İLGİNÇ 27 Eylül 2017
231b OKUNMA     1606 PAYLAŞIM

Tarsus'ta Yaklaşık 11 Aydır Devam Eden Esrarengiz Kazıya Dair Ortaya Atılan Teoriler

Mersin'in Tarsus ilçesinin bir mahallesinde yaklaşık 11 aydır devam eden "esrarengiz" bir kazı var. Zaman zaman gündeme gelen, kapısında silahlı görevlilerin beklediği kazıya dair bugüne dek net bir bilgi paylaşılmadı. Hal böyle olunca kazıyla ilgili teorilerin de ardı arkası kesilmiyor.


olayı kısaca özetlemek gerekirse

28 ocak 2012

polis memuru mithat erdal'ın ölümü. bu olay, polis memuru arkadaşlarıyla şakalaşırken (!) beylik tabancasıyla başından vurularak öldürüldü. katil zanlısı tutuklandı.. şeklinde basında yeralıyor. haber


2016

malum 15 temmuz ve fetö gelişmeleri ülkenin gündemine oturuyor.


12 ağustos 2016

dönemin tarsus emniyet müdürü yaşar aksoy fetö operasyonları kapsamında tutuklanarak ceza evine gönderiliyor. haber


ocak 2017

polis memurunun eşi sibel erdal savcılığa suç duyurusunda bulunduğunu söyleyerek şu açıklamalarda bulunuyor;

"...cinayet sanığı 25 yıl hapis cezasına çarptırılıp dosya kapatıldı. oysa, eski müdür yaşar aksoy’un bilgisi dahilinde define avcılarının içine sızmıştı. kimliği deşifre olunca infaz edildi. definecilerle yaptığı onlarca telefon konuşması ortaya çıktı. eşim bana her şeyi anlatıyordu. hatta en son vurulmadan bir kaç gün önce kaçak kazıyla ilgili şüpheliler tutuklandığında, yaşar aksoy makamına çağırıp kaçakçılık amiri ile görüşmesini istemişti. görüştükten sonra ise bana, ’farklı bir şeyler dönüyor’ diye fazlasıyla tedirgin oldu. eşim şebeke elemanlarına baskın yapılan yerde tarihi eserlerin çıkmadığı yönünde rapor tutulduğunu anlatmıştı. oysa ki 32 şamdan, altın taslar falan çıktığını söyledi. ama kaçakçılık amiri ve ilçe emniyet müdürünün çıkan tarihi eserleri kendilerine aldığını, yok ettiğini, bunun için ankara’ya gideceğini ve tehdit edildiğinden bahsetmişti..." haber


8 ocak 2017

olayla ilgili ilk haberler gelmeye başlıyor. haberlerden anlaşılan kazının aralık 2016'dan beri yapıldığı. haber


ve son olarak bu ay okuduğumuz haberler.. orada ne buldular bilinmez ama bu kadar yaygarayı (klasik denilebilecek) tarihi bir eser yada kalıntı vs. için koparmadıkları belli.

google earth'te mozaiklenmiş bir şekilde gözüken ve google haritalarda ise kesinlikle sokağın içine girişine izin verilmeyen bir noktadır bahsi geçen 3103 sokak

yani koskoca google bile buradaki çalışmadan haberdar ve kapatılmış buradaki görüntüler.

işin bu boyuta ulaşması muhtemelen dinler ile ilgili çok ciddi bulgulara ulaşıldığı yönünde bir izlenim veriyor bana.

hz.isa'nın mezarı yada orjinal barnabas incili olabilir diye düşünüyorum. gerçi bazı kaynaklarda o bölgede ciddi manyetik alanların oluştuğu söylenmiş. belki uzaylılar ile ilgili kesin bir yargıya da ulaşmış olabiliriz.

gerçekten film gibi bir olay yaşanıyor. bir adet polis cinayetinin de bu olayla ilişkisi olduğu söylenmekte.

