Dünyanın İlk Atlası Klaudios Ptolemaios'un Celal Şengör Yardımıyla Kurtarılma Öyküsü

Astronom Batlamyus'un nadide çalışması, Dünya'nın ilk atlası Klaudios Ptolemaios'un bugün nasıl tıpkıbasımı yapılan ve geniş kitlelerce tanınan bir eser olduğunu biliyor muydunuz?
Dünyanın İlk Atlası Klaudios Ptolemaios'un Celal Şengör Yardımıyla Kurtarılma Öyküsü


klaudios ptolemaios, elimizde bulunan en büyük atlastır

ilk olarak m.s. 2. yüzyıl'da ilk olarak yapılmış, 7. yüzyıl'da kaybolmuş, araplar tarafından tercüme edilmiş, bizans imparatorluğu'nda 13. yüzyıl'da tekrardan bulunmuş, khora manastırı keşişlerinden maksimos planudes tarafından 3 nüsha olarak çoğaltılmıştır. fatih sultan mehmet tarafından yaptırılan ve bu 3 nüsha arasındaki en iyi, güzel, korunmuş olanlarından bir tanesi bizim elimizdedir. orijinaline 2 kez restorasyon uygulanmıştır ve 2. restorasyonun ücreti bizzat celal şengör'ün cebinden ödenmiştir.


bu eserin restore edilme hikayesi ise şöyledir

"1926 yılında mustafa kemal atatürk, topkapı sarayı'nın envanterinin çıkartılması emrini veriyor. envanter çıkartılırken, eski eserler umum müdürü olan halil ethem bey birçok yunanca eserle karşılıyor ve o zamanlar efes'te çalışmakta olan adolf deissman'dan rica ediyor ve bu eserlerin kontrol edilmesini talep ediyor. deissman, gelip bu eserleri görünce, "bu eserler müthiş bir şey ama bunların restore edilmesi lazım." diyor. bunun üzerine halil ethem, bu mevzuyu cumhurbaşkanı mustafa kemal atatürk'e soruyor ve atatürk olayı yerinde görmek için istanbul'a, topkapı sarayı'na geliyor. deissman aynı durumu atatürk'e de açıklıyor; ardından atatürk, "peki ne yapmak lazım?" deyince, "bunun restore edilmesi lazım." diyor. atatürk, "peki nasıl yapacağız?" denildiğinde, deissman, "bunu sadece hugo ibscher yapabilir." diyor. sonrasında mustafa kemal atatürk'ün daveti üzerine hugo ibscher, istanbul'a geliyor ve bulunan eseri inceliyor. incelemesinin arkasından, "ben bunun sadece haritalarını restore edebilirim, metnine dokunamam. şu an elimizde bulunan teknikler bunun için yetersiz; ama siz bunları çok iyi bir şekilde saklayın, günün birinde muhakkak elverişli bir teknik olacaktır." diyor.


bu olaydan aşağı yukarı 75 sene sonra, 2000'li yılların başında isviçreli bir grup yeni bir ptolemaios çalışması yapmak istiyor

bugüne kadar istanbul'da bulunan ptolemaios eseri, hem de en önemlisi olmasına rağmen, hiç kullanılmadığı için bu eseri kullanmak istiyorlar. bu eserin ortaya çıkartılması durumu oluşunca dönemin müze müdüresi filiz çağman, celal şengör'e telefon ediyor ve bu eserin çıkartılacağını, kendisinin de bu işlerle ilgili olduğu için gelip görmesini söylüyor. celal şengör gidip görünce bu eserin restore edilmesi kararı alınıyor fakat restorasyon parası bulunamıyor. bunun üzerine müze müdüresi filiz çağman, celal şengör'e, "devletten bütçe çıkmıyor, bunun restorasyon ücretini sen öder misin?" diyor. celal şengör, restorasyonu yapacak olan robert fuchs'a restorasyon ücretini sorduğunda ücretin 30 bin euro olduğunu öğreniyor. kendi cebinden bu restorasyon ücretini ödüyor, restorasyon yapacak kişi hazır bir şekilde bekliyor, eser yerinden çıkartılıyor ama bu eserin restore edilme iznini almak 7 yıl sürüyor.

bu 7 yıllık süre içinde filiz çağman emekli oluyor ama büyük şans, topkapı sarayı müzesi'nin yeni başkanı ilber ortaylı oluyor ve iş sekteye uğramıyor. en sonunda celal şengör, ilber ortaylı'ya müracaat ederek, "bu iş biraz fazla uzadı. bunu halletmemiz lazım. " diyor. bu konuşma üzerine ilber ortaylı (kendisinin de yakın dostu olan), dönemin ve 59. hükûmetin kültür ve turizm bakanı'nı atilla koç'u arayarak durumdan bahsediyor. hemen ertesi gün bu eserin restore edime izni geliyor ve eser restore ediliyor.


tıpkı basım

daha sonra o çalışma yapacak isviçreli grubun, "bu eserin sadece restore edilip bırakılmaması gerek. bunu dünyaya tanıtmak lazım." talebi üzerine bir de tıpkı basımı yapılıyor. celal şengör, tanıdığı olan boyut yayınları'nın sahibi bülent özükan'ı arayıp bu konuyu açıyor ve bülent bey hemen bu yayını yapmayı kabul ediyor. celal şengör de bu eseri kurtaran ve tarih boyunca gelmesine sebep olan maximos planudes, mustafa kemal atatürk, fatih sultan mehmet gibi isimlere kitapta bir atıfta bulunuyor.

işte yüzyıllar içinde birkaç kez kaybolan, topkapı sarayı'nın bodrumunda sular içinde kalan, epeyce yıpranan bu eserin tekrardan bilim dünyasına ve yayın dünyasına kazandırılması bu şekilde olmuştur.