Yeni Witcher Denen The Blood of Dawnwalker Hakkında Önceden Bilmeniz Gereken Her Şey

cyberpunk 2077 oyun dünyasını derinden sarsan bir oyun oldu
inanılmaz grafikleri, şahane oynanışı, benzeri görülmemiş açık dünyasıyla gelmiş geçmiş en iyi oyunlardan biri olduğu için değil mi diyenler olacaktır. ama hayır o yüzden değil. gelmiş geçmiş en bozuk oyun çıkışlarından biri olmasıyla oyun dünyasında deprem yarattı. bu öyle bir depremdi ki, pek çok oyuncu cyberpunk 2077’nin çıkışında yarattığı hayal kırıklığı yüzünden ön sipariş vermemeye yemin etti. oyun hayvan gibi satmış olsa da cdpr büyük bir itibar kaybı yaşadı. şirket rockstar games oalcağım derken bir anda ubisoft olma tehlikesiyle karşı karşıya kaldı. oyuncuların cdpr’a olan güveni zedelenmişti. firmaya hayvan gibi tepki geldi haliyle. bu durumun sorumlusu muhtemelen geliştiriciler değil, yönetim kademesinden birileriydi. ama yine de oyunun çıkışının ardından pek çok cdpr çalışanının stüdyodan ayrıldı. her üç günde bir falan eski cdpr geliştiricileri yeni stüdyo kurdu haberleri gelmeye başladı. hepsi de gelmiş geçmiş en mükemmel oyunu geliştiriyorlardı... "wticher 3’ün eski kodcusu kodlarını koltuğunun altına aldı ve cdpr’dan ayrıldı stüdyo kurmaya gidiyor, witcher 3’ün eski sanat yönetmeni yeni stüdyo kurdu, ilk kez konuştu ve baba dedi. witcher 3’ün geliştiricilerine çay getiren stajyerin yeni oyunu nerow dark holes… bağzı kara deliklere odaklanacak." bölünerek çoğalan cdpr eski çalışanları umarsızca oyun duyuruyordu. ama bunlar arasında öyle kayda değer çok az dikkat çeken materyale sahip oyun vardı. eski cdpr geliştiricilerinin kurduğu starward ındustries’in ilk oyunu bunlardan biriydi. yine bir polonyalı yazar olan stanislaw lem’in bilimkurgu hikayesinden esinlenen the ınvincible idare eder gibi bir oyundu. witcher 3 gibi bir oyun beklerken abilerimiz yürüme sümülasyonu yapmıştı. e hani nerede bu eski cdpr çalışanlarının kurduğu 567farklı stüdyonun geliştirdiği oyunlar derken en dikkat çekici duyuru. witcher ve cyperpunk 2077’nin eski yönetmeni konrad tomaszkiewicz’ten geldi. konrad abimiz wtcher 3’ün çok sevilen genişleme paketi blood and wine’ı da geliştiren kemik kadroyu yaynına almış, isyankar kurtlar adında bir stüdyo kurmuştu. ve görünen o ki yeni oyunlarında da vampirler kurt adamlar ve karanlık orta çağ teması ön plana çıkacaktı. the blood of dawnwalker, witcher esintileri taşıyan oldukça havalı bir sinematik ve minimal oynanış görüntüleriyle sonunda gün yüzüne çıktı. üşengeçler için witcher 5, pardon the blood of dawnwalker için heyecanlanmamızı sağlayacak tüm bilgileri derledim. ahan da;
efenim öncelikle oyunumuzun türüyle başlayalım
sizin de fragmandan anlayacağınız üzere the blood of dawnwalker bir kart oyunu. şaka şaka değil. böyle havalı fragman yapıp sonra kart oyunu falan duyuruyorlar ya, aşırı uyuz oluyorum bu olaya. neyse efenim oyunumuz tıpkı witcher serisi gibi bir third person akisyon rpg. oyunumuzu tam olarak "karanlık fantezi temalı, hikâye ve anlatıya ağırlık veren, tek oyunculu, açık dünya aksiyon-rpg" şeklinde tanımlıyor geliştirici bireylerimiz. unreal engine 5 ile geliştirilen oyun pc, playstation 5 ve xbox series için yayınlanacak.

