metal falan derkeeen günümüz modern rock/metal... bak nereden nereye geldik. daha michael romeo'ya falan hiç girmedim dikkat ettiyseniz.

kısaca bu adam bir tarihin başlangıcıdır. 70'lerine gelmiş abimiz. şu anda da blackmore's night'da rüya gibi bir kadınla barok döneminden esintiler taşıyan güzel işlere imza atıyor. kişilik özelliklerine girmiyorum, manyağın teki işte.

blackmore's night - journeyman 

neden özeldir?

blackmore denyonun önde gidenidir, hayranlara kötü davranır, durduk yere joe satriani gibi kendisiyle benzer işler bile yapmayan müzisyenlere giydirir, california jam'de bile sahneyi yakıp helikopteriyle kaçmıştır. fakat tüm bunlara rağmen, bence rock tarihinin en ikonik gitaristidir. bu tarih ki tony iommi, jimmy page ve david gilmour gibi babalara ev sahipliği yapsa da, ritchie blackmore'un aynı anda pek çok tarzın doğmasına, hatta iron maiden gibi heavy metal tarihinin en önemli gruplarının kurulmasına ön ayak olma gibi bir özelliği vardır.

10 müthiş solosu


janick gers, yngwie malmsteen gibi adamlar, sadece blackmore'culuk oynayarak, rock ve metal tarihine iz bırakmışlardır (sevip sevmemek tartışılır, ama adamların imza attığı külliyatlar dev gibi). dave murray'den kirk hammett'a, james hetfield'dan john petrucci'ye, pek çok büyük gitaristte, yukarıda saydığım diğer gitaristlerden etkilenme görürsünüz; ama, bu gitaristler blackmore'dan direk aşırırlar, etkilenme kelimesi hafif kalır.

ben bunun sebebini teknik taktik vesaireden ziyade, ritchie blackmore'un çok iyi bir melodi yazarı olmasına bağlıyorum. ingiliz folk müziği'nden, barok müziğe kadar pek çok tarzı gitara yedirebiliyor. pentatonik gamları da kullanıyor, diminished minor gamları da... o yüzden kırk mahalle öteden tanınacak bir tarzı var. tıpkı jimi hendrix'in ve ruhani takipçisi olduğuna inandığım john frusciante'nin triad gibi basit bir müzik yapısını, sıradışı kullanmaları gibi.

tabii ki bu diğer gitaristleri küçük gördüğüm anlamına gelmiyor, blackmore'un yeri bambaşka diyorum sadece.

Blackmore's Night

hızlı yorumculara dair söyledikleri

gitarın sapında en ufak hata yapmadan full ezber çalan gitaristleri "çok hızlı şekilde yolculuk yaparken etrafa bakmayı ihmal eden yolculara" benzetmiş. böyle gitaristleri dinlerken üçüncü dakikada sıkılıyor ve kafam futbol gibi alakasız konulara gidiyor demiş. gitar çalarken yeni bir şeyler denediği için bol bol hata yapanları tercih ediyorum, onlar müziği yüreğiyle yapanlar oluyor diye eklemiş. direkt kafama uyan açıklamalar bunlar.

groove sahibi müzisyendir blackmore

notaları ruhsuz bir robot gibi çalmaz. hangi tele ne kadar vuracağını, nerede hangi duyguyu aktarmak için hangi hareketi yapacağını bilir. bu yüzden dakikada iki milyon nota bastığı halde kimsenin umrunda olmayan bir gitarist değil insanlık tarihine geçmiş, belki bin yıl sonra bile dinlenecek şarkıları bestelemiş ve çalmış bir müzisyendir.