10 yıl içerisinde vatikan'da yada herhangi bir müzede tüm dünyayı sarsacak bir eser çıkarsa tarsus'taki kazıdan çıktığını düşüneceğim.

tarsus'tan bildiriyorum: illegal bir kaynaktan aldığım bilgilere göre atı çalanın çoktan roma imparatorluğunu geçmiş olduğu kazı

incildi barnabasdı kutsal kaseydi derken iyi oyalandık. koca bir lahit bulunmuş kazıda. içinden çıkan ganimetlerin değerini kimse aklını kaybetmemek için söyleyemiyor. çıkma zamanı da (hangi aydı ben hatırlamadım ama) geçtiğimiz 9 10 günlük bayram tatili olduğu söyleniyor. yani ilçenin en civcivli en yoğun olduğu günlerde bakanlar , eski mersin milletvekilleri falan helikopterlerle inip ne var ne yok alıp götürmüşler. kazının hala devam etme sebebi de "buradan bu çıktıysa kesin ötesinde berisinde de bişeyler vardır biraz daha kazalım" mantığı.

evet sevgili sözlükçüler bir maceranın daha sonuna geldik. umarım merakınızı giderebilmişimdir. miraslarının siyasal islamcılar tarafından talan edildiğini bilmeyen eski roma kralları rahat uyuyamıyor ne zamandır bari siz uyuyun diye uğraştım didindim. siz de çok şeyapmayın böyle mevzulara valla bu işin içinde herkes var yakarlar hepimizi..

1. dini bir şey olsa çıkanları yok edip kalanının üstüne beton döker, alanı da bir devlet dairesine tahsis edip bina yapar olayı kapatırlardı. bu kadar uğraşmalarına gerek yok.

2. arkeolojik veya tarihi kalıntı olsa bizimkiler bu kadar uğraşmazdı. hepimiz biliyoruz.

3. cinayet, örgüt mühimmatı, uyuşturucu veya benzeri bir şey olsa gizlemeye gerek yok. tek istisna ışid, el kaide veya suriye'deki muhalif örgütlerden biri ile devlet içinden birilerinin ilişkisini gösteren evraklar olsa bu kadar uzun sürmez. bu örgütlerin türkiye'de işledikleri cinayet, kara para, uyuşturucu veya benzeri suçların kalıntıları da olsa bu kadar uzun sürmez.

4. itc, teşkilat-ı mahsusa arşivi gibi eski arşiv ola ve açıklanmamış gereken bilgiler olsa yine bu kadar sürmezdi.

5. geri tek seçenek kaldı. çok sağlam altın, gümüş gibi bir hazine çıkıyor ve birileri bu hazineyi korumaya almak yerine eritip piyasaya salmayı planlıyor. ki akla ve yaşananlara en yatkın olan bu.

olayla ilgili öldürülen polis memurunun savcilik ifadesini de işin içine katınca olayın altın olayı olduğu kesin gibi. benim tek takıldığım olay; işin içinde hangi siyasi vardı ve su an hangi siyasetçi var. tarsuslu arkadaşlardan ricam, darbe sonrası terfi alan veya görevden alınan kaymakam, emniyet müdürü falan kimler var bir araştırsın.

antik roma dönemine ait definelerin bulunma ihtimali yüksek olan kazıdır.

tarsus, her ne kadar şu anki hali ile tırreklerin ve çakma adidas giyenlerin toplanma yeri olsa da, bundan 2000 yıl önce roma devletinin en önemli şehirlerinden bir tanesiydi. kleopatra ve marcus antonius, bir süre tarsus'ta yaşamış ve şehri terk ettiklerinde sayısız define ve hazine bırakmışlardır. ayrıca kazılara 15 temmuz darbe sürecinden sonra başlanmıştır. bunun sebebi, o bölgede define veya yüklü miktarda gömü olduğunu keşfeden sıradan bir polis memuru durumu emniyete bildirmiş, akabinde şüpheli bir ölümle ortadan kaldırılmıştır. 

polis memurunun eşi, olayın bir kaza değil, cinayet olduğunu belirtmiş ve suç duyurusunda bulunmuştur. soruşturma hala daha devam etmektedir. benim tahminim, yerin altında yüklü miktarda roma dönemine ait eserler bulundu ve fetocular bir şekilde bunları dış ülkelere kaçırmaya çalışırken, darbe sebebiyle bunu başaramadılar. akabinde herşey ortaya çıktı ve yaklaşık 11 aydır süreç devam ediyor.

