KÜLTÜR 25 Ocak 2019
97b OKUNMA     1498 PAYLAŞIM

Türkçe Okunup, Yunan Alfabesiyle Yazılan İlginç Dil: Karamanlıca

Karamanlı Rumlarına özgü bir dil olan Karamanlıca, Türkçe okunuyor fakat Yunan alfabesiyle yazılıyor.

türkçe konuşup, yunanca yazan bir azınlığın dili imiş bir zamanlar karamanlıca. 

bu azınlığın kökenleri hakkında iki teori mevcut

a) anadolu'ya gelip bizans imparatorluğu için paralı askerlik yapan ve kimi haçlı seferleri'ne de katılan kıpçak, tatar, peçenek kökenli türkler. turcopoles olarak da anılan bu türkler daha sonra vaftiz olarak ortodoks kilisesine bağlanıyorlar ve bu vesile ile karamanlıca doğuyor.

b) türklerin anadoluya gelmesi ve hakim olmasıyla beraber, istanbul, trabzon, iznik, izmir gibi belli başlı merkezler haricinde yaşayan rumlar zaman içerisinde müslümanlaşmasalar bile türkleşiyorlar ve karma bir dil konuşmaya başlıyorlar. ortodoks oldukları ve öteden beri yunan alfabesinin kilisenin kullandığı yazı tekniği olması dolayısıyla dil türkçe olsa bile alfabe yunan alfabesi olarak kalıyor.

Karamanlıca yazılmış bir mezar taşı: "Bu mezarda sakin Niğde karyesinden İlosonlu* meyhaneci Savva zevcesi (h. ya da 5.) Violeem yatıyor. Allah rahmet eylesin. 21 temmuz 1897"

şimdilik bilim insanları arasında daha popüler olan teori ikincisi

dilin adı konusunda henüz bir birliğe varılmış değil; karamanlidika, karamandlika, karamanlı, karaman türkçesi gibi varyasyonları da var. 1923 nüfus mübadelesi sonrasında tüm dünyaya yayılıyorlar ve türkiye'de konuşan kimse kalmıyor (kimi yaşlı insanların konuşmaya devam ettikleri söyleniyor ama hem aradan geçen zaman ile bu yaşlıların artık hayata göz kapamış olmaları, hem de bu dilin belirleyici unsurunun alfabesi olması göz önünde bulundurulursa, bu dil artık türkiye'de ölü bir dildir).


türkiye haricinde ise kaderi belli değil ancak korkarım ki türkiye'de olduğu gibi kaybolmuş yahut kaybolmanın eşiğinde olan bir dil

kıbrıs rum kesimi ve yunanistan'da hala konuşan ve yazan olup olmadığına dair bir bilgiye ulaşamadım. dil üzerine çalışmalar başlamış. türkiye'den selenay aytaç ve yunanistan'dan constantina constantinou, bu dilin dünyadaki izlerinin peşine düşmüşler ve örnek çalışmaları dünya kütüphanelerinden ve kataloglardan bulup, düzenleyip yeniden kullanıma açmaya çalışıyorlar. 

bu dil üzerine yaptıkları çalışmaları özetledikleri bir panel konuşması:


bir vesile ile bu başlığa yolum düşmüştü ama tatmin edici bir bilgiye ulaşamayınca oturdum araştırdım ve bulabildiğim şeyleri paylaşmak istedim. kuru kuru milliyetçilik yapmakla olmuyor ve şu dilin hazin hikayesi bizim bir ayıbımızdır. insanlığı, medeniliği vs. geçtim; bizim kültürümüzün bir parçasını kendi kendimiz ademe (ademiyete) mahkum etmişiz resmen.

konuyla alakalı vikipedi sayfasını da koyuyorum ilgi duyanlar için.

Dünya Üzerinde Artık Hiçbir Halk Tarafından Kullanılmayan Bazı Ölü Diller