Cem Yılmaz'ın Yeni Gösterisi CMXXIV'i İzleyen Bir Ekşi Sözlük Yazarının Taze İzlenimleri

Cem Yılmaz'ın yeni stand-up gösterisi CMXXIV'i seyreden bir Ekşi Sözlük yazarı, gösteriyle ilgili düşüncelerini paylaşmış.
Cem Yılmaz'ın Yeni Gösterisi CMXXIV'i İzleyen Bir Ekşi Sözlük Yazarının Taze İzlenimleri

cem yılmaz'ın leman kültür'deki ilk gösterisi dair tüm gösterilerini ve filmlerini defalarca izlemiş bir hayranı olarak merakla beklediğim bu gösterisini (cmxxiv) izledim. bence, önceki gösterilerinden oldukça farklıydı.

öncelikle, kendini ve izleyici kitlesini; toplum olarak bir arada huzur içinde yaşamamız için gerekli asgari kurallara uyan, köşeyi dönmek için binbir dolap çevirmeyen ve genel çerçevesini de eski türkiye'nin aşırıcı olmayan, karşısındaki insana karşı sınırlarını bilen ve saygı çerçevesinde iletişimini sürdürmeye çalışan, aklı başında ve eğlenmesini bilen 'makul insan' olarak nitelendirdiği bir şekilde çizdi.

anladığım o ki, sosyal medyayı yakından takip ediyor ve her aklı başında insan olarak bu toplumsal değişimlerden rahatsız olduğunu fazlasıyla dile getirdi. bu değişimler de, siyasi anlayıştan estetiğe; düzgün türkçe konuşabilmekten kadınların kendi hakları için yıllarca çabalamalarından sonra kendi elleriyle bunları nasıl heba ettiğine; ekonomik krizden kadın-erkek ilişkilerine birçok konuya eleştirel bir şekilde yaklaştı.

son zamanlarda üzerine çokça konuşulan, 'eğlencesini yitiren ülke'yi, eğlencesini yitirmiş cem yılmaz olarak da kullanabiliriz. eski gösterilerinde topluma dair yaptığı gözlemler daha bir genelgeçer tespitler (olumsuz anlamda söylemiyorum, kapsayıcı anlamında) iken ve güncelliğini yıllarca korurken ve bunu tam da bir komedyen olarak, ağır dalga geçen ve enerjik-hazırcevap üslupla yaparken, bu gösteride; en başta çerçevesini çizdiği 'makul insan'ın, günümüz türkiye'sine baktığında gördüğü ve farkında olduğu güncel tüm olumsuzlukları esprili bir şekilde ele alarak, biraz bilgece ve toplumun bir kesiminin (eski türkiye'nin neşeli insanı) yani karşısındaki kendi kitlesiyle bir dertleşme havası içindeydi.

cem yılmaz'ın uzun yıllardır, 'eğitim şart' sloganı, 'faruk eczanesi - toplumda bilmiyorum diyen mi var?' tespiti, do not disturb filminde insanlara hayat tavsiyeleri veren dünyadan bihaber karakter ve profesör ile ayzek'in hiçbir şekilde anlaşamıyor olmasının altında yatan temel sebepler üzerinden, aslında ülkenin büyük problemlerinin altında yatan sebeplere dikkat çekmeye çalıştığını düşünmekteyim. bu son gösteride dediği üzere, kendisinin bir insanda dikkat ettiği, 'tamam güzel de ne anlatıyor bu adam?' yani güldük eğlendik ama dişe dokunan bir şeyler söylüyor mu? anlayışını kendine de temel bir motivasyon edinmiş. bu son gösteri de, verdiğim örneklerin altında yatan çabanın son halkası.

altında yatan bu ciddi motivasyon mu, anlattıklarının aslında hepimizin farkında olmamız mı, bunların trajikomik olması mı, kaybettiğimiz şeylere üzülmekten dolayı mı bilmiyorum; çok güldüğüm yerler olmasına ve çok keyif almama rağmen, eski gösterilerindeki o dolu dolu eğlenceyi bulamadım. bu, kötü olduğu anlamı taşımıyor fakat bir standup gösterisi olarak düşünürsek, benim için, cem yılmaz'ın tüm gösterileri arasında dördüncü ya da beşinci sırada diyebilirim.