Brainspotting: Travma Tedavisinde Bir Devrim mi Yoksa Dolandırıcılık mı?

2000’li yıllarda geliştirilen Brainspotting, travmaları göz hareketleri ve bakış yönleriyle çözmeyi vadeden alternatif bir terapi yöntemi. Ancak bilimsel dayanakların zayıflığı, bu yöntemi tartışmalı hale getiriyor.
Brainspotting: Travma Tedavisinde Bir Devrim mi Yoksa Dolandırıcılık mı?

brainspotting, travmatik olayları yaşayan insanların iyileşmesine yardımcı olmak için kullanılan bir sözde yöntem.

yakın tarihli bir yayın, psikopatolojinin altında yatan makul nöral mekanizmaların eksikliği ve bir insan terapistin uygulaması için kelimenin tam anlamıyla imkansız olan bir müdahale yöntemini teşvik etmesi nedeniyle korkunç bir sahte bilim örneği ortaya çıkmıştır.

sahte bilimin ayırt edici özellikleri arasında yanlışlamayı önleyen model boşlukları; yanlışlama yerine doğrulamaya vurgu yapılması ve görünüşte yanlışlama için buna karşılık gelen bir ex post facto gerekçe, tek vaka çalışmalarının ve anekdot kanıtların aşırı kullanımı, "aşırı bilimcilik" (makul şekilde var olmayan dramatik beyin bağlantısı gibi) ve titiz ampirik testlerden genel olarak kaçınma yer almaktadır.

dolayısıyla geniş ölçekte, iyi tasarlanmış araştırmaların yokluğunda sözde bilimin popüler olmasının yegane yolu tekil vaka raporlarıdır. şu anda, brainspotting nanesini destekleyen tek araştırma, tek vaka çalışmaları ve yöntemi göz hareketleri duyarsızlaştırma yeniden işleme ile karşılaştıran küçük ölçekli bir araştırmadır.

brainspotting, belirli beyin bölgelerinin dolaylı olarak uyarılması yoluyla travma hafızasını ve ilişkili fiziksel aktivasyonu harekete geçirmeyi amaçlayan psikoterapötik bir yöntem olarak ortaya çıkmıştır. brainspotting, danışanların travma ve olumsuz duyguları işlemesine yardımcı olan bir konuşma terapisidir. göz pozisyonlarının bilinçdışı, duygusal deneyimlerle ilgili belirli beyin bölgelerinin aktivasyonu ile ilişkili olduğu yönündeki hala kanıtlanmamış fikre dayanmaktadır. halbuki çalışmalar net olarak bildirmiştir ki göz hareketleri yalnızca beyin yarım küresinin aktif olduğunu gösterir.

tipik bir seans, terapistin bir işaretçi kullanması ve hastadan bunu gözleriyle takip etmesini istemesiyle başlar. hastaya, ışık görme alanı içinde herhangi bir düşünce veya duygu yaratan bir noktaya yerleşirse terapistini bilgilendirmesi söylenir. terapinin yaratıcıları, bir kişinin nereye baktığının nasıl hissettiğini etkilediğini iddia etmektedirler. beyin anatomisine ve görsel işlemenin nörofizyolojisine son derece aşina olanlar içinse bu iddialar hiçbir bilimsel anlam ifade etmemektedir.

brainspotting, hasta hareketli bir hedefi takip ederken terapistin hastanın göz hareketlerindeki çok kısa duraklamaları tespit etmesini gerektirir. esasen tedavinin temel bileşeni, terapistin insanların çıplak gözle gerçekleştirmesi imkansız olan bir görevi yerine getirmesini yani "sakkadik göz hareketinin" olağan seyrinde kısa bir duraklamayı tespit etmesini gerektirir ki bu esnada gözün en yüksek açısal hızı saniyede yaklaşık 700 derecededir ve oldukça değişkendir. bu durum ise tezgahı sağlamlaştırır çünkü tedavi başarısızlığının nedeni sinirsel etki mekanizması eksikliği değil klinisyen hatasıdır, "gözünden" kaçmıştır.

ezcümle bu tarz yeni ve "mucizevi" yöntemleri şahsi test etmeden önce bunun bilimselliği iyice araştırılmalıdır. sonrasındaki hayal kırıklığı ve para kaybı ile ironik bir şekilde ruh sağlığınız "terapi" öncesinden de kötü bir hal alabilir.