Birçoğumuzun En Sevdiği Ders Beden Eğitiminden Akılda Kalanlar

Genellikle sporfif bir faaliyetten ziyade derslerden kaytarma aracı olarak görülen beden eğitimi dersine dair unutulmayanlar.
Birçoğumuzun En Sevdiği Ders Beden Eğitiminden Akılda Kalanlar

saga don, sola don, siktirin gidin top oynayin.

ders başındaki ısınma koşsunda sınıftaki kızları meme hoplama indeksine göre sıraya dizmek.

üzerinde minder gibi bi malzeme olan sandıkları dizerek üzerinden takla atarak geçmek.

kızların -ay hocam biz nasıl atlıycaz yaa öff.. diye sitem ettikleri de aklımda kalmış.

adidas eşofman nike ayakkabılarını göstermek için oradan oraya parende atan sınıf arkadaşları.. 

onlardan biri olmak çok ulaşılmazdı; altı ayrı üstü ayrı penye eşofmanlarla..
azaptı..

hocanın öğrettiği: voleybol topuna ayakla vurulmaz.

hayatın öğrettiği: arkadaşın güzel bir orta yaptı diye basketbol topuna kafayla vurulmaz.

eşofman getirmeyenler.

biz imkansızlıkla dolu bir okuldaydık. soyunma odamız yoktu o nedenle sınıfta soyunur, giyinirdik. tabi o sırada kapıda bi nöbetçi olur kimseyi sokmazdı. işte öyle bir soyunma anı, ben sıranın üstüne çıkmışım, sözde elbiseler yere değmeyip temiz kalacak. altımda sadece yeşil asker donu var. (nasıl bir aile çocuğuna yeşil asker donu alır ? ) o an sınıfın kapısı açılıyor ve içeri 3 tane hatun giriyor kapı ardına kadar açık. koridordan bize bakan 5-6 kız daha var, en öndeki hatun yıllardır yanıp tutuştuğun alt sınıftaki ceren :( ve benim yeşil donum. ah baba ah. sen yaşlanınca bende sana ayı yogili boxer almaz mıyım.

üst sınıftan takla atabilen çıkmayınca matematik dersinin ortasında sınıftan çağırılıp gömlek ve kumaş pantolon ile takla atıp matematik dersine geri dönmem. o zamanlar karizma hareket buydu, hayat güzeldi...

-sağ baştan say!!

1, 2, 3, ............. 35 son.

bu son diyen de genelde ben olurdum. 1. arkadaşla arada 30 cm boy farkı olması. son demeyi unutmamalıyım, kafamı sola çevirmemeliyim stresi. anlayamazsınız...

top verip ortadan kaybolan öğretmenleri nadiren görünür kılan; askeri düzen yürüyüş, sağa çark, sola çark, takla ve basketbolda turnike ile not verilmesi.

her hafta 1-2 kızın hiç eşofman falan giymeden kenarda oturması, hiçbir etkinliğe katılmaması, nedenini sorunca da kızması.

regl oluyorlarmış çok sonraları öğrendik.

erkekler siz futbol topu alın
kızlar sizde 3 voleybol topu getirin
son 5 dakika herkes sıra olsun .
dağılın.

kasadan takla. atamazdım, atamıyorum, atmayacağım!

(bkz: sağlık topu)

adı hep çok saçma gelmiştir küçükken.

o taklalar atılırken belimize eşofman üstünü bağlayıp atlamamız. erkeklerin gene de bakması... şimdi düşününce o kadar salakça bir haraket olarak geliyor ki.

maymunlu lc waikiki poşeti ile beden eğitimi kıyafetlerini taşımak.

atamadığım turnikeler.

yok 3 adım sonra sağ elinle potaya topu bırakacaksın da adımını sayarken bir yandan sıçrayabilceksin de o topu da fileden geçireceksin deee...

bi de 4 sene boyunca her dönem ya insaf ya, ağır çekimde turnike atmaktan, genelde atamamaktan helak oldum.

binanın çevresinde malak gibi koşmak.
derse müdür yardımcısının girmesi ve eşofmana eşohhman demesi.

hizaya geçerken kıçını yırtan öğretmen komutu

(bkz: ensesini gör arkadaşının)

(bkz: sinifta soyunmanin dayanilmaz rahatligi)

sadece kizlarin soyunma odasi vardi ve o kadar erkek siralarin uzerinde geze geze giyinirdik.

hele birde dersin son 20 dk serbest olursan hoslanilan kizla voleybol oynama firsati yakalarsin iste o zaman deymeyin keyfe.