Bir Manastırda Bulunan Şarkı ve Şiirlerden Derlenmiş Sahne Kantatı: Carmina Burana
1803 yılında almanya'nın güneydoğusundaki küçük bir kasabada latince, eski almanca ve fransızca yer yer de makaronik şiirler, eski ve yeni sistem ile gösterilmiş notalar, hayali resimler ve müstehsen figürler içeren bir klasör bulunur. bulunduğu yer bir manastırdır.
tamamı el yazması olan bu parşömenler sonradan klasörlenmiştir. çarkıfelek minyatürü kapak olarak kullanılmıştır.
içerisinde bulunan 254 adet şarkının bazılarında nota bilgisi varken büyük bir kısmında sadece bir önceki sese göre tonlamanın verildiği direktifler vardır. dil de ilginçtir, latince ile beraber, eski almanca, frenk dilleri ve bunların keyfi oranlarda karışımı kullanılmıştır. birden fazla kişinin elinden çıktığı kesindir. yazıların çok az bir kısmı imzalanmıştır, dolayısı ile yazarları bilinmemektedir.
parşömenler üzerinde çalışan kişilerin kafası karışmıştır. manastırda keşiş adayı öğrenciler tarafından yazılan bu şiirlerde, patlayıncaya kadar tıkınan, kusuncaya kadar içen, sabahtan akşama kadar bugünkü tavlaya benzer bir zar oyununu oynayan, kilisenin şamdanlarını şarap almak için satan evli barklı katolik rahipler tasvir edilmektedir. ömür boyu evlenmeyeceğine yemin etmiş, bedensel arzularından arınmış olması gereken katolik rahiplerin o dönemde gerçekten böyle mi yaşadığı yoksa bir özenme durumu mu olduğu anlaşılamaz. pek çok kişi o dönemlerde artan kilise yobazlığına karşı genç rahip adayları tarafından açık bir başkaldırı olarak yazıldığına, eğlence amaçlı olduğuna inanır. kendini tanrıya adamış bu insanların yedi ölümcül günahtan en sefili olan oburluğun pençesinde kıvrandığına inanmak gerçekten güçtür.
yine yazmalarda anlatılan bir diğer büyük günah şehvettir. tanrı tarafından vadedilmiş kutsal toprakları kurtarmaya giden, tanrının yeryüzündeki sesi ve eli kutsal babamız papa tarafından bizzat kutsanmış, centilmenliğin kökeninde at süren zengin şövalyelerimiz; dağda bayırda karşılarına çıkan genç kızlara karşı duydukları şehveti bastıramamış belki de kutsal hedeflerine ulaştıklarında bir dua daha fazla okuyarak, yada ekstradan bir kafir öldürerek telafi edebileceklerini düşünerek tecavüz ve ayartmalarına yol boyunca devam etmişlerdir. meraklı ve yaratıcı genç rahipler de bu sahneleri bir güzel anlatmışlardır. yer yer müstehcen tasvirler ve çizimler ile desteklenen bu şarkıları, sabahtan bu yana fasılasız tükettikleri biranın ve akşamları yedikleri yemeğin rehavetini alsın diye içtikleri şarabın etkisi altında koro halinde söylemişler midir bilemem, ama yazarken çok eğlendiklerine dair şüphem yok, ne de olsa seksin tanrıçası venüs ile bizzat on saat boyunca sevişmenin detaylarının anlatıldığı bir eserde insan sıkılırdı(!).
neyse, eserin orijinali bugün sanırım münih'te sergileniyor. carmina burana "beuern şarkıları" adı verilen bu yazmalar oldukça kıymetli parçalar. 11, 12 ve 13. yüzyıldan kalma eserler. keşfinden sonra popülerliğini 1935 yılında bu eserlerden 24'ü için bir beste yapan (bkz: carl orff)'a borçlu.
bütün eserler için buradan:
yukarıdaki videoda açılış parçasının (bkz: enigma) ve (bkz: therion)'dan, televizyondaki pek çok tartışma programı jenerik müziğinden ve filmlerden bildiğimiz meşhur "(bkz: o fortuna)" olduğunu hemen anlaşılabilir. kadere kısmet diyerek çıktıkları keşişlik yolculuğunda, alınyazıları ve bahtlarını beğenmeyen gençler, dünyanın imparatoriçesi romalı tanrıça fortuna'ya belki hala ümitleri olduğu için cesaret edip sövememişler ama kaderin böylesine ve kahpe felek minvalinde sinkaf ediyorlarmış.
fortuna'nın ikinci kısmı tam bir arabesk aslında ya neyse, sonuna kadar dinleyebilenler için bir sürpriz mevcut. carl orff'a teşekkür ediyorum. dinlerken okumayı sevenler için gelsin: lyrics
ve siz genç keşiş kardeşlerim, seviyorum sizi, haklısınız hayat böyle olmamalı ama madem öyle şu anda şu saatte vur patlasın çal oynasın hacı.