Brad Pitt'in Başrolünde Yer Aldığı F1: The Movie'nin İncelemesi

Yapımcılığını Apple Studios'un üstlendiği Brad Pitt'li F1 filmi başarılı oldu gibi. İnceliyoruz.
Brad Pitt'in Başrolünde Yer Aldığı F1: The Movie'nin İncelemesi

joseph kosinski, yeni filmi formula 1 ile imax'te devleşiyor, hız tutkunlarına istediğini veriyor

2022'nin ve aslında tüm zamanların en iyi filmlerinden olan top gun maverick'in yakaladığı muazzam vizyon ve başarıdan sonra, yönetmen joseph kosinski'nin, yine odağında hız tutkusu olan yeni filmi f1 the movie, bu spora gönülden bağlı milyonlar için güzel bir ödül anlamı taşıyor. imax'in hakkını sonuna kadar veren film, şimdiden 2025'in en kayda değer filmlerinden olmayı başarıyor.

warner bros ve apple ortaklığıyla bizlerin keyfine sunulan bu dev proje, emin ellere teslim edilmiş. bunu filmi izlerken gayet iyi anlıyorsunuz. eğer ki motor sporlarına meraklı biriyseniz, filmi tek sefer izlemeniz size yetmeyecek. bittiğinde tadı damağınızda kalacak. çünkü bu sporun izleyicilerine yaşattığı heyecan ve yarışçıların 180'e ulaşan nabızıyla, adrenalinleri, beyaz perdeye hiç bu kadar gerçekçi yansıtılamamıştı. yarış sahnelerindeki özen, hayran kalınacak cinsten.

ancak bunun şöyle de bir tehlikesi var; efendim şimdi bu filmi tahmin edeceğiniz üzere, formula 1'i çok yakından takip etmeyenler de izleyecek. ve fakat sonra bu algıyla gerçek yarışları seyretmeye başladıklarında, aynı keyfi alamayacaklar. çünkü kurgulanan bu hikaye "doğal olarak" gerçek yarışların tamamına yakınından çok daha keyifli. bu da filmin başarısının, başta bu spora artan ilginin abd merkezli olması ve hollywood'un eli en sıcak yönetmenlerinden birine başarı ile teslim edilmesinin bir örneği olmuş.

filmle ilgili anlatacağım o kadar detay var ki, elbette bunların hepsi pozitif yorum kapsamına girmiyor. şimdi karışık olarak filmin içini kazmaya başlayalım. bakalım finiş çizgisinde bizi neler bekliyor olacak? (spoiler başlangıcı)

Uyarı: Spoiler içerir.


a. ayrton senna, alain prost gibi dev isimlerle yarışırken, senna'nın ölümünden bir sene önce (1993) geçirdiği çok büyük kaza ile f1 kariyeri noktalanan sonny hayes karakterine hayat veren brad pitt, harika yazılmış ve yorumlanmış bir karakter. kendisi tüm yarışlarda, "animal style" dedikleri, aşırı riskli ve tehlikeli işler yapan, "hayvani içgüdüleriyle" hareket eden bir isim. abd'li pilot, otomobili sanki rodeo yapan bir kovboy edasıyla kullanıyor ve izleyicilere inanılmaz bir seyir zevki sunuyor. hayes'i pistte seyretmenin keyfi, paha biçilemez!

b. sonny'i 30 sene sonra f1'e dönmeye ikna eden apxgp takımının sahibi ruben cervantes, aynı zamanda sonny'nin 90'ların başında lotus takımında beraber yarıştığı takım arkadaşı. iki karakter de formula 1'de yarışmış ama büyük bir başarı kaydedemeyip, iz bırakamamışlar. cervantes hayes'in içindeki ukteyi gayet iyi bildiğinden bunu güzelce kullanıp, kendi takımıyla yarış galibi unvanını 30 yıl gecikmeyle alabiliyordu. cervantes'i belki biliyorsunuz. hani şu meşhur roman, "don kişot"'un yazarı. filmdeki cervantes de aslında yel değirmenlerine karşı (çok güçlü f1 takımlarına karşı) savaş açıyor ancak altında bu defa at yok, modern bir f1 aracı var. filmin sonundaki zafer ve şampanya patlatma sahnesindeki cervantes'in içindeki uktenin son ermesine ben o'ndan daha çok sevinmiş olabilirim. çünkü javier bardem çok sevdiğim ve yaşayan en büyük aktörlerden biri olduğu tartışmaya kapalı bir isim.

