SEYAHAT 27 Nisan 2018
31,4b OKUNMA     596 PAYLAŞIM

Zaman Makinesinde Yolcuymuşsunuz Hissi Uyandıran Otantik Fas Şehri: Marakeş

Kazablanka'dan sonra Fas'ın en çok tercih edilen turistik şehri olan Marakeş'e gitmeyi düşünenlere birkaç tavsiyemiz olacak.
iStock

kaos... bu şehri anlatabilecek tek kelime kaos... veya kafiyeli olacaksa keşmekeş... insanı ciddi anlamda yoran ve bunaltan overrated bir şehir marakeş. özellikle ryanair'in fas uçuşlarını arttırmasından sonra avrupalı fakir turistlerin gözde mekanı olan marakeş ne yazık ki beklenildiği gibi insanı büyüleyen bir şehir olmaktan çok uzak.

öncelikle marakeş'te nerede kalınmalı?  

havaalanın yakınlarında bir çok resort otel var. özellikle tipik mimarisiyle ve uygun olduğu söylenen fiyatlarıyla kalınabilecek mekanlar. fakat şehrin atmosferini solumak ve macera yaşamak için riad dedikleri şehir merkezinde bulunan butik otellerde kalmak çok daha uygun ve keyif verici. fiyatları ise 10-25€ arasında değişiyor. örneğin bizim kaldığımız riadın geceliği sadece 11€ idi. fakat personeli olsun otelin temizliği olsun her yönüyle dört dörtlük bir pansiyondu. belki de marakeş'te dört dörtlük olan tek yerdi diyebilirim.


marakeş'te nereler ziyaret edilmeli?

en etkileyici yer, marakeş'in djemaa el fna meydanı. her akşam binlerce insanın akın ettiği bu yerde yılan ve maymun oynatıcıları, kınacılar, falcılar, garip tam tam müzikleri yapan insanlar, hijyenin h'sinin bile olmadığı lokantalar, salyangoz çorbası ve portakal suyu satanlar bulmak mümkün. her lokantanın bir elemanı turistleri çekmek için elinde menüyle dolaşıyor. o kadar kendilerini geliştirmişler ki, ingiliz aksanıyla bloody marvellous falan diyerek üstünüze geliyorlar elinize menüyü tutuşturup sizinle konuşmaya çalışıyorlar.

repertuarlarında her dil mevcut. türk olduğunuzu söylediğinizde "gardaş, hasan şaş yavaş yavaş" diyerek sempati toplamaya çalışıyorlar. göz temasına girdiğiniz anda kurtulmak çok zor. zaten kalabalık yüzünden yürüyemediğiniz meydanda bir de sağınızdan solunuzdan birinin çekiştirmesi olayı işkenceye dönüştürüyor.


majorelle bahçeleri marakeş'te görülmeye değer 2. yer. jacques majorelle'in evi sonrasında yves saint-laurent tarafından satın alınmış ve 2008 yılında vefat ettiğinde külleri buraya saçılmış. 40 dirhem bizim parayla yaklaşık 10tl. görülmeye değer.


koutoubia camii djemaa el fna meydanının hemen yanında. gayrimüslimlerin camiye girmeleri yasak. eğer yazın ziyaret ediyorsanız 45 derece sıcakta şort giydiğiniz için sizin de girmeniz yasak.


ben youssef medresesi , marakeş müzesi ve ne olduğunu anlayamadığım bir yere 60 dirhem-15tl karşılığında girebilirsiniz. fakat çok bir şey beklemeyin çünkü içleri bomboş ve bakımsız. söylenenlere göre fransızlar bütün kıymetli eşyaları almış götürmüş.


medina souk pazarı bizim kapalı çarşının imitasyonu. 5 para etmez kalitesiz mallara yüksek fiyatlar çekiyorlar. yabancı turistler için ilgi çekici fakat bizim için çakma bir kapalı çarşı olmaktan öteye gidemiyor.


el bahia sarayı; saraya bak gtüm gibi affedersin.. içinde tek parça mobilya olmayan saray mı olur arkadaş? duvardaki işlemeler tavan falan hoş fakat mimar değilseniz çok fazla ilginizi çekmeyecektir büyük ihtimalle. saadian mezarları fatiha okumaya niyetli olanlar varsa ziyaret edebilir. ayrı bir paragrafta bile yazmaya gerek duymadım o derece yani. geç!!


menara bahçeleri bir kulübe ve bir içi çöp dolu havuzu görmeye o yol çekilir mi? fotoğrafı kesinlikle daha hoş kartpostalını bulursanız alın muhakkak.


eğer vaktiniz varsa çölde bir gece geceleyin. 40€'ya turlar bulabilirsiniz. bedevi çadırlarında uyuma deneyimi yaşayabilirsiniz. bizim vaktimiz ve paramız olmadığı için gidemedik maalesef.


