Ebeveynlerinin Seks Yapmasına Şahit Olan Sözlük Yazarlarının Hatıraları

Anne babalarının bayağı bayağı cima ettiğini gören gözler anlatıyor.
Ebeveynlerinin Seks Yapmasına Şahit Olan Sözlük Yazarlarının Hatıraları
iStock

ebeveynin seks yapmasına şahit olmak lisedeyken başıma geldi

o çağda insan son raddede odun olabildiği için kapı çalmayı unutabiliyor maalesef. allah'ıma şükürler olsun ki coitus hali yoktu ortada, olsa idi şu an halen bir klinikte yatıyor olabilirdim. yıllarca katatoni'de kalabilirdim... basit bir ön sevişmeye şahit olmuştum ve "bu yaşta hala birbirlerine ilgileri olması ne güzel..." diye düşünmüştüm. hadiseden birkaç ay sonra, ben 16 yaşında iken nur topu gibi bir biraderim oldu, doğduğu gün okulda eşe dosta bir karton kısa marlboro dağıttım. şimdi büyüdü de evde cm oynuyoruz it oğlu itle...

ilkokul 3. sınıftaydım sanırım...

gece uyandım böyle yatakta. baktım annemin böyle ağlarmış gibi sesi geliyor. tabi öyle saray gibi kocaman evlerde yaşamıyoruz. 2+1 ufak bi evdi bizimkisi. korktum anneme bişey oldu diye. bi yandan da tam anlamaya çalışıyorum sesi. odaya doğru gittim, hala aynı ses. annemin ağladığına emin oldum artık, pat diye açtım kapıyı. annem yüzüstü uzanmış, babam da üstündeydi. gerçi benim için öyle bi travma olayı yaşanmadı ama baya bi garipsemiştim o yaşta. üstüne annem anaokulu çocuğu kandırır gibi, "baban masaj yapıyordu" diyince, iyice garipleşmişti olay.

her ailede yaşanabilecek, normal bir olay bence.

ebeveynin seks yapmasına şahit olmak başıma iki defa geldi

birincisinde olayın farkında olmadığımdan sadece kötü seslerin uzaklaşması için elimden geleni yaptım. ikincisinde ise eşşek kadar olduğumdan kikirdeyip hemen ortamı terk ettim.

şöyle ki: küçükken evimiz sobalıydı. hep birlikte uyurduk. sanırım bir şey olacak korkusuyla yanlarında tutarlardı bizi. ben ise çoçukluktan gelen bir alışkanlık olsa gerek uykumu mutlaka böler. on beş dakika yatakta döner. sonra tekrar uyurum. o zamanların birinde annemden tuhaf tuhaf sesler gelmekte bense olayın ne olayın kötü bir şey olduğunun farkında olarak o andan itibaren seslenmeye korkup başladım kardeşimi çimdiklemeye. çimdikliyorum ki uyansın zırlasın. bir an önce o sesler yok olsun. ne kadar çimdikledim bilmiyorum ama sanki bir asır geçmiş gibiydi. yavrucak nihayet uyandı. hemen sesler kesildi. bende ne oldu ya ne diye ağlıyor, bu kessin sesini diye atarlanmakla meşguldüm. kıyamam sabahleyin her tarafı morluklar içerisinde uyandı.

sonra bundan yaklaşık bir yıl önce. işe giderken anne baba uyanmış, ben ise hazırlanmışım. sohbet muhabbet derken onlar yataktaydı. arkadaş insan odamıza bir ayna koyar değil mi? ne işi var 24 yaşında bir insanın ana babasının yatak odasında? neyse makyajımı neyin yaptım, çantamı değiştirdim gittim. baktım çantamda cüzdanım yok. 5 dakika geçti, geçmedi. lan. valla aklıma başka bir şey gelmiyor. o andaki telaş ile paldır küldür girdim odaya. kapı çalmadan etmeden girdim. onların kapısı ses de çıkarıyor halbuki, odalanın kapısı iğrenç bir ses çıkarır. duymamışlar olsa gerek. eski çantamdan aldım cüzdanımı gideyim, görmedim bile neler oluyor. bizimkiler hemen yek vücut olmuşlar. ahahah. arkama döndüm anne babam nerede diyorum valla billa ses yok. anne diye atarlandım hemen. kadının kafası kaybolmuş. bak hala sinirden gülüyorum. ne diye sesleniyordun hala. üçüncü seslenmemde iki kafa bana bakıyor.hemen cüzdanım aldığım gibi, kafam yerde gidiyorum. yol boyunca kahkahalar ile gülüyorum kendi kendime.

