Efsanevi Tapınaklar Kompleksi Angkor Wat'ı Gezeceklere Her Yerde Yazmayan Tüyolar

Kamboçya ile özdeşleşen tapınakların en ünlüsü Angkor Wat ve diğerlerini gezmeyi kafaya koyduysanız buraya bakmanızda fayda var.
Efsanevi Tapınaklar Kompleksi Angkor Wat'ı Gezeceklere Her Yerde Yazmayan Tüyolar

angkor wat... kamboçya'nın iliğine kadar sömürdüğü büyüleyici tapınaklar kompleksi.

toplaşın, size bu tapınaklar ve siem reap gezimizden bahsedeceğim. ama bu bir gezi blogu yazısı gibi değil de, daha çok gidecek olanlar için bilgilendirici olacak. 20'den fazla blog, makale, köşe yazısı okumuşuzdur gitmeden, buna rağmen yazılmayan çok basit tüyolardan bahsedeceğim ki siz de bizim gibi sürüncemede kalmayın.

öncelikle, şehir (bkz: siem reap) çok küçük, yüksek bina yok, tamamen turizm ve çiftçilikle dönüyor. uçak firmaları hep low cost. bagaj hakkı parayla ve 65 dolar. 3 gün önceden online alırsanız çok daha ucuz. havalimanında fark ederseniz acı verir, buna dikkat edin derim. şehir, özellikle merkezi sizin elinize bakıyor. alışverişte pazarlık yapın ama bokunu çıkarmayın. ressamların tapınakları resmettikleri çok güzel tablolarına denk geldik, yok pahasına 3 tane aldık. tuvalleri rulo yapıp hasır tüplere koyuyolar, kaliteli iş yapanların tuvallerinde sıkıntı olmuyor, önünüzde kıvırıp katlayıp, zarar görmediğini, çatlamadığını göstermesini isteyin. eğer öyleyse rahatlıkla alabilirsiniz. turistik bölgede bence alabileceğiniz en yerel ve değerli şeyler bunlar.

tapınak dışında ise, biz yüzen kasaba olarak geçen, kompong khleang floating village denilen bölgeye gittik. yaz kış mevsim bakıp veya yerel birine sorup bölgede su olup olmadığını öğrenin, göl yazla kış arası 6 kat boyut değiştiriyormuş, kaderde çöle gitmek de var ama bu sizi durdurmasın. ortam bambaşka, sadece yüzen evler değil oraya yakın köy de muazzam. biz, şansımıza su olan zamana denk geldik, köyden botlarla yüzen şehre gittik. bölgeye giriş kişi başı 20 dolar. yol üzerinde checkpoint'ler var, durup bilet alıyorsunuz. botla gezi dahil. ülkede her şey çok ucuz ama turistik mekanlar haddinden fazla pahalı. bunun yerel halka değil de sadece işletmeci ve devlete katkısı olduğunu öğrenince iyice bozulduk ama yapacak bişey yok. bağış gibi düşünerek size hizmet edenlere 3-5 dolar bir şey verin derim, fakirlik inanılmaz boyutta çünkü ve canla başla yardımcı olmaya çalışıyor size bu kalender insanlar. biraz uzakta, biz birgün ayırdık ama yanına uzaktaki başka bir tapınak veya şehir dışındaki kasabaları gezme vs planlanabilir. ulaşım tercihimizi aşağıda anlatacağım.

tapınaklar meselesi

cidden büyük bi alana dağılmışlar ve nereyi nasıl gezeceğinizi turlarla belirlemiş durumdalar. bu gene, devletin ve tapınak işletmesinin çıkarcılığı üzerine kurulmuş. devlet ve işletme diyorum zira işleten firma devlet başkanının oğluna ait. size mini tur ve büyük tur diye iki seçenek sunuluyor. mini tur bir gün ve angkor wat ile angkor thom'u kapsıyor. çok ilgiliyseniz, her bir köşesini tarihiyle okuyarak görüp inceleyecekseniz evet, bir hafta ancak yeter böyle bir yere. büyük turda da gene çok etkilendiğimiz uzaktaki tapınaklar geziliyor. bilet fiyatları da, şu an için tek günlük bilet 37 dolar, 3 günlük 62, 7 günlük 72 dolar.


nasıl gezeceğiz?

kondisyonunuz iyiyse, sıcaktan etkilenmem diyorsanız ve de gün doğumunu izlemeye gidecekseniz sabah 5'ten akşam 7'ye kadar açık angkor wat'a yakın tapınaklar, hepsini bir günde bisikletle bile gezebilirsiniz. en ucuzu bu olur.

tuktuk'la gezilebilir. gene mini tur, sizi tapınaklar arasında tüm gün gezdirecek bir tuktuk kiralamak pazarlıkla 15 dolar. gün doğmadan gitmek için +10 dolar, uykular değerli :)
uzaktaki tapınaklar için araç şart ve bu sefer tuktuklar da yüksekten fiyat vermeye başlıyor, 27 dolar standart. biraz pazarlıkla düşürülebilir. yüzen şehir için bir gün daha ve 20-30 dolar arası gözden çıkarmak gerekiyor.

peki biz ne yaptık?

