KÜLTÜR 17 Mart 2017
429b OKUNMA     1470 PAYLAŞIM

Türkiye'de En Çok Kullanılan 50 Ad Soyadın Etimolojik Kökeni

Sözlük yazarı mete han turkyilmaz, ülkemizde en çok kullanılan isimleri istatistiklerle aktarmış. Sonuçlar için buyursunlar.

ibretlik bir istatistiktir.* ne zaman bununla ilgili düşünsem mustafa kemal atatürk'ü bir kez daha özlemle ve rahmetle anıyorum. neden mi?

birinci aşamada öncelikle türkiye'de en çok kullanılan 50 kadın ve erkek adına bakalım. kaynak nüfus ve vatandaşlık işleri genel müdürlüğü'dür. şuradan bakılabilir.


- kadın
"fatma, ayşe, emine, hatice, zeynep, elif, meryem, şerife, zehra, sultan, hanife, merve, havva, zeliha, esra, fadime, özlem, hacer, yasemin, melek, rabia, hülya, cemile, sevim, gülsüm, leyla, dilek, büşra, aysel, songül, kübra, halime, esma, aynur, hayriye, kadriye, tuğba, sevgi, rukiye, hava, sibel, derya, asiye, filiz, keziban, ebru, ayşegül, döndü, selma, ayten"

- erkek
"mehmet, mustafa, ahmet, ali, hüseyin, hasan, ibrahim, ismail, osman, yusuf, murat, ömer, ramazan, halil, süleyman, abdullah, mahmut, recep, salih, fatih, kadir, emre, mehmet ali, hakan, adem, kemal, yaşar, bekir, musa, metin, bayram, serkan, orhan, burak, furkan, gökhan, yasin, uğur, yakup, muhammet, muhammed, şükrü, cemal, enes, yunus, arif, onur, yılmaz, şaban, halil ibrahim"

sonra bu adların türk dili kurumu'nun büyük türkçe sözlük'üne göre kökenlerini verelim. yazması uzun süreceği için resim olarak paylaşacağım;


ve son olarak da bunların kökenlerine göre ortalamalarını verelim:

kadın:

türkçe: 10 %20
arapça: 36 %72
farsça: 7 %14
rum: 1 %2

-----------------------------

türkçe: 8 %16
arapça: 36 %72
farsça: 3 %6
ibranice: 4 %8
fr: 1 %2

*******

gelelim ikinci aşamaya. burada da en çok kullanılan 50 soyadının kökenine bakalım.


oranı da şöyle:

türkçe: 43 %86
farsça: 7 %14

görüldüğü üzere kişi adlarında türkçe oranı en fazla %20 iken arapça her iki cinsiyette de %72'de. farsça da türkçeye yakın oranlara sahip.

ama iş soyadlarına gelince türkçenin ezici üstünlüğünü görüyoruz. neden peki?

çünkü milleti orta doğu bataklığından, din kisvesi altında arap kulluğu yapmaktan kurtarıp özüne döndürmek isteyen mustafa kemal atatürk şöyle diyordu:

“milli his ile milli dil arasındaki bağ çok kuvvetlidir. dilin milli ve zengin olması milli hissin gelişmesinde oldukça etkilidir.”

“ülkesini, yüksek istiklalini korumasını bilen türk milleti, dilini de yabancı diller boyunduruğundan kurtarmalıdır.” ve bu yüzden soyadı kanunu çıkardı. hatta yakın çevresindekilere soyadı verme anılarından bazılarını şuradan okuyabilirsiniz.

zira bilge kağan da orhun yazıtlarında "beylik erkek evladı çinlilere kul oldu, hanımlık kız evlâdı cariye oldu. türk beğleri türk adını attı." der.

"türk milletinin adı sanı yok olmasın diye, kendimi o tanrı kağan oturttu tabiî. varlıklı, zengin millet üzerine oturmadım. içte aşsız, dışta elbisesiz; düşkün, perişan milletin üzerine oturdum. küçük kardeşim kül tigin ile konuştuk. babamızın, amcamızın kazanmış olduğu milletin adı sanı yok olmasın diye, türk milleti için gece uyumadım, gündüz oturmadım." der.

gazi mustafa kemal de yine aşsız, elbisesiz, perişan kalmış bu halktan aynı zorluklar altında bir millet ortaya çıkarmayı başarmıştır. adını atıp başka adlar alan ve kimliğini unutan milleti o yüzden yine öz adlarına, özüne döndürmeye çalışmıştır.

ne de güzel yapmıştır biz kıymetini bilemesek de.

ruhu şad olsun.