Türk Televizyon Tarihindeki Unutulamayan Anlar
seneler önce bir furya vardı hani, "ünlülerin maç izleyişleri" diye, sanırsam zamane televolesi (ki o zamanlar spor ağırlıklıydı) önemli maçlarda ünlüleri evlerinde, cafelerde vs. maçı seyrederken çekip yayınlardı. böyle boş, böyle anlamsız bir konseptti.
yine bu tür programlardan biri, kameraya alınan kişi ise bu sefer "müslüm gürses"... 3 büyüklerden biri avrupa takımının tekine karşı oynuyor, bir kahvehane dolusu insanla beraber maçı tüm dinginliğiyle müslüm gürses de izliyor.
bizim takım bir noktada atağa kalkıyor, tüm kahvehane ahalisinde heyecan dorukta -müslüm baba sakinliğini koruyor-. atak devam ediyor, millet ayaklanıyor...ve en sonunda gol oluyor.
...herkes çığlık çığlığa, ayakta, birbirine sarılıyor, tezahuratlardı, haralasıydı, güreleseydi... lakin müslüm gürses hala oturuyor.?
neden sonra, golden yaklaşık 1 dakika geçmişken, millet sakinleşip yerine oturmaya başlıyor, ve yüzünde hafif bir gülümsemeyle müslüm gürses o efsanevi repliğini sarfediyor:
"evet, gol..."
hülya avşar'ın canlı yayında özcan deniz'e "askerde cinsel ihtiyaçlarınızı nasıl gideriyordunuz" diye sorması üzerine özcan deniz'in "sizin resimlerinizle" diye cevap vermesi..
acun firarda programında, acun'un yurtdışında bir barda önüne gelen kıza sarkıntılık yapıp yılışan bir tipi gösterip, "görüyorsunuz sayın seyirciler magandalık sadece türklere özgü degil, avrupa'da da magandalar var" demesi, ardından o kişinin gelip, "abi nasılsın? ben de türküm" demesi.
televole'nin televole olduğu zamanlar. yani futbolcular ön planda.
mustafa adlı takımını,soyadını, hiçbir şeyini bilmediğim bi futbolcunun yanına gidiyorlar. amaç bir tane genel kültür sorusu sormak. şu diyalog geçiyor...
-merhaba mustafa sana bir genel kültür sorusu sormak istiyoruz.
-sorun abi.
-bize, senin isminin harflerinden oluşan bir ülke söyleyebilir misin?
-(biraz düşünür) valla bulamadım...kaç harfli?
-3 harfli
-hımmm... (biraz daha düşünür) baş harfi ne?
-baş harfi "f".
-hımmm... yok vallahi aklıma gelmiyor...
-neyse ben sana kıyak yapıp 2. harfi de söyleyim "a"
-hımm... faa... hımmm... yok vallahi bulamıyorum..
-neyse mustafa. sorun değil. ülkenin adını söyleyim mi?
-söyle abi.
-fas.
-hadi lan ordan fas diye ülke mi olur?
passaparola 'da gerçekleşiyor:
metin uca: üniversite öğrencisi peter parker'ın bir örümcek tarafından ısırıldıktan sonra mutasyona uğrayıp dönüştüğü süper kahraman, ö1, ö2..
yarışmacı: öri potır!
bir websitesinden bahsederken görüntüye site adresinin adres çubuğuna yazılışını göstermek ekolünün acı bir sonucu, star haber'in insanlığa hediyesi. youtube yazmaya çalışırken olaylar gelişir
ah be güzelim, geçmişi sil diye bi olay var, formları sil diye bi olay var duymadınız mı?
eğer fake'se komik, değilse zaten müthiş bi olay.
fatma girik'in söz fatoda 'nın bir bölümünde, atatürk hava limanı'nın güvenliğini sınamak için uzun fıstıklı lokumların etrafına turuncu el işi kağıdı sararak sözde "dinamit lokumu" yapması...
akabinde dinamit lokumlarını hava limanı güvenliğinden kontrole tabii tutulmadan geçirebildiği için sinirlenmesi... hava limanı güvenliğine 2 saat boyunca "ne biçim güvenlik bu, fatma girik de olsam kontrol edilmeliydim" diye bağırıp onları epey bir azarlaması...
bölümün sonunda da el işi kağıtlarını açıp hava güveliğiyle beraber lokumları yemeleri...
okan bayülgenin zamanında (ne akla hizmet bilmiyorum) çıktığı esra ceyhanla a'dan z'ye programında esra ceyhana dakika başı laf sokması üzerine esra ceyhanın "o kadar dalga geçiyor, ama sevgili seyirciler, buraya kadar gelmiş, demek ki onu da buraya çeken bişey var!" diye yorum yapması...
akabinde okan bayülgenin gözlerini açarak aniden "evet!!! cinayet arzusu!" diye cevap vermesi...
bunun üzerine esra ceyhanın hafiften ürkerek stüdyodaki diğer konuk olan hayvan eğitmeninin getirdiği ördek, köpek, vs. 'ler ile "amaaan burda başka konuklarımız da varmış, nasılsınız?" diye hayvanlara dönerek konuşmaya başlaması...