gelelim marakeş'te dikkat edilmesi gerekenlere

resort falan demediniz riadda kalmaya karar verdiniz. eğer kaldığınız riadın sizi havaalanında karşılama hizmeti varsa değerlendirin. yoksa otobüsle djemaa el fna meydanına gitmeniz gerekiyor. burada yapacağınız ilk iş elinizdeki haritayı gördüğünüz ilk çöp kutusuna atmak. tabii çöp kutusu bulmak için bir 10 dakikayı gözden çıkartın. medina bölgesinde harita hiç bir işe yaramıyor yüzlerce ara yol ve çıkmaz sokak var. zaten sizi elinizde veya sırtınızda valizlerle gören çocuklar konuşmaya, yol tarif etmeye çabalıyor. içlerinden en ufak olanı veya içinizin en ısındığı çocuğu seçin 10 dirham karşılığında sizi riadınıza kadar bıraksın. fakat dikkat edin diğer veletler sizi takip etmesin yoksa hepsine 10'ar dirham vermek zorunda kalıyorsunuz.


djemaa el fna meydanında sürekli sağınızdan solunuzdan haşiş haşiş diye söylenen adamlar geçiyor. sakın kendilerinden esrar almak gibi bir hataya düşmeyin çünkü bir çoğu polislerle çalışıyor. 2 yılınızı fas hapishanelerinde çürütürsünüz vallahi prison break falan da işlemez burada. ayrıca cüzdanlara da dikkat etmek gerekiyor. meydanda birşeyle ilgilenirken sürekli arkanızdan birileri geçiyor. en çok dikkat edilmesi gereken şey bahsettiğim gibi göz teması.. her hangi birisiyle göz teması kurduğunuz anda artık onlar için bir avsınız. ellerinde maymunla, yılanla veya yemek menüsüyle sizi takip etmeye başlıyorlar.

medina'da bazı ara sokaklarda bir an için orta cağa dönüyorsunuz yerel giysili adamlar size bir şey satmak veya bir yerlere götürmek için çabalıyor. her söylediklerine türkçe cevap verin. en fazla duyacağınız bir fuck off oluyor sonrasında sizi rahat bırakıyorlar. fotoğraf kameranızı hiç kimseye fotorağrafınızı çekmesi için emanet etmeyin çünkü ya kamerayı kaybedersiniz ya da fotoğraf çekimi için para ödemeniz gerekir. unutmayın bu şehirde bedavaya selam vermek bile yok. hiç kimse hayrına size yardım etmeyecektir her şeyin ama her şeyin maddi bir karşılığı var. öyle ki havaalanında maaşla çalışan temizlik görevlisi dahi önümüzdeki pisliği süpürdükten sonra bahşiş istedi.


trafik tam bir keşmekeş. adeta mini hindistan. insanlar zaten kısıtlı alanlarda olan kaldırımları kullanmıyor. trafik lambası oldukça az burnunu daha önce sokan geçiyor. at arabaları, eşekler, mobiletler, motorlar, arabalar, otobüsler ve durmak bilmeyen korna sesleri eşliğinde yollara atlayan insanlar... özellikle geceleri karşıdan karşıya geçerken çok dikkatli olmak gerekiyor çünkü ters şeritten gelen ve ışıkları yanmayan bir mobiletin altında kalma tehlikesi geçirebiliyorsunuz.


son olarak pazarlık. bizim de kültürümüzün bir parçası olduğu için çok yadırgamadığım bir durum. her zaman söyledikleri fiyatın 3'te 1ini veya 4'te 1ini teklif edin. sürekli bozuk para bulundurun ve tam para vermeye çalışın. ayrıca lokantada yemek yiyip hesabı ödedikten sonra para üstüne yatmak için ellerinden geleni yapıyorlar.

din din din... her şeyin merkezinde din var. girdiğim bir mc donalds'ın tvsinde bir kaç klip seyretme imkanım oldu. tekinde adamın hacı babası satranç oynayan oğlunun satranç takımı deviriyor namaz kılmasını gösteriyordu. öteki klipte 7-8 yaşlarındaki çocuklar minik bir kabe maketinin etrafında tur atıyorlardı. hemen hemen çoğu şarkıda dinle ilgili bir bölüme rastlamak mümkün. namaz vakitleri camiler doluyor taşıyor. caminin içine göz atmak için kafamı uzattığımda burası cami diyerek önümü kestiler. pasaportumu gösterip müslümanım diyerek zor yırttım. içkili bir lokanta bulmak çok zor bazı binaların üst katlarında varmış ve çok pahalıymış. marketlerden alkol temin edebilirsiniz. biz ramazan arifesinde gittiğimiz için için yerel halka içki satışı yoktu. pasaportunuzu güvenlik görevlisine teslim ederek ve alkol bölümünün sürgüsünü açtırarak alışverişinizi yapabiliyorsunuz.

merkez din dedik fakat her fırsatını bulduğunda turisti kazıklamaktan keyif alan, parasız selam bile vermeyen, temizlik imandan gelir lafını başka tarafıyla algılamış, hoşgörüden nasibini almamış bir toplumdan bahsediyorum. söylediğim gibi şehir bizim doğu anadolu'daki her hangi bir vasat altı şehirden çok farklı değil. üstüne sürekli tetikte olmanızı gerektiren bir yapısı var. alternatif tatil arayışında olanlar için ideal. fakat beklentiler düşük tutarak gider ve çarpıklıklarla eğlenmeyi başarabilirseniz keyif alabiliyorsunuz. bütün olumsuzluklara rağmen benim için keyifli bir deneyimdi fakat bir daha üstüne para verseler düşünürüm.