Batman: The Killing Joke'ta Joker'in, Batman'i Kahkahalara Boğan Şakası Ne Anlama Geliyor?

Alan Moore'un ikonik çizgi romanlarından, daha sonra, 2016'da animasyon olarak da uyarlanan 1988 tarihli Batman: The Killing Joke'un finalini açıklayan bir kritik.

çizgi filmde şöyle bir sahne geçmektedir


batman, joker’le kapışırken bir ara dururlar ve konuşmaya başlarlar; batman her zamanki sakin tavırla barış yapmak istediğini ve onu rehabilite edebileceğini söyler. joker bu teklif karşısında oldukça şaşırır ve ilk defa, kısa bir anlığına, batman'nin samimi tavrına karşı koyamayarak sohbete başlarlar. joker, artık kendisi için çok geç olduğunu belirterek batman’in teklifini reddeder. bu konuşmanın ardından joker’in aklına bir fıkra gelir ve batman’a anlatmaya başlar:

akıl hastanesindeki iki deli arkadaş, kaçmak üzere plan yaparlar. ilk hasta, çatıdan çatıya atlayarak kaçmayı başarır fakat diğer hasta atlamaktan korkar. ilk hasta; elimde el feneri var bunu açınca bir köprü oluyor ve sende bu köprü üstünden rahatça geçebilirsin der. bunun üzerine diğeri şöyle cevap verir: “sen, beni deli mi sanıyorsun? ben yolun yarısındayken ya feneri kapatırsan!”

bu konuşmadan sonra bildiğimiz joker hunharca gülmeye başlar ve ardından nemrut yüzlü batman'de ona katılır; hunharca kahkahalara boğulurlar. işte tam bir şekilde bu durum ölümcül bir şakadır. çünkü batman'i kendi dünyasından alıp başka bir gerçeklikle karşı karşıya koymuştur, yani mecazi anlamda öldürmüştür.

hadi gelin bu repliği bir irdeleyelim

filmindeki bu fıkra, joker'in karakteristik karanlık mizahının ve insan doğası hakkındaki çarpıcı görüşlerinin bir yansımasıdır. çünkü burada ki iki deli aslında kendileridir. sen bana deli diyorsun ama seninde benden kalır yanın yok; kendini yarasa kılığına sokmuş bir adam şeklinde bir ucube olarak ortalıklarda dolanıyorsun demek istiyor. kısaca en az benim kadar delisin diyor. yani batman'e ve izleyicilere, akıl ile delilik gibi kavramların arasındaki farkın ne kadar ince olduğunu ve bu farkın, toplumun bize dayattığı normlarla ne kadar kolayca değişebileceğini göstermeye çalışıyor diyebilirim.

fıkranın devamında güvensizlik ve umutsuzluk kavramlarını vurguluyor; batman’e, aralarındaki güvensizliğin ne kadar derin olduğunu ifade ediyor. fıkradaki iki hasta arasındaki diyalog, aslında joker'in batman'e olan güven eksikliğini yansıtır. ikinci hasta, arkadaşı ona yardım etmek istese bile ona güvenemez; çünkü bir noktada ihanete uğrayacağına inanır. bu durum, joker'in kendi psikolojisiyle de örtüşüyor: o, dünyaya ve insanlara olan güvenini tamamen yitirmiş durumda. ona göre, batman ne kadar iyi niyetli olursa olsun, sonunda onu yarı yolda bırakacaktır.

çünkü iki deli asla birbirine güvenemez değil mi? karakter içine bakarak bakarak joker ve batman'in birbirlerinden farklı yollara sapmış iki kişi olduklarını görmekteyiz. joker, batman'in ona yardım etmek istemesinin aslında beyhude bir düşünce olduğuna inanıyor; çünkü ona göre artık çok geçtir kendi deliliğine saplanmış olan kişi kendi durumundan öyle kolayca sıyrılamaz. bu da fıkradaki "ben yolun yarısındayken feneri kapatırsın!" ifadesinde kendini buluyor: joker, kendini kurtaracak bir yol olmadığını düşünüyor ve batman'in çabalarının da buradaki fener ışığı tutan deli kadar hayali olduğunu biliyor.

sonuç olarak

joker'in anlatığı fıkra; batman ile olan ilişkisini nasıl gördüğüne dair bir metafor olarak işlev görüyor. toplumun hayatın oluşturduğu bu iki delinin aralarındaki çatışmanın çözülemeyecek kadar derin ve karmaşık olduğunu anlatıyor.