oyunun hikayesi de oldukça ilgi çekici
"oyunda dawnwalker'a dönüşen genç coen'e hayat veriyor, sonsuza dek gündüz dünyası ile gece diyarı arasında geziniyorsunuz. sevdiklerinizi kurtarmak için bir göreve çıkarken yeteneklerinizi kullanın ve vampir gücünü insan kararlılığıyla birleştirin. düşmanlarınızla yüzleşin - ister insan, ister canavar, isterse de işleyen zamanın kendisi olsun. ama unutmayın, gerçek kötülük güneşin ışığında güneşlenebilir ve en sadık müttefikler gecenin örtüsü altında gizlenebilir.dünya, insanlığın en kötü durumda olduğu bir zamanda saldırmak ve feodal beyleri devirmek için harekete geçmek üzere gölgelerde bekleyen vampirler tarafından izleniyor." hele hele...
oyun 14. yüzyıl orta çağ avrupa'sında "vale sangora" adlı hayali bir ülkede geçiyor
geliştirici ekip the blood of dawnwalker’ı yaratırken balkan mistisizmin’den baya bir ilham almış. oyunun atmosferi polonya, romanya ukrayna ve diğer doğu avrupa ve balkan ülkelerinin hem mekanlarından hem binalarından hemi de kültürlerinden esinlenilerek oluşturulmuş. polonya kütük evleri, ukrayna ve balkan kıyafetleri, rumen savunma kiliseleri gibi mimari esintilere rastlayacağız. the blood of dawnwalker’da bizi bol bol koca karı bataklığı gibi kasvetli ormanlar içindeki bataklıklar, transilvanya şatosu gibi karanlık şatolar, açlığın sefaletin kara vebanın kol gezdiği viran haldeki köyler ve adidas eşofmanlı iri kıyım abiler bekliyor.
efenim oyunda gece gündüz döngüsü önemli bir yer kaplayacak
sadece atmosfer olarak değil. gece gündüz döngüsü oynanış mekaniğine de etki edecek. oyun haritası gün batımından sonra 'farklı bir yer gibi hissettirecekmiş. karakterimiz coen, bir yarı vampir bir dawnwalker. yani insan değil, vampir değil, ikisinin arasında bir şey olduğu için güneş battığında farklı bir yetenek setine sahip olacağız. gündüz düz kılıç kalkan kullanıp insanların arasında dolaşırken, gece witcher gibi bir takım büyü yapma kan emcükleme özellikleri kazanacak ve yaratıkların dünyasını keşfedeceğiz. yayınlanan trailer’daki minicik oynanış görüntülerinde combat mekaniğinin ufak esintilerini de gördük. gece çatılardan kayarak inme gölge gibi bir forma bürünme, düşmana pençelerle dalarak yakın dövüş eyleme gibi şeyler yaparken gündüz robot mu, yaratık mı ne olduğu belli olmayan bir düşmansa kılıç çekip dalma şeklinde ufak bir sekans gösterildi. bu arada oyunun bu combat kısmındaki animasyon kalitesinin ve grafiklerin pek de iyi olduğunu söylemek zor. neyse geliştire geliştire iyi hale getirirler herhalde.
the blood of dawnwalker’ın çok ilginç bir özelliği var
oyunda ailenizi kurtarmak için 30 gününüz ve 30 geceniz olacak. oyunu yönetmeni aciliyet duygusu yaratmak istedim. bir hedefi/görevi tamamladığınızda, zaman ilerler. ancak gerçek dünya zamanında zaman geçmez, zamanı bir kaynak olarak nasıl kullandığınızı 'yönetebileceksiniz diyerek bunu açıklıyor. bu mekanikle ilgili çok detay verilmemiş. ama kulağa ilginç ve zorlayıcı geliyor. gerçekten de sürekli zaman baskısı altında kalıp, günü bitirip bitirmeme konusunda dikkatli planlama yapacağımız, zorlayıcı bir mekanik yenilikçi bir yaklaşım olmuş. çok detay yok tutar mı tutmaz mı, oyun çıkınca "yok ya olmadı biz vazgeçtik o olaydan" derler mi bilemiyorum.
