Kaderin Sınırlarının Zorlandığı Bir Düşünce Deneyi: Beklenmedik İdam Paradoksu

Beklenmedik idam paradoksu, kafanızı karıştıracak bir düşünce deneyi.
Kaderin Sınırlarının Zorlandığı Bir Düşünce Deneyi: Beklenmedik İdam Paradoksu

1943 yılında isveç'te genel bir duyuru yapılır. bir hafta içinde bir sivil savunma tatbikatı yapılacaktır. ama ekiplerin etkinliklerinin tam olarak test edilebilmesi için tatbikatın hangi gün yapılacağı, o günün sabahında haber verileceği de duyurunun içindedir.

basit görünen bu duyurunun paradoksal doğası stockholm üniversitesi'ndeki bazı matematik ve felsefe hocaları tarafından tartışılır. daha sonra tartışma büyür, abd'deki üniversitelerde de tartışılır, sonunda ortaya beklenmeyen idam paradoksu ortaya çıkar. buna göre:

her zaman sözünde duran bir yargıç, bir mahkumun ertesi hafta, haftanın belirli bir günü öğle vakti asılmasına karar verir. hakim idam gününün sürpriz olacağını, mahkumun ancak o gün öğle vakti celladın kapısını çaldığı gün öğreneceğini şart koşar.

mahkum, cezası üzerine düşünerek asılmayacağı sonucuna varır. mahkumun gerekçesi şudur:

cuma günü asılamam çünkü cellat perşembe günü öğlene kadar kapıyı çalmazsa, cuma idam günü sürpriz olmayacaktır. bundan dolayı perşembe günü de asılamam, çünkü cuma elendi ve idam çarşamba günü öğlene kadar gerçekleşmemişse perşembe günü de sürpriz olmayacaktır. benzer mantığı kullanarak çarşamba, salı ve pazartesi'yi eleyerek idamdan kurtulacağı sonucuna varır.

ancak çarşamba günü cellat mahkumun kapısını çalar ve bu durum mahkumun mantığına rağmen tam bir sürprizdir. mahkumun mantığı tümevarımdan gelen bir argümanı temsil eder. cuma günü yapılacak bir idamın perşembe öğleden sonra sürpriz olmayacağı göz önüne alındığında, perşembe günü yapılacak bir idamın çarşamba öğleden sonra sürpriz olmayacağı söylenebilir.

ancak bu formülasyonda maskelenen şey zamanlama meselesidir. mahkumun cuma gününü eleyebileceği doğrudur. ama pazartesi günü, cuma günü asılıp asılmayacağını veya perşembe gününe kadar hayatta kalıp kalamayacağını bilemez. mahkum, mümkün olan son asılma gününün yarın olduğu herhangi bir günde uyandığında, gerçekten de yarını görecek kadar hayatta kalıp kalamayacağını kesin olarak bilemeyecektir. bu nedenle tahmininin zamanlaması önemlidir.

iskoç matematikçi thomas h. o'beirne 1961'deki "beklenmeyenler asla olmaz mı" makalesinde paradoksu çözmenin anahtarını başka bir şekilde sunar:

sadece bir kişi tarafından doğru olarak bilinen bir tahmin, ancak olay gerçekleştikten sonra diğer başka biri tarafından doğru kabul edilir. güvendiğiniz birisi size bir kutu veriyor ve şöyle diyor: "kutuyu aç, içinde yumurta bulacaksın". karşıdaki bilir kendi tahmininin doğru olduğunu ancak siz kutuyu açana kadar bilemezsiniz. açınca içinden yumurta çıkar.

ek: idam mahkumunun kurtulduğu farklı finaller de var. adı üstünde; paradoks. adamı boşa astın denmesin. ben değil yargıç verdi kararı.