Başlarda Fazla Tutulmayan Python, Nasıl Oldu da Yapay Zekanın Gözbebeği Haline Geldi?

Yayınlandığı 1991 ve sonrasında kimselerin öyle aman aman coşmadığı yazılım dili Pyhton, nasıl oldu da şu anda yapay zeka mevzusunun odağına yerleşti?
Başlarda Fazla Tutulmayan Python, Nasıl Oldu da Yapay Zekanın Gözbebeği Haline Geldi?

kodun sessiz darbesi: python

1989’un son günleriydi. amsterdam, yılın son günleri, herkes yeni yılın telaşında bir yerlere yetişmeye çalışıyordu. ama şehrin kalabalığından biraz uzak bir araştırma merkezinde, genç bir programcı sessizliğin içinde kendi küçük savaşını veriyordu. guido van rossum. yıllardır uğraştığı abc adındaki programlama dilinin sınırlarından bıkmıştı. güzel niyetlerle tasarlanmıştı evet; öğrenmesi kolaydı, eğiticiydi ama bir o kadar da katı, kapalı ve sınırlandırıcıydı. gerçek problemlerle başa çıkamıyor, sistemle bütünleşemiyordu.

yılbaşı tatiline girilmişti. çoğu insan, yeni yıl için eğlence planları yaparken guido, kendi zihinsel boşluğunda bir boşluğu daha fark etti: “neden insanlar ya sadece kolay dillerle uğraşmak zorunda ya da zor olanları öğrenmeye mecbur?” diye sordu kendine. kod yazmak neden bu kadar yorucu, soğuk ve mekanik olmalıydı? yazılım, neden insanın sezgisine hitap etmiyordu? işte o an, kafasında bir kıvılcım çaktı. belki de ihtiyaç duyduğu dili kimse yazmayacaktı. belki de bu dili kendi yazmalıydı.

Guido Van Rossum

kurduğu hayal netti: hem yeni başlayanların anlayabileceği kadar yalın, hem de profesyonellerin çözüm üretebileceği kadar güçlü bir dil… karmaşadan uzak, yazanın değil, okuyanının rahat edeceği bir yapı… noktalı virgüller, süslü parantezler olmadan da bir dil akabilir miydi? şiir gibi okunabilir miydi bir program? guido, yılbaşı tatilinin o boş günlerinde yazmaya başladı. henüz adı yoktu. henüz bir satır bile çalışmıyordu. ama zihninde bir felsefe, bir karakter oluşuyordu.

isim konusuna geldiğinde uzun düşünmedi. hayranı olduğu absürt ingiliz komedi grubu “monty python’s flying circus” o sıralar kafasını kurcalıyordu. isim, eğlenceli olmalıydı. ciddiyetin içine biraz ukalalık serpiştirmenin kimseye zararı olmazdı. “python” dedi içinden. hem kısa, hem dikkat çekici, hem de tuhafça eğlenceli. böylece python’un ilk tohumu atıldı. adını yılanlardan değil, komediden almış bir dil doğuyordu.

1991'de, python’un ilk sürümü sessizce yayınlandı

kimse fark etmedi. ne gazeteler yazdı, ne üniversiteler heyecanlandı. ama python'un o ilk hali, zamanla küçük bir topluluğu etrafında toplamaya başladı. herkesin kod okurken yüzünü buruşturduğu bir dönemde, python tam tersi bir his uyandırıyordu: kodun anlaşılır olması mümkün müymüş? bu dilde boşluklar sözdiziminin parçası mıydı? evet, python’da kodun görsel düzeni bile önem taşıyordu. kod artık bir yazı gibiydi, düşünceyle aynı hizada akıyordu.


yıllar geçtikçe python gelişti

2000’lerde veri bilimcilerin gözdesi oldu. 2010’lara geldiğimizde, yapay zekâ araştırmacılarının eli ayağına döndü; çünkü pytorch ve tensorflow gibi dev yapay zekâ kütüphaneleri python üzerinden çalışıyordu. python bir programlama dili olmaktan çıkmış, bir evrensel yapay zekâ lisanına dönüşmüştü. artık google da, nasa da, netflix de python ile konuşuyordu. hatta çocuklar ilk kodlarını python ile yazıyordu.

ve bir gün, 2018 yılında guido van rossum, python topluluğuna bir mesaj gönderdi. dedi ki: “artık tek karar verici olmak istemiyorum. python’un sahibi artık sizsiniz.” böylece, yılbaşı tatilinde doğan o dil, bir adamın projesi olmaktan çıkıp, milyonlarca kişinin ortak hayaline dönüştü. python artık sadece bir dil değil; bir yaklaşım, bir felsefe, bir ortak bilinç halini aldı.

bugün python, sadece kod yazma aracı değil; insanlar arasında teknolojik bir ortak zemin. basitliğin zaferi, sadeliğin gücü ve insan dostu yazılımın en güzel hali. kod yazmak hâlâ zor, ama python sayesinde artık biraz daha insanca.

python’un yapay zekâ ve makine öğrenimindeki üstünlüğü...

python’un yapay zekâ (ai) ve makine öğrenimi (ml) alanındaki başarısı tesadüf değil, işte bu alandaki üstünlüğünün nedenleri

1. zengin kütüphane ekosistemi

python, aı ve ml için geniş bir kütüphane yelpazesine sahiptir. tensorflow, pytorch, keras, scikit-learn, numpy, pandas, matplotlib gibi kütüphaneler, geliştiricilere güçlü araçlar sunar. bu kütüphaneler, karmaşık algoritmaların uygulanmasını kolaylaştırır ve geliştirme sürecini hızlandırır.

2. kolay öğrenilebilirlik ve okunabilirlik

python’un sade ve okunabilir sözdizimi, hem yeni başlayanlar hem de deneyimli geliştiriciler için idealdir. bu özellik, hızlı prototipleme ve hata ayıklama süreçlerini kolaylaştırır.

3. platform bağımsızlık ve topluluk desteği

python, farklı işletim sistemlerinde sorunsuz çalışır ve geniş bir geliştirici topluluğuna sahiptir. bu topluluk, sürekli olarak yeni araçlar ve kaynaklar geliştirerek dili zenginleştirir.

4. hızlı prototipleme ve üretime geçiş

python, hızlı prototipleme imkanı sunar ve geliştirilen modellerin üretim ortamına entegrasyonunu kolaylaştırır. bu özellik, aı ve ml projelerinde zaman tasarrufu sağlar.

5. akademik ve endüstriyel kabul

python, hem akademik araştırmalarda hem de endüstriyel uygulamalarda yaygın olarak kullanılır. bu geniş kabul, dilin sürekli gelişimini ve güncel kalmasını sağlar.

python’un ai ve ml alanındaki liderliği, sadeliği, esnekliği ve güçlü ekosistemi sayesinde mümkün olmuştur. guido van rossum’un yılbaşı tatilinde başlattığı bu dil, bugün teknolojinin birçok alanında vazgeçilmez bir araç haline gelmiştir.