Büyük Usta Nejat Uygur'un Vefat Etmeden Önce Kaleme Aldığı Samimi Mektubu
"işin hep mizahi tarafını görün. çocuklarıma da bunu öğrettim. şimdi de hasta yatağımda 'nasılsınız?' diyenlere 'iyiyi oynuyorum' diyorum.
en çok söylediğim şey: 'turneye çıkacağım.' bazen de kendimi turnede gibi anlatıyorum: 'akşam oyun var, oyuna yetişeceğim' diyorum.
ekip arkadaşlarımın o kadar sorumluluğunu aldım ki hep onları soruyorum, 'nasıl, iyiler mi?' diye? yoğun bakımda bile gözümü ilk açtığımda 'oyun kaçta?' dedim. bu kadar tiyatroyla yaşayan bir insanım; hasta yatağımda da tiyatroyu düşünüyorum, eski repliklerimi tekrar ediyorum. bazen o repliklere yeni cümleler ekliyorum... hastalanmadan bir gün önce de ankara'da sahnedeydim.
hastalanmasaydım hâlâ oynuyor olacaktım. 60 seneden fazla tiyatro sürdürdüm... sürdürürken bir sürü acılar, darbeler savaşlar yaşadım... her şey değişirken nejat uygur tiyatrosu hep vardı. bir şekilde ayakta tuttum. bir turnede darbe oldu ekip aç kaldı... iskenderun'daydık; celal bayar'ın maskını yapıp sattım... 'sıkıysa almasınlar' dedim. şu tarafın bu tarafın değil her kesimin sanatçısıyım... istediğim herkesi eleştirdim ama eleştirirken kimsenin gururuyla oynamadım...
nejat uygur en çok neye üzüldü, derseniz izmir fuarı'ndaki büstümün bir köşeye atılması hastalanmadan önce beni çok üzdü.
insanları hep güldürmeye alışmış bir insanım.
bu kadar güldürmeye alışmış bir insan olarak hep sağlam, sağlıklı, güldürürkenki halimle görülmek istiyorum.
izleyicilerim için 'akrabalarım' derim. onları çok özledim."
nejat uygur