SAĞLIK 2 Ekim 2020
42,8b OKUNMA     677 PAYLAŞIM

Vajina İltihabı Olarak Bilinen Vajinit Hakkında Bilinmesi Gerekenler

Daha çok üreme çağındaki kadınlarda görülen vajinit hakkında aydınlatıcı bir yazı.
iStock

vajinit genel olarak kendini akıntı, kaşıntı, kötü kokulu, disparoni [ağrılı cinsel birleşme], ağrı, dizüri [ağrılı idrar yapma] gibi semptomlarla belli eder genelde. disparoni vajinite bağlı veya atrofi vajinitlerde sıklıkla görülür. aynı zamanda çoklu partnerlerle yapılan cinsel ilişkilerde trikomonas, klamidya , gonore dediğimiz cinsel yolla bulaşan parazit ve bakterileriyel hastalıkların riskini de arttırmaktadır.

trikomonas paraziti çoğunlukla menstruel peryot sırasında veya dönemden hemen sonra görülür, kandidal vulvovajinit dediğimiz vajinal mantar enfeksiyonu ise sıklıkla premenstrüel periodda görülmektedir. trikomonas daha çok pürülan dediğimiz irinli bir akıntı ile görülürken, kandida yoğun peynirimsi kesikler şeklinde akıntılarla, yoğun balık kokusunu andırır ve özellikle cinsel ilişki sonrası çok karakterize bir hastalıktır. rahim ağzında yara oluşumu servisitte ise genelde mukopürülan balgam şeklinde bir akıntı ile beraber gelir.. vajen dediğimiz vajina bölgesinin normal ph düzeyi 4 - 4,5 arasındadır, 4,5 üzerine çıkan durumlarda bakteriyel vajinit, veya trikomonas hastalığı göstergesidir. temel anlamda vajinitler 3 temel grupta incelenir. bunlardan ilki...

bakteriyel vajiozis [vajinit]

genelde doğurganlık çağındaki en sık görülen etkenlerden biridir. erken yaşta sigara içmek, vajinal duş, birden çok cinsel partner, coitus [cinsel ilişki] veya rahim içi kontraseptif araç kullanımı bakteri oluşumu için risk faktörleri arasındadır. özellikle vajinada balık kokusu, cinsel ilişki sonrasında akıntı varken belirgin hale gelir. vajinal akıntıya koh [potasyum hidroksit] eklenerek balık kokusu oluşumu [whiff testi] mikroskop altında lökositlerin az sayıda olması, vajinal enfeksiyonlarda karşılaştığımız clue hücrelerinin varlığı ile tanısı konur.

tedavisi: metronidazol ya da klindamisin adlı ilaçlar oral yada vajinal [tercihen oral] uygulandığında yüzde 70-80 iyileşme görülür. oral tedavide günde iki kez 500 mg dozaj 7 gün uygulanabilir. metranidazol jel yüzde 0. 75 intravajinal olarak 5 gün uygulandığında oral tedavi kadar etkili olabilir. burada hekim ben alternatif istyorum diyorsa 2 g oral metronidazol kullanabilir. yine aynı şekilde klindamisin yüzde 2 krem 5 gr yatmadan önce intravajinal olarak 7 gün boyunca uygulanabilir. krem istemeyenler klindamisin 300 mg oral ve günde iki kez 7 gün boyunca kullanabilirler.

ancak hastaların yüzde otuzunda rekkürens dediğimiz iki üç ay iyilik halinden sonra tekrar belirtilerin başlaması görülür. elbette akıllara gelebileceği gibi bu orada barınan mikroorganizmaların yok edilmediğini gösterir. semptomatik rekürrens ise 10-14 güne yayılmış bir tedaviyi gerektirir. rekürren enfeksiyonu olan kadınların çoğu 10 günlük metronidazol tedavisini takip eden haftada 2 kez 3-6 ay süren supresif tedaviden fayda görürler.


ikinci etken ise, vulvovajinal kandidiyazis 

yine bu vajinit türü tüm vakaların 1-3 ünden sorumludur. hatta kadınların yüzde 75 i hayatlarında en az bir kere bu hastalıktan geçirirler. menarş dediğimiz ilk adet döngüsünün başladığı yaştan önce çok nadir görülür. hatta östrojen tedavisi almamış postmenopozal yani menopoz sonrası kadınlarda daha az görülür. candida albicans dediğimiz bu mantar, vajinal mantarların neredeyse yüzde 80-90 gibi büyük bir rakamından sorumludur. bu hastalığa predispozan yani zemin hazırlayan faktörler arasında bilinçsiz antibiyotik kullanımı, diyabet, gebelik, bazen ria dediğimiz gebelik önleyici takımlar, makattan vajinaya doğru yanlış taharet alışkanlığı, ıslak mayolarla uzun süre sıcakta kalma bunlara hep neden olur. 

