Çok Zorlu Bir Dönemde Köleliği Kaldırarak Tarihe Geçen ABD Başkanı: Abraham Lincoln

Daha çok köleliği kaldırmasıyla bilinen ancak bunun yanında pek çok ilgi çekici özelliği de olan bu tarihi şahsiyeti inceleyelim.
Çok Zorlu Bir Dönemde Köleliği Kaldırarak Tarihe Geçen ABD Başkanı: Abraham Lincoln


Kimdir, nedir?

1861-1865 yıllarında başkanlık etmiş 16. amerika başkanı, asıl mesleği avukatlıktır. dört büyük amerikan başkanından biridir. başkan oluşunun ardından köleliği kaldırılacağını açıklaması üzerine 7 eyalet amerikadan bağımsızlığını ilan edip, birlikten ayrılmıştır. bunu kabul edilemez görerek birliğin bir arada tutulması amacıyla amerikan iç savaşını başlatmıştır. başkanlığı döneminde siyasi rakiplerinin hepsine birer bakanlık vererek çevresinde tutmuş, niye böyle yaptığını soranlara 'bu şekilde kontrol etmek daha kolay oluyor' demiştir.

lincoln savaşın masraflarının karşılanmasıyla hiçbir şekilde ilgilenmedi; sadece kaynak gelsin ve ne olursa olsun, birlik bölünmesin havasında takıldı. bankalardan çok büyük krediler alındı, devlet tahvilleri satıldı ve hatta bazı zengin aile çocuklarına para karşılığı generallik dahi verildi. ingilizlere karşı çok büyük imtiyazlar verdi.

çevresindekilere "evet ingiltere'den korkuyorum, ama bir gün gelecek her şey çok farklı olacak" dediği rivayet edilir.

'amerika'yı başkanları değil, bazı büyük aileler yönetir' söylentisi onun dönemine bakılırsa anlaşılabilir bi durum olarak görünür. savaşı kazanmak ve birliği bir arada tutmak için ülkeyi çok büyük borçların altına soktu, öyleki izleri halen sürmektedir.

görevdeyken bir suikast sonucu öldürülen ilk amerika başkanıdır.

Karakteri ve özellikleri

bu uzun boylu, sivri sakallı, kitap sevdalısı ve özgürlükçü adam en başat rol modellerimden (michael jordan ve vito corleone ile birlikte) biridir. bildiğim kadarıyla da, modern zamanların tek bilge kralıdır (platon'a atfen).

okumaya olan düşkünlüğü ve fiziksel işlerden pek hazzetmemesi nedeniyle tembellikle suçlansa da kendi kendini eğitmede gösterdiği azimle önce çok başarılı bir avukat, ardından da abd tarihinin belki de en saygın başkanı olmayı başarmış abe. evlendikten sonra avukat olmaya karar verip kendi kendine hukuk kitapları okuyarak kısa süre içinde işin fenafili olacak kadar ciddi bir adamdan bahsediyorum.

gençliğinde masal, öykü, roman türünde çok sayıda eser okuduğu için her zaman anlatacak bir hikaye bulurmuş. bu yanını hassaten severim. en kritik anlarda, herkes gerginken alakasız bir ezop masalıyla efkarı dağıtır, insanları güldürürmüş. bilge adammış diye boşuna demiyoruz burada!

çok seçim kaybettiği doğrudur. 37-38 yaşına dek çoğu zaman kaybeden tarafta yer almış, hukuk camiasının kendisine taktığı lakapla; honest abe. zira politikada başarıya ulaşmak için elzem olan zengin ve güçlü dostlardan yoksunmuş bu güzide insan. ancak azmi aşkın gelmiş, hayal ettiği ne varsa alayına ulaşmış sonunda.

lincoln'ü özel yapan şeylerden biri de köleliği kaldırmış olmasıdır elbette. fakat şüphelenilebileceği şekliyle pragmatist bir motivasyonu yokmuş adamın. samimi bir biçimde kölelik kurumuna karşı olmuş ömrü boyunca. çocukluğunu köleliğin yasak olduğu bölgelerde geçirmesi bu duruşunda önemli bir neden tabi. biraz kaderle ilgili bir şey bence bu. köleliğin çok doğal karşılandığı bir bölgede büyüse o da birkaç köle satın alır mıydı, yoksa ismini paylaştığı ibrahim peygamber gibi içinden çıktığı toplumun kötü geleneklerine yine başkaldırır mıydı, orasını bilemeyeceğim. bildiğim şey, lincoln'ün samimane bir yaklaşımla köleliği ilga etmesinin sadece güney eyaletlerini değil, ingiltere'yi de çok ciddi ekonomik krizlere sürüklediğidir.

eşiyle tanışıp nişanlandıktan sonra bir öfkeyle nişanlar atılıp çeyizler iade edilmiş ve aradan zaman geçip de birbirlerini sevdiklerini anlayınca yine bir araya gelip bir ömür didişmeye devam etmişler bu arada. lincoln'ün aksine eşi mary todd hem zengin hem de köleliği destekleyen bir aileye mensupmuş. fakat bu farklılık aile içi kavgalara neden olmamış (nasıl başardıkları meçhul).