bütün gün nasıl bakacağım yüzlerine telaşı var. neyse eve geldim, babam başladı uyarmaya. ama kızgınlık yok len. kızsa bari. iki üç gün bunun mevzusunu döndürdü. ya tamam git başımdan diyorum. yok. konuyu döndürüp dolaştırıp o mevzuya. baba tamam, bir daha olmaz bak, utanıyorum neyin peşindesin diyerek olayı kapattım. hala hatırladıkça gülerim ve hayvanlığıma kızarım.

birinci tanıklığımda seslerin ne olduğunu bilememekten olsa gerek, sonucunu hatırlamıyorum. ikincisinde ne travması. mutlu bile oldum len. ne mutluluğuysa artık...

Final hikayesi

çocukken iki sandalyeyi yan yatırır üstüne de battaniye atarak kendime mağara yapardım, karanlık ve kapalı yerler hoşuma giderdi. orada ışıklı saatimle veya el feneriyle oynardım. bir gün mutfaktaki tezgahın altına girdim. annem "ihihi gündüz gündüz manyama len" diye babama kızıyordu. babam da "aksam akilli oluyoruz da ne oluyor, neco evde yok iste, çok özledim kız, bildiğin gibi degil " diyordu.

söylemesi ayıp çocukken de aşırı geri zekalıydım. sanıyorum peder bey beni özlüyor, hani evde yokum diye ağlayacak neredeyse. meğer anama yalvarıyormuş. tezgahın altından cee diye bir çıktım adama inme iniyordu. koştum bacağına sarıldım. baba baba diye.

aradan birkaç gün geçti. babam bu sefer elime defter kitap verip "amcanlara git kuzeninle orada ders çalışın" dedi. kuzenle aynı sınıftayız, amcamlar da yakın ama ben evden çıkar çıkmaz yatak odasının penceresinden tekrar içeri girdim. ev de eski bahçeli müstakil evlerden, yaz ayı olduğu için camlar açık. dolaba girip saklandım. orada ışıklı saatimle oynarken bizimkiler de odaya girdi. annem "dur dur çarşaf sereceğim" dedi. tabii ben bir şey anlamıyorum. ihihi gülüyorum dolabın içinde. aradan 1-2 dakika geçince babam "neren ağrıyor bakim" diye olaya girdi. annem "burnum" dedi. bir sessizlik oldu. sonra "başka neren ağrıyor" dedi. annem "yanaklarım" dedi. yine sessizlik oldu. başka neren ağrıyor dedi. "boynum" dedi. bu sefer uzun bir sessizlik oldu. hımmm şimdi neren ağrıyor bakim dedi. annem "me-mem" dedi. ulan dedim benim annem bayağı hastaymış. dolabın kapağını bir açtım. babamla göz gözeyiz. şok oldu beni görünce. böyle pırt diye meme ucu ağızdan çıktı. bakışıyoruz... sonra hemen pikeyi üstüne çekip toparlandılar. "nesi var annemin her yeri ağrıyor" dedim. ulan harbi ultra salaktım. çocukken annem alanımı öperek ateşime bakardı. hani babam da annemi öperek ateşine bakıyor zannetmiştim.

neyse oflaya puflaya bunlar çıkardılar odadan sonra annem geldi ilgilendi. babam dokunulmazlık oyununu kaybetmiş survivor yarışmacısı gibi çekyatın kıyısına oturup manalı manalı tüm gece bana baktı.

birkaç gün daha geçti, akşam yemeğine misafirliğe gittik. orada oyuncak çaki filmini izledik. o kadar çok etkilenmiştim ki gece abimi uyandırdım, ne var dedi. çişim var dedim. ne yapayım avcumu mu açayım gerizekalı dedi. kalkmayınca yatak odasına gittim. kapıyı bir açtım. annem yattı, babam kalktı. belli cowgirl style takılıyorlarmış. öyle kapı ağzında hababam sınıfındaki çocuk gibi dikiliyorum. babam bana bakıyor ben babama. s*ktir git laaaannnnn diye birden bağırdı. o bağırınca annem de ona bağırdı. "yahu hanım bana bunun garezi var, yemin ederim garezi var" diye söylenirken annem çıkardı, dışarı geliyorum deyip yine ilgilendi.

kısa keseyim... en son ki bu olaydan sonra tam 12 yaşına kadar hep altıma s*çtım ve hep bir kardeşim olsun isterdim. "rahat bırakmadın ki eşşoglu" derdi babam. "çaki kılıklı"derdi aynı zamanda. lakabım çaki'ydi. "geldi yine çaki kılıklı" derdi... huzur içinde yatsın.