oyun boyunca kendi hedefleri ve tutkuları olan birçok karakterle tanışacağız, onlarla arkadaş ya da düşman olabileceğiz.
kan açlığı adı verilen bir mekanik var, yarı vampir olduğumuz için oyun boyunca beslenmemiz gerekecek. eğer uzun süre karakterimizi beslemezsek açlığımız karakterimizi kontrol edemememize neden olacak. hatta biriyle konuşurken daha fazla dayanamayıp konuştuğumuz karakteri yiyebileceğiz. bu acımdan gözüm dönmüş ya ne bulduysam yedim işte diyerek yediğimiz karakter oyunda çok sevdiğimiz biri bile olabilirmiş.
efenim oyunun evreninde, vampirlerin dişleri büyümeyi durdurmuyor, bu yüzden yaşlı vampirlerin çok sayıda dişi var. ilk başta görünmüyorlar ama ağızları açıldığında uzayabiliyorlarmış.
vampirler, dünyayı değiştirmek isteyen, eski dini inançları çarpıtan ve kendini bir tür mesih figürüne dönüştürmek için toplumsal kargaşadan yararlanan, süper güçlü yaşlı bir vampir olan brencis tarafından yönetiliyormuş.
vampir liderleri siyah ve beyaz değil, daha çok gri olacak. şiddet yanlısı ve yozlaşmış feodal beyleri devirirler, ayrıca insanları yemek için öldürürler, kilisede kan ayinleri düzenlerler vb. ama bazı iyi yanları da olabilirmiş. yani gözü dönmüş yaratıklar gibi değil. planları olan kurnaz insansı vampirler olacak oyunda. brencis adındaki bu lider vampir oyundaki baş düşmanımız olacak.
yayınlanan fragman’dan fazlasıyla witcher esintisi aldınız değil mi? hatta karakterler zırhlar çevre tasarımı bile bayağı bayağı witcher ulan bu oyun dedirtiyor. bunu nedeni the witcher 3'ün sanat yönetmeni bartlomiej gawel’in de rebel wolves’da yer alması. hatta witcher 3’ün baş yazarlarından biri olan jakub szamalek ve de cyberpunk görev direktörü mateusz tomaszkiewicz aynı ekibin bir üyesi. cyberpunk 2077’nin sorunları olsa da görev dizaynı hikaye anlatımı şahaneydi. witcher 3’ü zaten anlatmaya gerek bile yok. bu üçlünün bir araya gelip de...
the blood of dawnwalker yaklaşık 2 yıldır geliştiriliyor
artık sevinsek mi üzülsek mi bilemiyorum ama oyun unreal engine 5 ile geliştiriliyor. sağlam bir görsellik bekleyebiliriz. ama tabii optimizasyon için aynı şeyleri söyleyebilir miyiz? orası soru işareti.
rebel wolves yaklaşık 100 kişiden oluşan bir kadroyla the blood of dawnwalker’ı geliştirirken bandai namco da firmaya destek atmış. oyunun yayın hakları elden ring’in de ana şirketi olan bandai namco’da .oyunla ilgili daha fazla bilgi için gözümüzü yaz aylarına diktik.
heyecanlandık mı? bir yandan" ee bu witcher işte aynı şeyler "dedirtiyor. bir yandan ilginç yenilikçi mekanikler de denemişler. oyunu oynamadan bu bahsedilen mekaniklerin nasıl çalışacağını söylemek zor. ama the blood of dawnwalker’ın merak uyandırıcı olduğu da kesin gibi...