sabah işe giderken bir kuş sütü eksik olan kahvaltı masasından sadece bir yudum portakal suyu içip aceleyle çıkmak.

son lokmayla ayranın son yudumunu denkleştirmek için strese girmicem.. ikinci ayranı isticem.. yarıdan fazlasını masada bırakıcam..

kafa hala fukara çalışıyor.. ne dürümü lokması ayranı lan..

sanki oynamazsa yaşayamayacakmışçasına golf oynamak.

alisveris yapmayi hic sevmem. cok param olursa tutarim bi tane imaj danışmanı, bakarim keyfime. ne giyicem diye dusunmem. zaten ben ne dusunucem lan, dusunmemek icin para veriyorum, o düşünsün. zenginim ben zengin. 

(bkz: bakkalım ben erdal bakkal)

2 otobüs dolusu takım elbiseli koruma tutup heryere onlarla gidicem.
hepsinin kulaklığı olucak. kafaları 3 numara olucak.
saçma sapan yerlere götürcem onları. ormana falan gidicez.

lüks bir restaurantta pahalı bir şarabın tadımı sırasında beğenmeyip geri göndermek.

şehirler arası otobüslerde iki kişilik bilet alıp tek seyahat etmek olabilir benim için.

restaurant hesabındaki yanlışı fark edip düzelttirince ''valla parasında degilim yauuu'' kalıbını bu sefer kastederek söylemek.

öncelikle:
para sayma makinası almak.
zengin olduğunu çaktırmadan işe gitmek ama kovulana kadar bütün gün yatmak.

kovulduktan sonra:
patronu müşteri olarak arayıp satış yapmaya çalışmasını izlemek.
hatta ortaklık teklif edip son anda caymak.

kulübü satın alıp yılmaz vural'ı bir günlüğüne fenerbahçe'nin başına geçirmek.

banka satın alıp kapısını kilitleticem.

hep benim numaram yanacak!

hep benim numaram yanacak!!

üstüme mor ve baklava desenli bir ropdöşambır, elime bir viski almak ve bacak bacak üstüne atıp pencereden dışarıyı izlemek.

sanırım 1 kg. falan kaju alıcam. pahalı meret kafamıza göre alamıyoruz.5 liralık ver, 10 liralık ver demekten sıkıldım. giricem bi kuruyemişçiye, bana 1 kg kaju ver diyeceğim.