Antik Yunan'da Politik Olarak Sivrilen Kişilerin 10 Yıl Sürgün Edilmesi: Ostrakismos

Ostrakismos, Antik Atina demokrasisinin en önemli adalet ve emniyet uygulamalarından biri.
Antik Yunan'da Politik Olarak Sivrilen Kişilerin 10 Yıl Sürgün Edilmesi: Ostrakismos

yunanca çanak çömlek mahkemesi anlamına gelen ostrakismos sözcüğü, mö 6. yüzyılın sonları ve mö. 5. yüzyıllın başlarını kapsayan dönemdeki atina iç siyasetinin durumunu iyi özetleyen bir tabirdir. 

meşhur perikles'in dayısı olan kleisthenes tarafından başlatılan bu uygulama, yurttaşların hemşerilerini 10 yıllığına sürgüne göndermesine izin vermesinin yanında, aynı zamanda yine kleisthenes'in tabiri caizse yeniden yapılandırdığı demokratik yönetim sistemini güçlendirmek üzere hayata geçirdiği reformların bir parçasıdır. mevzubahis düzenlemeye göre meclis (sadece yetişkin erkek yurttaşlardan oluşmaktadır) , yılda bir kez bu prosedürü uygulayıp uygulamayacağına karar vermek için toplanırdı. eğer oylama ostrakismos'un uygulanması lehinde sonuçlanırsa iki ay sonra seçmenlerin, "pişmiş kırmızı topraktan testi veyahut tabak parçalarının (ostraka; ostrakismos kelimesi tahmin edileceği üzere bu kelimeden türemiştir) üzerine sürgüne göndermek istedikleri kişinin adını yazmak suretiyle oy kullandıkları bir oylama daha yapılırdı. katılımcı sayısı altı bine ulaştığı takdirde ise oylamada gitmesi lehine en fazla oy alan kişi sürgüne gönderilirdi. bu kişi 10 gün içerisinde attika'yı terk etmek zorundaydı ve resmi olarak davet edilmedikçe bu süre zarfı boyunca geri dönemezdi.

ostrakismos, herhangi bir suç karşılığında verilen bir ceza değildi. sürgüne gönderilen kişiye mali bir ceza verilmez ve atina'daki mallarını muhafaza etmesine izin verilirdi. sürgün edilen kişinin ailesi, arzu ettiği takdirde, kendisinin zorunlu yokluğu dışında hiçbir resmi sonuç ile rahatsız edilmeden yurtlarında yaşamaya devam edebilirdi. yine de bu prosedür, uygulanan kişiye ve ailesine büyük bir külfet getirmekteydi. sürgün edilen kişi ya ailesini de yurdundan ayırıp kendisiyle birlikte atina topraklarının dışına götürmek ya da uzun süreli yokluğu sırasında herhangi bir yardıma ihtiyaç duyduklarında akrabalarına ve dostlarına bel bağlayarak arkasında bırakmak durumundaydı. bütün bu sebeplerden mütevellit ostrakismos, sürgüne gönderilen adamın (daima erkek olurdu) karısı ve çocukları üzerinde acı verici kişisel ve duygusal kayıplara neden olurdu.

peki atinalılar neden ostrakismos gibi ağır bir uygulamayı kabul etmişlerdi? bu sorunun cevabını mö. 6 yüzyılın ikinci yarısından itibaren yönetimi elinde bulunduran peisistratos tiranlığında bulabiliriz. atina halkı, peisistratos idaresinde yaşadığı, özellikle tiranın son dönemlerinde iyice şiddetlenen baskı dönemini çok iyi hatırlıyordu ve kleisthenes önderliğinde demokrasilerini kurarken alışılmadık biçimde ön çıkan herhangi bir liderin kendisini tirana dönüştürmek için gereken desteği kazanması ihtimalini tamamen ortadan kaldırmaya karar vererek, böyle bir kişinin kent devletinden 10 yıllığına uzaklaştırılmasını yegane çözüm olarak addetmişlerdi. sürgüne gönderilen kişinin atina siyasetinden uzunca bir süre uzak kalmasının, onun atina demokrasisine yönelik yakın bir tehdit gibi görünmesine neden olan takipçileri arasındaki itibarını kaybettireceğini umuyor olmalıydılar.

