Balık Kraker Yemenin Getirdiği Nostaljik Hislenme
90'lı yıllarda algı dünyası gelişmiş ancak içindeki çocuğu henüz öldürmemiş herkesin bildiği tanıdığı şeyler: eti balık kraker
yıllar sonra bir gece başbaşa kaldığınızda,
ona nostaljik bir misyon yüklemeniz zaten onu hapır hupur yerken duygularınızın tellerini tıngırdatır.
ama burada bitmez,
yaptığınız bu kişileştirme gittikçe onun balık bünyesini bir canlı gibi algılayışa,
ona bir karakter, geçmişin bir tanığı olma misyonunu yüklemeye evrilir.
oturup dertleşecekmiş gibi elinizi götürüp "bunu yiyeyim de" güdüsüyle mideye indirirsiniz...
sanki bir sonrakiyle hasretleşecekmişsiniz gibi.
oysa yediğiniz kraker vuslata ermiştir çoktan.
haksızlık:
onu yerken
ve hala bu ikili ilişkinin ilişkiyi düşünen tek tarafı kendinizken
düşüncenizi sadece elinizin yağlanmasına yönlendirmenizdir.
(söylememe gerek yok bu haksızlık balık krakere elbette, sizi kırmak istemem; fakat bunun adı bencillik...)
ihanet:
karşılıklı gülüşmeniz.
bilirsiniz balık kraker güleç bir yiyecektir.
öyle çıkmıştır makineden.
ve balık krakerin öcü:
o sizi 1 anlık hafızasını biriktirerek vurur.
1 an için doyumluk olan balık krakerler
birlikten kuvveti getirirler
size kilo olarak geri dönerler...
ne garip değil mi, zaten midenizde olan bir şeyin size geri dönmesi...
zaten,
bir balık kraker insana daha fazla ne verebilirdi ki?