Dünyayı Gezme Arzusu Sonucu Kendini Yollarda Bulmuş Bir Yazardan Tavsiyelerle Durum Özeti
dünyayı gezme hali, yaklaşık 5 aydır gerçekleştirmekte olduğum eylem. görünen o ki hemen herkesin böyle bir hayali var. yazacaklarımın bu hayali gerçekleştirmek isteyenlere faydalı olmasını umarak başlıyorum. dikkat, uzun yazı...
öncelikle eminim ki herkesin kafasındaki dünya turu kavramı farklıdır
kimi alayım çantamı otostop çeke çeke gideyim der, kimi bir yatım olsa liman liman gezsem der, kimi gideyim bir yerlerde çalışayım, sonra yer değiştirip orada da çalışayım der, kimisi bir iş bulsam işim gereği gezsem der. kimi çıkayım yıllarca gelmeyeyim der, kimi çıkıp bi turlayayım geleyim der. kimi yalnız başını alıp gitmek ister, kimi eşiyle dostuyla gitmek ister. yani nasıl yapmak istediğiniz tamamen sizin belirleyeceğiniz bir şey. ben size benim nasıl yaptığımı anlatacağım.
dünyayı gezmek isteyenlerin, bu hayalini gerçekleştirememeleri konusunda kendilerince bazı haklı sebepleri var
bazısı parayı dert ediyor, kimi iş güç var diyor, kimi eşimi dostumu bırakamam diyor, kimi bizim yaş geçti diyor. yani mazeret çok. bazıları geçerli ve haklı, bazıları tamamen kafada kurulan sorunlar. o yüzden dünyayı gezmenin kendisinden daha zor olan kısmı karar verme aşaması.
ben bu yolculuğun kararını, kendisini yaklaşık 18 senedir tanıdığım bir arkadaşımla aldım. sıradan bir günün akşamında, evde bira içerken aldık kararı. yıllardır hep bir şeyler yapmak lazım diye boş muhabbetlerimiz vardı ama bu kadar kolay karar verilebileceğini bilmiyorduk. şimdi iş dünyasının sıkıntıları, yok kapitalist düzen, yok sistem falan eleştirisine girmeyeceğim. zaten bunları çok güzel yazan arkadaşlarımız var. onları okuyun derim. (bkz: #38817812) (bkz: türkiye'den siktir olup gitmek) (bkz: #42155034) gibi sayısız başlık ve entryde irdelenmiş konular.
şimdi öncelikle şunları belirtmek lazım
yaşım 29 (1-2 ay sonra 30 olacak) arkadaşımın yaşı 28. ben yaklaşık 8 senedir çalışmaktayım. belli bir kariyere sahip olmuş durumdayım. atadan dededen bir şey kalmadı ama çalışarak hali vakti düzelttik. 8 sene yeri geldi geceler gündüzler mesailer hafta sonları çalıştım durdum. arkadaşım da benzer durumda olduğu için iş hayatından artık bıkkınlık gelme aşamasında aşağı yukarı aynı noktadaydık. iyi kötü çalışarak aldığımız orta yollu arabamız vardı ikimizin de. verelim istifaları, satalım arabaları gidelim parasını yiyelim, gezebildiğimiz kadar yer gezelim dedik. sonrasını da gelince düşünürüz. verdik istifaları, verdik arabaların satış ilanlarını, aldık en ucuz bulduğumuz uçak biletini, sonra kaptırdık kendimizi akışa.
rotamızı avrupa, abd, güney amerika ve asya olarak kabaca planladık
ilk uçak biletimiz de zaten italya'ya idi. uzun süreli bir gezi planlıyorsanız en önemli şey ekonomi. paranın en çok gideceği şeyler başlıca konaklama, ulaşım ve yemek. konaklama için hostelleri tercih etmek gerekiyor. hem ucuz hem de daha keyifli zamanlar geçirme şansınız var. dünyanın her bir yanından sizin gibi insanları görmek, onlarla yollarınızın kesişmesi güzel. dünyanın hemen her yerinde uygun hosteller var. tabi biraz da şans işi. iyisi var, kötüsü var, temizi var, pisi var. ulaşım konusunda en hesaplısı tabii ki kısa mesafelerde kara ulaşımı. eğer otostop falan uğraşamıyorsanız avrupa içerisinde araba paylaşım sitelerini kullanarak şehirden şehire, ülkeden ülkeye geçebilirsiniz az paralara. bulamazsanız biraz daha pahalı olarak tabii ki otobüs opsiyonunuz var. yemek konusu da tercihlerinize göre tabii ki. genel olarak hostellerde misafirlerin kullanımına açık mutfaklar var. marketten ucuz alışverişinizi yapıp buralarda kendi yemeğinizi yapabilirsiniz. üşeniyorsanız birçok ülkede en ucuz yemek opsiyonu mc donalds, burger king gibi global fast food zincirleri. tabii bazı ülkelerde de biraz paraya kıyıp oranın özel yemeklerinden yemek isteyeceğiniz için buna da biraz para ayırabilirsiniz.