amerika birleşik devletleri'nin kurucu babalarından biri ve ikinci başkanı olan john adams, bu siyasi saiki yani korkuyu atina'daki "sürgün" uygulamasının nedeni olarak kabul eder ve hatıratında konuya değin görüşlerini şu şekilde ifade eder: "halkın zafiyetinin ve devletin yürütme organını idare etmekteki yetersizliğinin veya yasama organının sahip olduğu yetkilerin dengesizliğinin bu kurum kadar samimi bir itirafı, tarihin hiçbir döneminde görülmemiştir."

bu açık sözlü değerlendirme, adams ve diğer kurucu babaların atina'nın doğrudan demokrasisini yeni devletlerine model olarak kabul etmemelerinin ve cumhuriyet kurulmasında ısrarcı olmalarının muhtelif nedenlerinden biridir. ostrakismos'un, bireysel özgürlüğü korumak için yeterli anayasal güvencinin olmadığı bir demokraside görülmesi mümkün olan ve adams gibi siyaset yorumcularının çoğunluğun tiranlığı adını verdiği kavramın bir tezahürü gibi göründüğünde karşı çıkmak güçtür. ama yine de atinalıların özgürlüklerini kaybetme korkusunun bu kaygıyı kışkırtan kişi üzerinde kullandıkları bu tarz bir hakimiyeti haklı çıkardığını da kabul etmek gerekir.

490'da gerçekleşen ve atina imparatorluğu'nun temellerinin atıldığı meşhur marathon muharebesi'nden sonraki ostrakismos'a ilişkin kanıtlar, sınırlı olmak ile beraber muharebenin evveline tekabül eden dönemde herhangi bir yurttaşa sürgün cezasının uygulanmadığını göstermektedir. aristoteles'in atina siyasi tarihi üzerine yaptığı kısa araştırmasında (bkz: atinalıların devleti) belirttiği üzere ostrakismos'un ilk muhataplarının sürülme nedeni, aslında bu insanların atina'ya hükmeden tiranlar olmayı amaçlamalarından şüphelenilmesiydi. bu suçlama, söz konusu kişilerin atina'nın ilk tiranı olan peisistratos'un ailesiyle bağlantılı oldukları ve bu nedenle kenti, yunan özgürlüğünü tehdit eden pers kralının "şakşakçısı" olarak yönetmek için onunla işbirliği yapmaya hazır oldukları iması taşıyordu. bilindiği üzere o dönemde peisistratos'un oğlu eski tiran hippias, perslerin zaferinin kendisini tekrar atina'nın tek hükümdarı kılacağı beklentisiyle marathon'a kadar perslere eşlik etmişti.

kusurun, insanın imzası olduğu kaidesi pek tabii olarak ostrakismos'un uygulanmasında da zaman zaman kendini göstermiş ve mevzubahis cezasının kime uygulanması gerektiğine dair yapılan bazı oylamalarda kimi yurttaşlar sırf kişisel antipati veyahut kıskançlıktan kaynaklanan çeşitli saiklerle de hareket etmiştir. bu duruma en güzel örneği teşkil eden hadise ise hem kişisel yaşamında hem de siyasette alışılmadık ölçüde adil olmasıyla bilinen ve salamis savaşı kahramanlarından aristides'in 482'deki sürgünüdür. anlatıya göre aristides, o yılki ostrakismos oylamasının yapılacağı yere doğru yürüken kendisine yaklaşan bir yurttaş elindeki çömlek parçasına bir isim yazması için ondan yardım ister. bu kişi okuryazar değildir ve bu durum o dönemde gayet normal olduğu gibi, yurttaşlığa ya da oy kullanmaya da engel teşkil etmemektedir. velhasıl aristides, adama çömlek parçasına hangi ismi yazacağını sorduğunda adam "aristides" yanıtını verir. bu cevaba şaşıran aristides, "aristides sana sürgüne gönderilmeyi hak edecek ne yaptı ?" diye sorduğunda adam; "hiçbir şey yapmadı, yalnızca herkesin ona adil aristides deyip durmasından bıktım usandım" cevabını verir. (plutarkhos/ aristides)

konuya dair daha fazla bilgi edinmek isteyenlere aristoteles'ten atinalıların devleti, plutarkhos'tan aristides ve thomas martin'den perikles adlı eserleri tavsiye ediyorum.