tgrt ekranlarında menekşe plajı ve orda denize giren insanlarla röportaj yapılmaktadır.
sunucu - efendim burdan denize giriyorsunuz temiz mi buralar
kadın - yok yok değil pis gibi duruyo sular
sunucu - e teyzecim madem pis diyosun niye giriyosun o zaman suya
kadın - e yavrum biz bilinçsiziz ya o bakımdan giriyoruz suya.
sunucu - ?
arena'da uğur dündar'ın fırın sahibine "bakın beyefendi tavanı yok buranın, pislik götürüyor burayı, bu böcekler nereden geliyor peki temizse?" diye sorduğunda "bu böcek nerden geliyor biliyor musunuz uğur bey siz eğitimli insanlarsınız bu böcek ülkemize ilkkez afrikadan muzun üstünde geldi" diye cevap verdiği an.
bir su baskını sonrasında çadırda kalan bir felaketzede:
- çadırlar su geçiriyor, üşüyoruz.. çoluk çocuk perişanız. nerde bu devlet, nerde bu millet, (karısına dönerek) nerde benim pijamalarım?
not: daha sonra "nerde bu devlet, nerde bu millet" kısmı uzun süre show tv ana haber jeneriğinde kullanıldı.
seda sayan'ın programına konuk olan ve satanist olduklarını söyleyen iki genç kızın, canlı yayında halay çekmesi, programa katılan medyum memişin kızlara alkış tutması.
türk televizyonlarının unutulmak istenen ama unutulamayan adamı savaş ay production gururla sunar,
bir kaç ay önce atv ana haber'in "savaş ay oradaydı" adlı bölümünde savaş ay'ın narkotik ekibiyle terör bağlantılı bir şebekeye baskın yapmaya gitmesi, polislerin kapıyı kırmalarını ve savaş ay'la birlikte içeriye girmelerinin kameraman tarafından evin içinden görüntülenmesi..
sokakta kurban kesen insanlarla roportaj yapan ntv muhabirinin bir vatandaşımızla yaşadığı diyalog:
-burada sağlık açısından elverişsiz koşullarda beklettiğiniz bu etleri yemeyi düşünüyor musunuz?
-yok bacım, eşe dosta dağıtacağız.
tarihi tam hatırlamıyorum lakin olay şu şekilde ;
daga yakın bir yerde oturan ailenin evine ayı girer. ve ayı evdeki 16-17 yasındaki cocugu yaralar. bunu haber yapan star tv telefonla canlı yayına aile babasını konuk etmiştir. şu diyaloglar yaşanır :
- beyfendi olayı anlatırmısınız. nasıl gerçekleşti?
- ya işte amına kodugum ayısı eve girmiş çocuga saldırmış.
- canlı yayındayız lütfen..
- kardeşim anlatıyoruz işte.
yıllar önce... ateş hattı'ndaydı sanırsam. konu neydi tam hatırlayamıyorum ama tartışma feci kızışmıştı onu biliyorum. ortamın en hararetli anında melih gökçek ile emin çölaşan birbirlerine laf sokma, akabinde de inceden tehdit etme yarışına girmişlerdir:
m.g. : belediyede sana bir kameraman ekibi tahsis ettik, takacağım onları peşine, tüm gün seni takip edecekler, açığını yakalayacağız, o zaman gör...
e.ç. : asıl ben senin arkana takacağım koca bir kameraman ordusu, rezil rüsva olacaksın, asıl sen kendine dikkat et!
tam bu sırada reha muhtar programın akışını kurtarmak için araya girer:
"lütfen sakinleşelim efendim, daha fazla tartışmanın anlamı yok, zaman gösterecek artık kim kime takacak... ee... kameraları yani..."
reha muhtarin trt yillarindaki programinda "evet sayin seyirciler, bu gece türkiye trt'de sansürü tartisiyor, bu gece türkiye trt'de sansürü sansürsüz tartisiyor" derken, ekranin sol üst kösesindeki jenerik karesinde (hani sunucularin arkasinda olurdu ya eskiden, konuyla alakali görüntüler göstermek icin, ondan işte) hayvan gibi bi penis ve onu cofur cofur agzina alan bir kadini iceren porno film olmasi. o anda benim felç gecirmem de benim hayatimdaki önemli anlardandir..
edit: bunu benden baska goren yazar varsa mesaj atmasi rica olunur.
edit2: mesaj geldi, konfirme olundu, sevinildi, tekrar dumur yasandi..
esra ceyhan'ın a dan z ye adlı programında konuk ettiği ömer danış isimli türkücü ile hoş beş ettikten sonra, 'şerefsiz' adlı çıkış parçasını seslendirecek olan danış'ı
- şimdi hep birlikte şerefsiz'i dinliyoruz
şeklinde anons etmesi.
rober hatemonun (nadide sultanla beraber olduğu zamanlarda) kendisine televole tarafından sorulan zor bir matematik sorusuna "vallahi nadide bile beni böyle terletmemişti..." diye cevap vermesi...
bir trt programında nazım hikmete kartpostal şairi diyen duygu asenaya sinirlenen can yücelin o an sarfettiği iddia edilen cümle:
"kart sensin,postal da götüne girsin!!.."
(bkz: efsane)