Brugge'e Dair Klasik Gezi Rehberlerinde Bulamayacağınız Hayat Kurtarıcı Tavsiyeler

Brüj'e (Brugge) gideceklere tavsiyeler nelerdir? Brüj planınız varsa, her yerde ezbere sıralanan popüler şeyler yerine bunlara da bakmanızda fayda var.
Brugge'e Dair Klasik Gezi Rehberlerinde Bulamayacağınız Hayat Kurtarıcı Tavsiyeler

dört aylık bir brugge sakini olarak neredeyse buraya taşındığım ilk haftadan beridir içimde burayla ilgili bir gezi rehberi yazma hevesi var. sanırım ahmet mithat'ın "paris'te bir türk"ü bana epey ilham kaynağı oldu bu noktada.

aslında kafamdaki rehberi sıradan çinko karbon rehberlere göre farklı kılacak nokta, zaten popüler olan destinasyonları sıralamak yerine şehirle alakalı hayat kurtarıcı tipleri paylaşmak istememde saklı. o yüzden bu yazıda size kimsenin söylemeyeceği veya kendi başınıza araştırarak bulamayacağınız püf noktalarını okuyacaksınız...

öncelikle bir gezi esnasında belki de en hayati şey olan ulaşım konusundan başlamak istiyorum

brugge'nün tarihi şehir merkezi, arabaya ihtiyaç duymadan gezilebileceğiniz kadar küçük bir alan olmakla birlikte buraya gelirken kişisel araç kullanmayı tercih edebilirsiniz. fakat buranın pek motorlu taşıt dostu bir şehir olmadığını bilmekte fayda var. neden böyle diyorum? çünkü burası unesco tarafından koruma altına alınmış bir ortaçağ yerleşimi. sokakları ve caddeleri zaten araba kullanmaya veya park etmeye uygun şekilde dizayn edilmemiş haliyle. dolayısıyla bazı ana arterlere taksi ve tur otobüsleri dışındaki araçlar hiç giremiyor. ee ne yapacak, arabanızı nereye bırakacaksınız peki? bana kalırsa en mantıklı seçenek hemen tren istasyonun yanındaki devasa otopark. çünkü arabınızı buraya bıraktıktan sonra alacağınız fişle şehirdeki de lijn otobüslerini ücretsiz kullanabiliyorsunuz. tren istasyonun önündeki meydan aynı zamanda şehrin ana otobüs terminali. buradan kalkan otobüslerin büyük çoğunluğu t' zand meydanındaki ikinci terminale uğramakta. dolayısıyla arabanızı bırakıp istasyondaki a1, a2, b1 ve b2 peronlarından herhangi bir otobüse binerek kolaylıkla ve beş dakika içerisinde tarihi şehir merkezine ulaşabilirsiniz. tabii t' zand old town kısmının başlangıç noktası sayılır. daha ilerideki noktalara otobüsle ulaşmak istiyorsanız 1 (yeşil) ve 2 (mavi) numaralı hatlara binmelisiniz. bu iki hat da tarihi noktaların hemen önünden veya mümkün olan en yakın mesafeden geçmekte. az önce söylediğim üzere arabayla gelip otoparktan bilet alırsanız ulaşım zaten ücretsiz. arabasız gelenler için de iki alternatif mevcut. birincisi; brugge belediyesinin "old town shuttle" adında bir minibüs hizmeti var. her yirmi dakikada bir tren istasyonun önündeki kiss & ride noktasından kalkmakla birlikte tamamen ücretsiz bir hizmet. buna binerek gitmek istediğiniz tarihi bir noktaya ulaşabilirsiniz. bu minibüse bindikten sonra güzergahın ikinci durağı olan onze-lieve-vrouwekerk'te inerseniz gezilecek noktaların tam da ortasında bulursunuz kendinizi. yalnız hizmet veren minibüsler oldukça küçük olduğu için tek seferde maksimum 20 kişi taşıyabildiğini hesap ederek planınızı yapın. ayrıca bu bir tur otobüsü değil, sadece ücretsiz bir ulaşım hizmeti. eğer başından sonuna kadar bununla seyahat etmek isterseniz şoförün "bu tur arabası değil!" serzenişlerine maruz kalabilirsiniz.. ve arabasız gelenlerin ikinci alternatifi yine de lijn otobüsleri. yanlış bilmiyorsam kişi başı 2.5 euro gibi bir ücreti var otobüslerin. kart sahibi olmanıza gerek yok. kredi ve banka kartları ile google pay gibi diğer alternatif ödeme yöntemlerini kullanarak da ücretinizi verebilirsiniz. bu arada brugge'de kalmayacaksanız en ideal konaklama noktası gent. zira gent ve brugge arasında aksi bir durum olmadığı sürece her 20 dakikada bir tren var ve aradaki mesafe yalnızca yarım saat. yani gece bire kadar brugge'den gent'e dönme imkanınız var. aynı şey brüksel veya oostende için geçerli değil.