bildiğim kadarıyla, bugün muhafazakarlığın kalesi kabul edilen cumhuriyetçi parti'nin kurucusudur abraham lincoln. ancak tabi o zamanki roller bugünün tam zıddı. öyle ot içip bob marley dinlerken "let it be meeeeen" diyen hippi demokrat imajı canlanmasın zihninizde. düşman gördüğü adamı -ülkenin başkanı bile olsa- tiyatro izlerken vurduracak kadar tehlikeli adamlar o zamanın demokratları.

anlaşılacağı ve tarihte hep olduğu üzere, başta reformist bir topluluk olan cumhuriyetçi parti zaman içinde muhafazakarlaşmış, lincoln'ün durduğu yerden çook uzaklara savrulmuş.

böyleyken böyle.


bu tatlı insanın bir iki de özlü sözünü paylaşalım

- government of the people, by the people, for the people, shall not perish from the earth (halkın, halk için kurduğu cumhuriyet ilelebet payidar kalacaktır).

- common looking people are the best in the world: that is the reason the lord makes so many of them (sıradan görünümlü insanlar dünyadaki en iyi insanlardır. tanrı'nın çok sayıda böyle insan yaratmasının nedeni budur).

- do i not destroy my enemies when i make them my friends (düşmanlarımla dost olduğumda düşmanlarımı yok etmiş olmuyor muyum)?

- nearly all men can stand adversity, but if you want to test a man's character, give him power (hemen hemen herkes zorluğa katlanabilir. ama bir insanın karakterini test etmek istiyorsanız ona güç verin).

- better to remain silent and be thought a fool than to speak out and remove all doubt (sessiz kalıp aptal zannedilmek, konuşup da aptallığını tescil ettirmekten evladır).

Hayatı film gibi bir adamdır

kentucky'de doğup, ailesiyle birlikte fukaralıktan kurtulmak için illinois'e göçmüştür. daha çocukken anası ölmüş, çocukları ölmüş (yalnızca bir çocuğu yetişkin olabilecek kadar yaşamıştır), eşi aklını kaçırmış, başkan seçilince ülke ikiye bölünmüş, iç savaş çıkmış, bütün bunlardan kendisi de hasta olup iyice çökmüş, üstüne başının arkasından vurularak öldürülmüştür. hayat hikayesi en hafif tabir ile küçük emrah filmlerine nispet yaparcasına acılıdır.

5 dolarlık banknotlarda resmi basılıdır.

Kendisine karşı bir eleştiri

lincoln, abd'nin çok erken bir ab olmasını engelleyen başkandır.

üretici gücün nerede konuşlanacağı ve tüketim pazarının nerede olacağı konuşuluyordu. lincoln abd'yi bir tüketici pazarı olarak konumladı ve üretici güçleri eski kıtaya iterek zaten müstemleke geçmişi olan birbirine bilenen avrupa uluslarının birbirlerini yemelerine yol verdi. bugün dahi abd'nin tüketici konumu değişmemiştir, büyük miktarda standart gündelik ihtiyaçlarını yüksek değerli dolar bazından zar zor karşılayan orta sınıf ile devasa harcamalar yapan görgüsüz moron amerikalılar klişesi onun saçma sapan ütopik politikalarına dayanır. sayesinde yaşlı kıta emekliliğe ayrılıp artık tatlı tatlı bilim-felsefe yapacağı, dünyanın sanat ve kültür merkezi haline gelecek nitelikli nüfusu üretmeye başlayacak iken birbiri ardına patlayan savaşlarla insanlığı kara delik gibi kendi meseleleri içine kapatmıştır. bu ters tarihsel akışın, soğuk savaş gibi uzun bir durağanlık döneminde, üretimin bilgisinin de asya'ya taşınmaya yetecek zamanının ortaya çıkmasına ve hiç beklenmedik biçimde güçlü bir asya iç pazarının doğmasına yol açmasıyla kısa bir zaman içinde abd'nin iç piyasasından elde ettiği avantajını da kaybedeceğini öngörmek zor olmaz. belki roma kadar uzun yaşayabilecek tahmin edilen bir yeni dünya-üstünlükçü model- ve sanılanın aksine 'new world order' buradan gelir, kendisi sayesinde-o da kuzey amerika'nın bir bölümüne sıkışmış olarak, en fazla 200 yılı görecek gibi duruyor.

Final notu

-21 yaşında işinde başarısız olmuş,
-22 yaşında bir yasama seçimini kaybetmiş,
-24 yaşında tekrar işinde başarısız olmuş,
-26 yaşında eşi vefat etmiş,
-27 yaşında ruhsal bunalıma girmiş,
-34 yaşında kongre seçimlerini kaybetmiş,
-36 yaşında tekrar kongre seçimlerini kaybetmiş,
-45 yaşında senato seçimlerini kaybetmiş,
-47 yaşında başkan yardımcısı seçimlerini kaybetmiş,
-49 yaşında tekrar senato seçimlerini kaybetmiş,
-52 yaşında abd başkanı seçilmiş.

Lobicilik Kavramının Doğmasına Sebep Olan Asker Kökenli ABD Başkanı: Ulysses S. Grant

Teddy Bear Kavramının Doğmasına Sebep Olan ABD Başkanı: Theodore Roosevelt

Ebeveynler, Karantinadaki Çocukların Psikolojisi İçin Nasıl Davranmalı?