c. filmin en önemli kozuna sıra geldi. teknik anlamda kusursuz bir film var karşımızda. gerek ses miksajı, gerekse de görsel efektlerin doyuruculuğu, 2025 senesine yaraşır biçimde, özenle hazırlanmış. özellikle araç içi kamera sistemi, simulatörler, filmin her yerine yedirilen inanılmaz kaza sahneleri ve göz alıcı sinematografi. filmi imax'te deneyimleyenler, ne demek istediğimi daha iyi anlayacaklardır. "formüller" den türetilen formula 1 için, fizik ve matematik en değerli hazinedir. bu filmin fiziği de matematiği de 100 üzerinden 100 puan!

d. 156 dakikalık uzun süreyi eleştirmek durumundayım. buraya objektif açıdan bakmak gerekiyor. sonuçta bu herkese hitap etmesi de gereken bir film. çünkü iddialı bir yapım ve sadece 200 milyon usd yapım bütçesi var. las vegas sahnelerinin uzunluğu ve özellikle poker sahnesi ile, sonny'nin vegas hotelindeki balkon sahnesi, inanın bitmek bilmiyor. uyuklayan mı dersin, telefonunu açıp instagrama giren mi, ne ararsınız var. bakın formula 1 seyircisini o kadar önemser ki, hiçbir yarış 2 saatin üzerinde sürmez. yağmurdan ya da başka sebeplerden ne kadar yavaşlarsanız yavaşlayın, 2 saat sınırı konulmuştur, aksi takdirde seyircinin ilgisi dağılıyor diye. dolayısıyla ben bu filmin 156 dakikalık süresini "gereksiz" biçimde uzun buldum. min 25 dakika, nihai kurguda çıkarılmalı ve daha akıcı bir filme dönüşmeliydi. filmin en zayıf yanı, kanımca buydu.

e. eğri oturup doğru konuşalım f1'deki kazalar, yarışlara olan ilgiyi ve heyecanı artırır. bu filmde de o kadar çok kaza oluyor ki, koca bir sezonda bu kadar kazayı formula 1'de belki de göremeyiz. elbette bu bir kurgu yapım, ancak bundan ve bunun yarattığı dramdan sonuna kadar faydalanılmış. açıkçası beni bu kadar çekeceğini tahmin etmezdim. sonuçta kimsenin burnunun bile kanamadığını bildiğimiz için, bu olay yaratan sahnelerini deneyimlemek, inanılmaz keyifliydi.

f. oyuncu damson idris tarafından canlandırılan, apxgp takımının ilhama muhtaç genç pilotu joshua pearce'in kaza sahnesi, f1 tutkunlarına hemen 5 sene önce bahreyn'de yaşanan o korkunç kazayı hatırlatacak. fransız pilot romain grosjean'ı alev topuna dönen aracın içinden çıkarmaya çalışırken oluşan manzara, tüm seyredenleri kahretmişti. kazayı vücudunun bir çok yerinde oluşan yanıklarla atlatan pilot, ölümden dönmesini yeni güvenlik kafesinin, o'na "yaşam alanı" sunmasına borçluydu. bu mükemmel sahnenin gerçek hayattaki versiyonunu bu linkten izleyebilirsiniz. romain grosjean'ın ölümden döndüğü korkunç kaza (youtube)

g. filmdeki apxgp isimli uydurma takım isminin geldiği "apex" , aslında yarışta pilotların iyi tur derecesi atabilmeleri için virajlarda kullanmaları gereken, "zirve noktası, tepe noktası" anlamına gelmektedir. yani bu takım, apex'leri optimum kullanma becerisi gösteren ve teknik bilgisi de dört dörtlük pilotlara sahip olma amacındadır. aynı, takımı tek başına yukarı çekecek güçte bir karakter olan sonny hayes gibi.