yeme içme konusunda pek tavsiye vermeyeceğim ama şunu hatırlatmanın faydalı olduğunu düşünüyorum

dini veya vicdani herhangi bir sebepten ötürü beslenme alışkanlıklarınız belçika'daki normalin dışındaysa; buradaki frituur dükkanlarının bazılarının kızartmalarını hayvansal yağlarla, daha da doğrusu direkt domuz yağıyla yaptığını unutmayın. dolayısıyla müslüman veya vegansanız, bir yerde kızartma yemeden önce muhakkak ne tür yağ kullandıklarını teyit edin. patates kızartması yurt dışında yenebilecek en risksiz yemeklerden biri olduğu için genelde bu detay göz ardı ediliyor. ama evet, bazı işletmeler domuz yağı tercih ediyor ve bununla alakalı ekstra uyarı yapanların sayısı az. ha tahmin edilebilir ama bir şeyi daha belitmiş olayım; grote markt ve de burg'dan uzaklaştıkça daha uygun fiyatlı yeme içme alternatifleri bulabilirsiniz. bu iki nokta en turistik yerler olduğu için haliyle etraftaki işletmeler en pahalı hizmeti verenler.


must-see noktalar nereler diye soracak olursanız

belfort'a muhakkak çıkın ve groeningemuseum'u kesinlikle gezin derim. ama yalnızca bu iki aktivite bile yarım günden fazla zamanınızı alabilir. neden belfort'a çıkılmalı? çünkü yukarıda, belçika'da kolay bulamayacağınız bir manzara saklı. 360 derecelik görüş açıyla bütün brugge ayaklarınız altında olacak. hem güncelde hem de tarih boyunca benelux ülkelerinin en yüksek kulelerinden biri olan belfort'a tırmanmak herkese nasip olan bir şey değil bu hayatta. yalnız yukarısı epey soğuk ve sizin için bir tık yorucu olacak bu yolculuk. dolayısıyla yanınızda/üzerinizde üşümeyecek kıyafetler ve zirvenin keyfini çıkarırken içecek serinletici bir şeyler olursa bana dua edersiniz. :) eğer tepeye çıkışınızı tam saatlere, özellikle de tam öğlen 12'ye getirebilirseniz avrupa'nın en büyük çanlarından birinin mekanizmasını ve sunduğu müzik şölenini de çoook yakından dinleyip gözlemleyebilirsiniz. belfort'un hediyelik eşya kısmında monopoly'nin brugge versiyonu var bu arada. bir şehirden alınabilecek en orijinal hediyelerden biri bana kalırsa. bu da aklınızda bulunsun. (dili hollandaca ama :) peki neden groeningemuseum? çünkü yine bana kalırsa antwerpen ve brüksel'deki kraliyet müzeleri haricinde belçika'daki en iyi sanat müzesi burası. erken dönem hollandalı ve flaman ressamların eserlerinden oluşan, oldukça kapsamlı ve güzel bir koleksiyona sahip. eğer şanslıysanız dönemlik bir sergiye de denk gelebilirsiniz. resme, özellikle de batı avrupa sanatına ilginiz varsa sizin için keyifli bir deneyim olacağına eminim.


sint-janshospitaal, brugse vierje ve stadhuis; kısıtlı bir süre için ve özellikle ilk defa brugge'e gelecekler için zaman kaybı bana kalırsa. görmeden geçin demiyorum ama nispeten önemsiz yerlerde vakit geçirmek yerine kesinlikle ziyaret edilmesi gereken yerleri hakkıyla gezmek daha mühim diye düşünüyorum. bu arada brugge'deki müzelere museabrugge denilen bir oluşum altında toplanmış durumda her biri 10-15 euro civarında değişen fiyatlara sahip. bizim leydi kilisesi (onze-lieve-vrouwekerk), kutsal kan bazilikası (basiliek van het heilig bloed) ve aziz salvador katedrali (sint-salvatorskathedraal) dışındaki bütün turistik yerlere bilet almanız gerekecek. her seferinde para vermek yerine kesintisiz 72 saat boyunca geçerli museabrugge kartını 33 euro gibi bir rakama alabilirsiniz. yani ikiden fazla tarihi noktayı gezmeyi planlıyorsanız kesinlikle bunu almak daha mantıklı. ama daha da avantajlı olanı museumpassmusées almak. çünkü 59 euro karşılığında sahip olacağınız bu kartla belçika genelinde yaklaşık 240 müzeye başka para ödemeden girebiliyorsunuz. brugge'ye gelen biri yüzde doksan ihtimalle başka şehirleri de gezeceği için kesinlikle bu müze kart çok karlı bir yatırım olacak. güzel tarafı, online olarak satın alıp hiç beklemeden kullanmaya başlayabiliyor oluşunuz. yani ekstra para verip fiziki kart beklemenize ve almanıza gerek yok. son olarak müzelerle alakalı şunu hatırlatmak durumundayım. sadece brugge'dekiler değil, belçika genelindeki hemen hemen bütün müzeler randevu usulü ile çalışıyor. bu yüzden planladığınız ziyaret tarihi ve saatinden en az 24 saat önce internet üzerinden rezervasyon yaptırmanızı şiddetle hatırlatıyorum. yani saat dörtte belfort'un önüne gelip "dur şuraya bir çıkayım da gün batımını tepede yapayım" deme lüksünüz yok. çünkü bilet bulamayacaksınız. museabrugge veya museumpassmusées kartınız olsa bile internetten ücretsiz bilet seçeneğiyle rezervasyon yaptırmak zorundasınız. aksi takdirde görevliler sizi alaycı bir gülümse ile geri çevirecektir kapıdan.. isterseniz beş gün önceden alın ama muhakkak önden alın biletlerinizi.

şimdilik ve üstünkörü bir şekilde aklıma ilk gelen detaylar bunlar. şimdiden gelecek olanlara keyifli geziler diliyorum. :)