avrupa ve amerika gibi gelişmiş ülkelerde işler biraz daha kolay. ingilizceniz varsa iletişimde genel olarak sıkıntı yaşamıyorsunuz. ulaşım, yemek gibi konularda işler kolay. üçüncü dünya ülkelerinde işler ülkesine göre zorlaşabiliyor. mesela güney amerika ülkelerinde ispanyolca bilmemek çok büyük bir dezavantaj olabiliyor. sürprizlerle karşılaşabiliyorsunuz.
tabii bir de vize olayları var. türkiye vatandaşları için aslında dünyada vize istemeyen ülke sayısı çok fazla. güney amerika'da küba hariç vize isteyen ülke yok. asya'da da keza çin, hindistan hariç çoğu vize istemiyor. japonya bile vizesiz. onun haricinde avrupa için bir schengen'e, bir abd vizesine, istiyorsanız küba, çin, hindistan, avustralya falan için vizeye ihtiyacınız var. bazı ülkelerde sınırda vize uygulaması var. biz sadece schengen ve abd vizesi aldık, diğerlerine bakarız dedik.
önceden de dediğim gibi neredeyse 5 ay olacak. şu an bunları size uruguay'da bir sahil kasabasından yazıyorum
siz orada soğuktan, biz burada sıcaktan kımıldayamıyoruz :) avrupa'da 2 ay (19 ülke), amerika birleşik devletleri'nde 1 ay (8-9 eyalet) ve son 2 aydır da orta ve güney amerika (6. ülke). tabii evdeki hesap çarşıya çok uymadı. güney amerika'dan sonra birkaç da asya ülkesi görmekti planımız fakat hem maddi hem manevi olarak yorulduk. bu gerçekten çok keyifli olduğu kadar çok da yorucu bir iş. sürekli bir yerden bir yere gitmek, her zaman çok rahat olmayan yerlerde kalmak, bazen havaalanlarında parkta bahçede uyumak zorunda kalmak, sırtta çantayla kilometrelerce yürümek zorunda kalmak vs. kolay işler değil. iklim değişiklikleri, kültür değişiklikleri, yiyecek içecek değişiklikleri, bu değişimlerden etkilenip bazen halsiz ve hasta olmak... kişinin bünyesine ve ruh haline göre değişir tabi ki bunlar. ben 95-96 kilo başladığım gezinin 5. ayında 83 kiloya düştüm.
dünya gezisi zaten yapılıp bitecek bir şey değil. gezme zehri bünyeye zerk olduktan sonra durmak çok kolay gibi görünmüyor. yakın zamanda döneceğim ve sonrasında tabii ki gitmediğim kıta ve ülkeleri planlamaya başlayacağım. ara verme fikri mantıklı ve faydalı geliyor.
sonuç olarak; elde avuçta biraz bir şeyiniz varsa, gelecekten korkmuyorsanız, gidin. elinizde avucunuzda yoksa, gitmek istiyorsanız yine gidin
hostellerde veya neredeyse dünyanın tüm şehirlerinde gezginleri gönüllü işler yapmak şartıyla ağırlayan, yatak yemek veren milyonlarca yer var. yorucu olabilir fakat değerlendirilesi bir fırsat olarak görüyorum ben bunu da. gidip gezip görmek zaten insanın gerçekten ufkunu fazlasıyla açacağı için, yaşadığınız yerdeki sorunların, döndükten sonra aslında o kadar da sorun olmayacağını anlayacaksınız. iş de her zaman illa ki bulunur. buradan sözüm öğrencilere, en iyi zaman öğrencilik yılları. kesin değerlendirin. ondan sonra çok fazla sorumluluğunuz olacağı için çok daha zor olacak bazı şeyler.
tabii gezip gördüklerinizi insanlarla da paylaşmak istiyorsunuz. biz insanları facebook'tan fotoğraf bombardımanına tutmayalım istedik. ee gezi yazıları yazıp gittiğimiz yerleri tanıtmak gibi bir misyonu da hiç edinmedik. bunu zaten layığıyla yapan insanlar var, o yüzden blog falan işlerine de girmedik. amaç gezip eğlenmek olduğu için bir facebook sayfası açıp, canımızın istediği fotoğrafları, oradan sadece meraklısıyla paylaşma yoluna gittik. buradan da merak edip bakmak isteyen olursa diye sayfamızın adresini paylaşayım:
çok kısa bir zaman sonra istanbul'a geri dönüş var. bir yerden sonra insanın evi de gözünde çok fena tütmeye başlıyor. gezmek gibi hayali olan insanlara da son sözüm, istiyorsanız bir karara bakar. gerisi çorap söküğü gibi gelir. bu tecrübeden kendinizi mahrum bırakmayın. merak ettiği detayı olan ve motivasyon isteyen herkes yeşillendirebilir gönül rahatlığıyla. saygı ve sevgi ile kalın.