Duck Hunt Oyunundaki Tabancanın Bilinmeyen Çalışma Prensibi

Atari oynayan neslin en çok oynadığı oyunlardan biridir Duck Hunt. Yukarıya doğru uçuşan ördekleri ekrana doğrulttuğumuz tabancayla vurmaya çalışırdık. Sözlük yazarı "smokinli ayi" ufukları iki katına çıkararak bu oyundaki tabanca ve ekran bağlantısını anlatıyor.

bu köpeği tanımayan yoktur sanırım.


hani elimizde şu tabancayla tüplü televizyona ateş ederdik. 


videodan hatırlanabilir; o köpeğin dijital tonla havlaması ve atletiyle her piknikte mangal başında olan dayım gibi, çayırın çimenin arasına atlamasının ardından, bu sefer türkülerimizde çokça yer verdiğimiz yeşil başlı göğel ördeklerin sırayla yine dijital kanat sesleri eşliğinde gökyüzüne yükselmeye başladığı anda verirdik fişeği dijital tabancadan tüplü televizyona. teknolojiye bak.


o tabancadan çıkan sesi hala hatırlarım, skıraştttt skıraşttttt diye bi ses eşliğinde ördekleri gebertirdik. oyun ilerledikçe ördekler hızlanırdı. bütün mermi istihkakımı tek ördeğe harcadığım günleri bilirim. sanki yeşil başlı göğel örden değil beyaz başlı amerikan kartalı yada yarasa amk ördek nasıl öyle uçar lan. tekme atmıştım bi kere televizyona. buraya kadar oyunu anımsamanızı sağlayabilmişimdir umarım.

o dönemlerde bu tabancanın nasıl çalıştığını çok düşünmüştüm. işin içinden çıkamadığım anda babama sormuştum ve; babam: japonlar yapıyor işte amk! lafını duymuştum ilk kez. neyse yıllar sonra gerçekleri öğrendim şöyle ki;

duck hunt oyunu ve kullandığımız bu tabanca nintendo tarafından üretilmiş. bu tabanca nes zapper olarak light gun olarak bilinen işaretleme cihazlarına aitmiş. hani market kasasında kasiyer kız sinirli bir şekilde dııt dıııttt diye okutarak ürünlerimizi kenara ittiriyor ya hah işte aynı mantık. o dıt sesini çıkaran alet gibi.


bu tabanca ekrana ışık yollamıyor, üzerlerinde bulunan bir fotodiyot vasıtasıyla ekrandan gelen ışığı algılıyorlardı. ee televizyon zaten ışıklı bir şey nereye ateş ettiğimizi nasıl anlıyor? (amk başlığa yazanların hepsi bilimadamı gibi geliyor bana ben kalkmışım televizyon ışıklı birşey yazıyorum.)

daha bilimsel yazabilmek için yemin ederim şu gözlüklerden alıcam. sanki o gözlük gözümdeymiş gibi devam ediyorum:

''tetik çekildiğinde, ekran bir anlık siyaha düşüyor ve diyod algılamaya başlıyordu. daha sonra ekran parça parça beyaza boyanıyordu. ekranın, silahın baktığı bölümü beyaza boyandığında, silahtaki diyot ışığı algılıyor ve böylece silahın nereye tutulduğu anlaşılmış oluyordu. bu esnada oyuncu genelde hiç bir şey farketmiyordu, çünkü bahsettiğimiz her şey saniyenin çok küçük bir bölümünde gerçekleşiyordu.'' japonlar yapıyor amk anlayamazsınız.

''nes zapper, ekran siyaha düştükten sonra, her hedefi sıralı olarak beyaz ışığa boyuyordu. daha sonra, diyod ışığı algılayınca, ekranda boyanan hedefin vurulduğu anlaşılıyordu. ''

ufkumun 2 katına çıkmasını sağlayan şey ise;

bu tabancayı yanan bir ampül'e doğru tutarak tetiğe basarsak bütün ördekler ölüyor. siyaha dönüşen ekrandaki küçük ışığı yakalamak yerine komple ışık kaynağına ateş ettiğiniz için.