hakkındaki bilgi kirliliğine aslında pek de gerek olmayan gizli çalışma sahası

sanıyorum gizemini hep koruyacak ama öyle atmasyon şeylere de gerek yok.
bir sanat tarihçisi olarak, arkeoloji ve sanat tarihi disiplinine bağlı kalarak çıkarımlar yapıp seçeneklerinizi bir anlamda küçültebilir ve içinizi ferahlatabilirim belki.

ipuçlarına göre bu işi iki başlığa ayıralım önce

bu iş ya define işi ya da önemli tarihi bir bulgu. 

eğer bu iş bir define işiyse, altın maltın çıkıyorsa öyle büyük bir şehir gibi yontularına, geniş karelaj içeren ilerleyişlere gerenk yok. defineler orta asya balbalları gibi doğuya doğru ip gibin dizilmezler öyle. toplu halde dururlar, bir aradadırlar. amma velakin açgözlü bir kazıcıysanız "başka da var mı?" düşüncesiyle genişletebilirsiniz, ama bir mahallenin çevresinin kaplayacak bir büyüklükteki alanı da yeraltından kazmazsınız. dolayısıyla işin içinde bir define varsa bile, sadece bir define kazısı değil bu. define bulunduğunda farklı buluntulara ulaşılarak genişletilmiş bir kazı gibi duruyor.

ikinci ihtimalimize gelirsek...

jeo-radar toplu konutların olduğu yerde işe yaramaz. bu yüzden sanırım tümülüs kazısı mantığında körleme tahminlerle ilerlenilmiş olmalı. yani bir yerden girdiyseniz bulundu boyunca allah ne verdiyse ilerlemek de denebilir buna. mahallenin bazı yerlerinin göçmesini işin amatörce yapılışına bağlıyorum. dolayısıyla dış güçlerin yönettiği bir kazı çalışması olamaz. yabancılar çok titiz çalışırlar ve bu tür hatalar yapmazlar. kapıya mit veya özel harekat da koymazlar. eğer çok önemli ve gizli kazı yaparlarsa oraya dikkat çekmeyecek saçma bi kulübe dikip halk ekmek açıp işlerini yeraltında görürler. dolayısıyla bu iş yerli iş. ya bir şehir buluntusu ya da nekropol olduğunu düşünüyorum. şehir bulunsa reklamları yapıla yapıla bir olurdu. ama mezar alanında önemli bir mezara ulaşıp diğerlerine de ulaşma amacıyla genişleme yapmak çok mantıklı.

kimlere ait neler bulunduğunu anlamak biraz araştırmayla ulaşılabilir bir bilgi. bu denli önemli bir şeye ulaşmışsanız bunu önemli ve büyük bir uzmana inceletir ve çalışmasını ona yaptırırsınız.

bu iş dinsel veya siyasi bir şeye benziyor. zira hitit, asur, sümer vs bir şey çıksa o uygarlıkların siyasi veya dini bir yaptırımı yok artık. demek ki geçerli ve güçlü bireylere sahip bir sisteme ait olması gerekiyor. bu da roma kaynaklı hristiyan veya yahudi topluluklarına ait önemli buluntulara götürüyor bizi. demek ki bu kazılar sırasında türkiye'de roma, hristiyan veya yahudilik üzerinde büyük uzmanlara ihtiyaç duyulmuş. ülkemizde bu uzmanlar pek az, sonuçta gerçek akademisyenlerden bahsediyoruz. kazılar başladığından itibaren bugüne kadar, çeşitli nedenlerden sıklıkla izin almış, bir süre izne ayrılmış veya kendi üniversitesi dışında bir yerlerde geçici göreve gitmiş bu tür büyük uzmanlardan bir tane bile varsa bilin ki bu iş dinî bir şey.

yine de kişisel düşüncem, nekropolde sadece define bulunup başka yerlerde de olup olmadığıyla ilgili kazı genişletildi. bulunan bulunup çıkarılıp kazı çoktan tamamlandı. ama artık defineyle her ne yapılıyorsa o halledilene kadar, dikkatleri oraya çekmek için kazı alanı açık tutulup hâlâ sır gibi korunuyor.

ünlü bir illüzyonistin dediği gibi: "sihirbaz size 'şimdi buna dikkatle bakmanızı istiyorum' diyorsa asıl olay başka bir yerde gerçekleşiyordur."