Bülent Ecevit ve MFÖ'nün İçinizde İnce Bir Hüzün Uyandırması Muhtemel TRT Sohbeti
inanılmaz diyorum çünkü bugünlerde böylesine kaliteli bir sohbeti televizyonlarımızda görmemiz mümkün değil gibi. mevcut siyasetçilerin kalitesi de ortada.
sohbet mfö'nün bülent ecevit şiirine yaptığı bestenin ardından başlıyor. ecevit, geçmiş dönemde şiirine gelen tepkilerden yola çıkarak çağdaşlaşma, tasavvuf, kültür şoku gibi konularda döktürüyor.
konuşmanın en can alıcı bölümü
ecevit: " türkiyedeki dindar kesimlerden bir kısmı başka ülkelerden ithal edilen islam anlayışına kapılmışlar. oysa türk halk tasavvufunun çok ilginç bir anlayışı vardır. başka toplumlarda din olgusu allah korkusuna dayanır. türk tasavvufunda ise din duygusu allah sevgisine dayanır ve allah sevgisi insana da sevgi ve hoşgörü olarak yansır."
şu konuşmanın güzelliğine bakar mısın. böyle bir türkiye'den başkasının hakkına zerre saygı göstermeyen tahammülsüz bir türkiye'ye.
sonunda o çok aranan gerçek islamı bulduk sanırım...
çomarların yükselişinden önce ülkenin kalite seviyesi. entellektüel bir sohbet. bugünün hükümeti ve ülke liderleri ise çıktığı programlarda neler yapıyor görüyoruz.
(bkz: rise of the comars)
yalakalık diyenler olabilir ama yalakalık değildir. zira ecevit o vakit muhalefettedir. iktidarda doğru yol ve shp vardır. başbakan çillerdir. çiller le yapılsa yalakalıktır. ama ecevit siyasi figürden çok şair yönü ile katılmıştır.
izlerken neleri kaybettiğimizi bize hatırlatan videodur.
yapılan enfes sohbet, naifliğin ne kadar uzağında kaldığımızı suratımıza vurmuştur.
kaybettiğin ülkeye bir dön bak istedim.
muhafazakarlığı çok güzel açıklamış ecevit. valla helal olsun.
kaliteye bakın dediğim. nerden nereye diyor insan ister istemez gerçekten. dayım derdi zaten, haklıymış adam. "ecevit'lerden kimlere kaldık."
ecevit'in başbakan olmadığı bir döneme ait güzel görüntülerdir.
"şimdi olsa yalaka dersiniz ihi ihi"ciler önce bir saçmalamasınlar.
şaka maka şair, sanatçı, halkçı bir siyasi lidere sahiptir bir zamanlar, eski türkiye'yi gerçekten özlüyoruz.
memleketin önde gelen siyasetcilerinden iki güzel söz dinlemeyi ne kadar özledigimizi gösteren sohbettir. siir var, muzik var, nezaket var, tevazu var, var da var. hicbirinden eser kalmamis. bunun gibi videolari izleyince sanki tarihin bir döneminde smeagolmusuz da simdi golluma donmusuz gibi hissediyorum.
belirtildiği gibi söylenen şarkı (bkz: bülent ecevit) şiiridir.
"sonra''
burada bitsin mi hikaye
başlasam mı yeniden her şeye
yine tanrı mı olsam
yaratsam mı kendimi
ateşle havayla suyla mı
yalnız eniyle boyuyla mı
neyle kursam
boş mu versem tanrılığa
bir başıma otursam
ne ateş ne hava ne su
ne en ne boy
ne habil ne kabil
ne soy
ne ben ne tanrı
kıymetini çok geç anladık bağzı şeylerin. bunun için büyümemiz gerekmiş.