* maliyetli bir eğitim..bir nevi mafyaya bulaşmış gibi olursunuz başlarsanız ben sıkıldım bırakıyorum deme lüksünüz yok, çünkü ciddi bir birikim yoksa götünüzü satsanız o kredileri ödeyemezsiniz.

* meşakatli bir eğitim..birçok farklı dalda mühendis, (benim gördüğüm uçak ve fizik mühendisi) bile yeterince çalışmassa atpl sınavlarında çakabilir

* soğukkanlılık olmazsa olmaz, ama pilotlar bir makine değil, stress, korku vs sadece yolcuda olmaz.(normal bir uçuş korkusu değil tabiki bu korku, ama gideceğiniz meydanda ve alternatif meydanınızda hava koşulları tahminlerden de kötüyse, reserve yakıtı kullanırken pilot herkesten daha gergin olabilir mesela)

* basınç değişimi, ciddi manada yorucu bir olaydır..uçağında kıçında(kabinde nem %60 civarlarında) 1 bacak uçuş yapmakla, sadece %20 civarlarında nem olan, bir kokpitte 4-5 bacak uçmak, organlarınızın uçakla birlikte şişip inmesi, ciddi bir yıpranma yaratır.tek olumlu yanı, osurmanın ayıp olmadığı nadir meslek gruplarındandır.hatta sesli osuruk sessize göre daha az koktuğu için sesli osuranları tercih ederim..(osurmak dediysek bağırsakta sizinle şişen gazların relief valfi yani, biraz bilimsel olsun pilot olduğumuz belli olsun ;) )

* radyasyon...hem gündüz uçuşlarında güneşten aldığınız hemde kokpitte bir çok cihazdan aldığınız radyasyon

* mesleğin her an elinizden kayıp gidecek olması riski..her yıl sağlıklı olduğunu kanıtlaman gerekir.tüm becerilerini ve bilgi birikiminide, dolayısıyla ders çalışmak hayatınızın hep bir parçası olarak kalır.

* uluslararası bir meslektir, bir çok kural kaide ortak olarak kullanılır, dolayısıyla pilotluk mesleğine ortak biçilmiş değerde maaşta budur, kimisi kızar, kimisi sever, kimisi helal eder ama ıcao ve altındaki toplulukların umrunda değildir bu durum haliyle..

* zaman zaman sikilip atılmış bir sosyal hayat..kaçırılan yılbaşı, yıldönümü, bayram seyran falan filan..kokpitteki ekibede yıl başında o külah şapkadan takarsın, kokpiti süslersin, havai fişekleri çok farklı bi açıdan izlersin belki ama aklın o anda eğlenen ailende, arkadaşlarında yada sevdiklerindedir polyanacılık oynasanda..ama onlar senden yüzlerce km ötededir.

* her pilotun, "vay amına koyim, şaka maka ölmedik lan!" duygusunu yaşayacağı bir gün denk gelir derler.bunu bilirisin.

bu meslekte yaşamak da ölmek de ekip işi.... diyip rıza babaya da selam çaktıktan sonra bana göre pilotların neden yüksek maaş aldığını da paylaşmak isterim:

her pilot, aynı zamanda sektörde birer yöneticidir dolayısıyla havacılık sektörü gibi ciddi meblağların el değiştirdiği bir sektörde, bir yöneticinin bu parayı alması gayet normaldir..çünkü pilot sadece bir uçağı bir yerden bir yere götürmez..(70-80 milyon dolarlık bir makine tabi götürdüğüde hea, fazla küçümsedim sanki) şirketinin geleceğini, itibarınıda yanında götürür..bir uçak kazası sonrası yaşanan araştırma, denetleme inceleme silsilesinden sonra batmış şirket sayısına bakarsınız çok daha rahat idrak edersiniz durumu..tabii ki çok büyük bayrak taşıyıcı şirketler batmaz bir kaza ile ama gene ciddi anlamda itibar kaybeder..pilotlar bu yüzden sektörde birer yönetici olarak görülür, ve bu sebeple maaşlar bu seviyededir..yukarda saydığım ekstra zorluklarda bu işin jabasıdır, titasıdır, wedersonudur... (i.melih başkana saygılar)

hea unutmadan, bu pilotlar çok içer, aynı zamanda kafası güzelken böyle uzun entryler girebilir..ama siz siz olun sakın ola "ama adamların sorumluluğu büyük arkasında yüzlerce insan taşıyor!" geyiğine asla inanmayın...hiçbir yolcu pilotun sikinde değildir..pilot sağ kalırsa herkesin sağ kalıcağını bildiğinden, ve kendi kedi canını çok sevdiğinden bir emergancyde varını yoğunu ortaya koyar..sivil uçaklarda kokpitte paraşüt olsaydı , bugün çılgın bir kaza istatistiğine ve 9 canlı pilot hikayelerine tanıklık ediyor olurduk.

güzel bir değişle entryi noktalıyıp, suser kimliğime geri dönüyorum o zaman..

"pilotluk, her gün cennet gibi manzaralara şahit edebilmek için, cehennemi yaşamayı göze alabilmektir.."

yani maaşta bir nevi "risk primi" dir aynı zamanda tüm bunların yanında..