h. oyunculuklara gelirsek, burada oyuncuların genel anlamda istenileni verdiklerini söylememiz mümkün. takımın teknik sorumlusu rolünde kerry condon, bence içlerinden en başarılısı ve performans birincisi. bardem'le pitt'i zaten konuşmaya bile gerek yok. onlar dışında takım müdürü kaspar rolünde kim bodnia ve game of thrones'tan tanıdığım tobias menzies filme renk katmışlar.

i. filmin öyküsü joseph kosinski ve ehren kruger'e aitken, senaryoyu sadece kruger kaleme almış. brad pitt'e partner olmasaydı film bence eksik kalırdı. o'nu bir güzel teknik patronla eşleştirmiş. gayet güzel. ancak filmde aşırı derecede bir teselli hali ve dram havası var. yani haddinden fazla soslanmış, lezzetli bir tavuk yemeği gibi. tamam adam çok yakışıklı ve karizma da, şu teselli işinin dozu kaçırılmasaydı, filmin ağır momentum kaybı yaşamasının önüne geçilebilirdi.

j. filmin yönetmeni joseph kosinski'nin top gun maverick'ten sonra bu filmde de başarılı olması, bizim bir konuda emin olmamıza yol açıyor. yönetmen içinde hep hızlı araçların olduğu filmler çekmeye devam edecek ve bizi aksiyona doyuracak. "hız" ın kendisine takıntılı olduğunu anladığımız yönetmeni havada gördük, karada da gördük, bundan sonra artık uzaya mı çıkar, yoksa suda hız rekoru mı kırar, bilinmez. ama yine hızın merkezde olduğu filmler yapmaya devam etmeli.

k. filmin müzikleri tüm zamanların en büyük bestecilerinden hans zimmer'a ait. zimmer bu filmde de başarılı ama "akılda kalıcı olağanüstü bir iş mi?" derseniz, "ondan pek emin değilim" derim. sadece interstellar'dan bildiğimiz ve tik tak sesleri eşliğinde girişi olan mountains isimli bestenin bir benzerini duyduğumu ve hemen "zimmer seslerini" fark ettiğimi söylerim. elbette bu o kadar kuvvetli bir kaşe ki, bay zimmer istese de kötü bir iş yapamaz. sadece burada, müziklerini yaptığı pek çok filmde olduğu gibi, filmin önüne geçememiş. bunu tam olarak böyle anlatabilirim.

l. filmin son yarım saatini kapsayan finale doğru gittiğimiz abu dhabi yas marina pisti sekansı muhteşem olmuş. sonny'nin büyük kazasından sonra sağlık sorunlarıyla cebelleşirken, son bir performansını daha gördüğümüz ve gece yarışı olan pistteki inanılmaz çekişme, nefesinizi kesiyor. özellikle sonny'nin liderliğindeki final turu sahnesi o kadar iyi ki, bu seviye bir heyecan fırtınasını, pek az filmde hissedebilirsiniz. eminim ki brad pitt'in arkadaşı tom cruise'la sarılıp, "işte sinema bu!" dedikleri anlar, filmin tam anlamıyla bu saniyelerine tekabül etmiştir.