bu hastalığın en yaygın belirtisi kaşıntıdır. akıntı bazen çok koyu ve sulu olabilir. vajinada yanma, ağrı, disparoni dediğimiz cinsel ilişki esnasında ağrı ve fiziki muayene esnasında vulvar eritem dediğimiz bir enfeksiyon kızarıklığı bulgusu gözlenir. ph ölçüldüğünde vajenin ph normaldir, tanıda genellikle normal ph ölçümü trikomonas ve bakteriyel vajinit olmadığını düşündürür. mikroskop altında mantarlara ait dallanma ve miçel yapısı görülür.

tedavisi: topikal dediğimiz bizzat deriye uygulanan azol grubu ilaçlar tedavide en etkili yöntemlerdir. genelde tedavi sonrası 2-3 gün içinde iyileşme görülür. flukozanol 150 mg tek doz halinde kullanılır. nadiren de olsa şiddetli enfeksyonlarda 10 güne kadar tedavi uzayabilir. mesela burada ek bir bilgi olarak sık sık enfeksiyon geçiren hastalarda profilaktik dediğimiz hastalık meydana gelmeden hastalığın önlenmesinde yoğurt önerilir. hatta osmanlı döneminde, yoğurdu cinsel bölgeye topikal bir biçimde sürmek, çok yaygın bir yöntemdi..
tabi burada çok çeşitli tedavi rejimleri kullanılabilir. azol grubu ilaçlar çok çeşitlidir buraya tek tek yazmak istemiyorum. ama inflamasyon çok yoğun ise bazı ilaçlar komplike edilebilir. çok şiddetli enfeksiyonlarda 7-14 güne kadar topikal, 72 saatlik aralıklarla da 2 şer doz oral tedavi şeklinde kombin edilebilir.

şimdi geldik trikomonas vajinit tipine

bu hastalık hemen her zaman cinsel birleşme ile geçer. bulaşma riski çok yüksektir. bol bol kötü kokulu ve sulu akıntı vardır, vulvar kaşıntı da ekstra olarak eklenebilir. bu tipin vajinal ph'ı genellikle 5 ten yüksektir. mikroskobik incelemede bol bol lökosit, trikomonasların adeta mikroskop altında dansını görürsünüz eğer göremiyorsanız, vajinal akıntıyı serum fizyolojik ile sulandırıp tekrar denemek gerekir. fiziki muayene esnasında vajinal mukoza ve vajinanın bizzat kendisinde kızarıklık görülür. zaman zaman da sarı yeşil köpüklü akıntı da görülebilir şaşırmayınız.

yanma, kaşıntı, kötü kokulu akıntı ve zaman zaman kanama da görülür, cinsel ilişki ağrılı yaşanır. hatta kadınların büyük çoğunluğunda üretra da enfekte olmuştur. yine yüzde 10 koh testi de negatif çıkmışsa kültüre gidilir. ayrıca bu lanet vajinit, insan immün yetmezliği vürüsü [hiv] geçişini de kolaylaştırır. daha tıbbi bir tanı için, mikroskop altında ıslak lam üzerinde hareketli trikomonasların varlığı enfeksiyon için direkt tanıyı koydurur. tabi bu durum her zaman değil genel vakaların yüzde 50-70 arasında görülür. bunlar bulunmuyorsa lökosit artışı ve ph düzeyinin 4,5 ve üzeri oluşuna bakılır. hatta osom dediğimiz hızlı tanı kriterleri ile 10 dakikada sonuç okunabilir. becton dickinson dediğimiz bir nükleik asit probu kullanılarak yapılan testte 45 dakikaya yakın bir sürede tamamlanır.

tedavisi: gebeliği bulunmayan kadınlar için nitroimidazol metronidazol veya tinidazol kullanılabilir. hatta bunun başarı oranı yüzde 90-95 civarındadır. oral yolla tek doz 2 gram [ 4 tane 500 mg] tinidazol veya metronidazol alımıyla yapılır. genel yan etkileri yine azol grubu için bildiğimiz bulantı kusma baş ağrısı ağzıda metalik tat gibidir. ornidazol da kullanılabilir. ancak burada dikkat etmek gereken olay, tedaviden 72 saat sonra alkol alınmaması gerekliliğidir. 

tabi burada erkek ve kadının birlikte tedavi olursa maksimum verim elde edilir. erkekler için bu enfeksiyon geçicidir. gebeler için metronidazol önerilir. yan etkiler nedeniyle 5-7 gün günde 2 kez 500 mg tercih edilebilir. hatta tedavi doğumu riske atacaksa tedavi asemptomatik enfeksiyonlar hiç tedavi edilmemelidir... 

dipnot: tedaviyi kendi başınıza uygulamayınız, en doğru tedavi için hekiminize danışınız...