m. f1'e ilgi duyan bir yakını olan ve bu sporu izlemeye niyetli potansiyel fanlar için de, filmde bir çok teknik detay bulunuyor. bunlar seyirciye gayet net bir biçimde anlatılıyor. formula 1'in, özünde "formüller" le ilişkili bir spor dalı olduğunu söylemiştik. başarıya götüren yolda, binlerce parametre ve değişkenle mücadelenize yelken açıyorsunuz. rakiplerinizden bir adım öne çıkabilmek için, onlarca insanın mühendislikte yeni yollar açması, a,b,c planlarınızın olması lazım. ayrıca formula 1 için; "bu bir spor dalı değildir." diyenler de izlesin bu filmi. pilotların antrenmanlarına tanık olsunlar. efor testlerini bilsinler. bu kısa boylu adamların, o araçta perişan olmamaları için ne kadar zinde olmak zorunda olduklarını anlasınlar. filmi izledikten sonra, hala motor sporlarının bir spor olmadığını söyleyen biri olursa, kendiyle baş başa bırakın o kişiyi.

n. formula 1 sevdalıları bilir ki, belçika'nın spa francorchamps pistinde öyle bir viraj vardır ki, bu viraj bu sporu sevenler için bir adrenalin kaynağı, adeta saf yaşam enerjisidir. fransızca orijinali, eau rouge olan bu viraj, 300 km/h üzerinde hızla geçilmekte ve pilotların üzerine inanılmaz bir g kuvveti bindirmektedir. sonny'nin takımla koşu antrenmanlarına izlemek, araçların çok yüksek hızlarla geçtikleri ve burada yarışırken aldıkları keyfi deneyimlemek harikuladeydi. spa'nın pırlanta topraklarına ayak basmış biri olarak diyebilirim ki, burası formula 1'in kalbinin en hızlı attığı yerdir. <3

o. son maddede açık olarak belirtmeliyim; bu film f1 ruhunu başarı ile yansıtabilmiştir dostlar. film için zaten benim en büyük beklentim buydu. yani bu ruhu tam anlamıyla hissedebilecek miydik? bence film bunda ziyadesiyle başarılı. özellikle her iki ana karakterin başına gelen büyük kazalar, iyileşip pistlere geri dönüşleri, sonunda izleyiciye yaşatılan climax noktası, hep nokta atış! dolayısıyla verdiğiniz paranın karşılığını aldığınız, mis gibi bir prodüksiyon olmuş. şükürler olsun!

Spoiler bitti.

joseph kosinski'nin filmi, 2026 oscar ödül töreni'nde belli birkaç kategoride alabileceği adaylıklarla iddialı olabilecektir

şimdi bu dalları tahmin edebilmek için, öncelikle top gun maverick'in izinden gidelim. top gun maverick 6 dalda adaylık almış ve "ses" dalında oscar'a uzanmıştı. tamamen objektif olup, okura saf gerçekliği söylemem gerekir. f1 the movie, tg maverick çapında efsanevi bir film değil. o filmin iki gömlek altında diyebiliriz. dolayısıyla f1, senaryo ve en iyi film dallarındaki adaylıkları ıskalayacak gibi görünüyor.

şahsi fikrim şudur ki f1 the movie; ses, görsel efekt, müzik (hans zimmer), kurgu ve sinematografide adaylık alabilecektir. buradan yine benzer formülle, "ses" dalında ödüle uzanabileceğini öngörebiliriz. işte burdaki 5 kategori, film için her şey yolunda gittiğinde mümkün olabilecektir. en kötü senaryoda ise film, sadece ses ve görsel efekt adaylığıyla yetinmek zorunda kalabilir. bu elbette sene sonuna kadar vizyona girecek olan, diğer rakip yapımların beğenilme seviyeleri ile ilgilidir.

işte benim penceremden yılın en çok beklediğim birkaç filminden olan f1 the movie'nin değerlendirmesi buydu. öncelikle tür sinemasına ilgili ve motor sporlarına ucundan kıyısından bulaşan herkes, bu filmi mutlaka sinemada izlemeli. imkanınız varsa filmi imax salonda deneyimlemenizi tavsiye ederim. herkese iyi seyirler!

letterboxd puanı: 4/5 link

ekleme: bu video da youtube'a yüklediğimiz f1 fanları için kolaj video klip. efsanevi euro dance parçası sandstorm ile birleşen formula 1 ruhu. enjoy!

darude & brad pitt - "sandstorm in the pit" (youtube f1 radio edit)