bir scooter kiraladık, güzel yeni bir zoomer-x, günlük 15 dolar. benzin litresi 1 dolar. önce yüzen şehre, dönüşte de uzaktaki banteay srei tapınağı gidelim dedik. gidilebilirdi ama öğleden sonra yağmur fırtına, hayli ıslandık, yemedi otele döndük. zaman olarak yapılabilirdi yoksa. sonraki gün de gündoğumu angkor wat'ta izleyip, banteay srei dahil tüm tapınakları gezdik. (bu arada cidden hepsi birbirinden farklı, hepsi farklı özellikte etkileyici tapınaklar. şuna gidin buna gitmeyin diyemem, görebildiğiniz kadar çok görün :)) hiç öyle acele de etmedik, sindire sindire, ufak ufak okuya okuya, dinlene dinlene gezdik. turlara dahil olmayan ufak tapınaklara bile geçtik. yaşasın seyahat özgürlüğü ^^ ve tüm bunları da olabilecek en ucuz şekilde hallettik. 2 günde 200 km kadar yapmışız, toplam 4 dolar da benzine verdik. trafik türkiye gibi, çok kaotik değil, gayet sürülebilir. en büyük tavsiyem o yüzden motor kiralamak olacak, çok rahatlatıyor. bu arada normalde turistlere araç kullanmak yasak, yakalanırsan cezası veya rüşveti var ama kiralama şirketi şu yola bu yola girme diyor ve biz tonla polis gördük, göz göze geldik, yanlarına park ettik filan hiçbiri bir şey demedi. sadece kontrol noktalarında sıkıntı oluyor sanırım. olunca da şirketi arıyorsunuz, gelip polislerle konuşup hallediyorlarmış. biz yaşamadık, yaşayanlardan duyduk. teker patlarsa vs size ait ama heryerde tamirciler var, o da büyük problem değil.


bir başka husus, gene tapınaklarla ilgili

herkes demiş ki gündoğumuna gidin. kimse de dememiş ki bilet alıp gidin. delirirsin... normalde nedir, gidersin girişte alırsın. burda böyle değil, şehir merkezinden veya welcome center'dan bilet alman gerekiyor. e sabahın körü, gün doğacak, herkes yetişmeye çalışıyor. girişe gidiyorsun, biletin yok. 8-10 km dönüp, bilet alıp tekrar angkor wat'a. biz gene ölü sezonda gittik. o bile kalabalık ama normal sezonda imkansız yetişemezdik, gün doğmadan 1 saat önce yola çıkmamıza rağmen.

birkaç başka tavsiye, tur haritası saat yönünde gidiyor, insan kalabalığını azaltmak adına siz saat yönünün tersine gezin.

dolar heryerde geçiyor, para bozdurmayın.

ince poşet tarzı yağmurluk bulundurmak mantıklı olabilir, yağmur tabii ki üşütmüyor ama kısa süreli şiddetli yağabiliyor, tapınağın ortasında yakalanıp sığınacak bir yer bulamayabilirsiniz. motorda da aynı şekilde. biz ıslandık gerçi donumuza kadar ama dert etmedik. pasaportlarımız, telefon vs korumalı çantalarımız vardı.

tapınaklar için omuz ve dizi kapatacak kıyafetler giyin yazıyor, yasal olarak giyilmeli ama kimse önemsemiyordu bizim gördüğümüz. gene de, sizden 1 hafta önce gelir biri çıplak gezer, polis delirir, o süre zarfında önemsemeye başlarlar, bir şey diyemem :)

oteller gündoğumu izlemek isteyenler için kahvaltı paketi veriyor, çok mantıklı ama tapınağın içine sokamıyorsunuz. tapınak etrafındaki göletin gerisinde oturup yerken de doğurabilirsiniz güneşi, ya da erken yiyip girip direk angkor wat'ın ardından da doğurabilirsiniz. ikisi de çok etkileyici.

son olarak, yemekleri kötü

bunun en büyük sebebi çevirisi "french fertilizer" olan, khmerce yazılışı şöyle olan bir ot:


tuz gibi kullanıyorlar, batılı yemekler dahil her şeyde var. biz ne olduğunu zor bela öğrenip, "buna alerjimiz var, bunsuz yapın" diyorduk. tavsiye ederim.

otel ve kiralama şirketi önerisi isterseniz yazabilirim.

biz çok etkilendik, kamboçya'nın genel sosyal hayatından da, tapınaklardan da. size de şimdiden iyi etkilenmeler :)

Kompleks içindeki tapınaklar

Editörün notu: Bu yazı 2017 tarihlidir. Dolayısıyla fiyatlar değişmiş olabilir.

ulaşım: süvarnabhumi havaalanı içindeki terminale gidip 140 baht (14tl civarı) bir ücretle sınıra bilet alınabilir. 9-10 kişilik klimalı minibüs pek konfor vaadetmiyor ancak iş görüyor. sınırın tayland tarafında her şey güzel, binalar klimalı falan. kamboçya tarafına geçince kendinizi "aha şimdi asya'dayım" derken buluyorsunuz. 30usd'ye kapıda vize alınabiliyor. (görevliler daha fazla almak istiyor, o iş pazarlık yeteneğine kalıyor, ben 32 dolar gibi bir şey vererek geçtim) aslında eğer dönerken de karayoluyla dönülecekse vize almaya pek de gerek yok, kamboçya sınırında girişte ve çıkışta herhangi bir kontrol yapılmıyor. el kol sallaya sallaya da geçilebilir, benim gibi dönerken uçak kullanmayı düşünüyorsanız pasaportunuzu damgalatmanız şart. sınırı geçtikten sonra otobüse 3-4 usd civarı vererek (kamboçya'da geçerli olan para birimi amerikan doları. cent yerine kendi paralarını kullanıyorlar) siem reap'teki otele ulaşmak mümkün.

ülkede motosiklet kiralamak çok mantıklı, google maps'te kamboçya haritası indirilerek gitmek istenilen yerler rahatlıkla bulunabilir. motosikletin günlüğü 7 dolar, kask ücretsiz. ufak tefek olanları saymazsak başlıca tapınaklar:

angkor wat: uzun zamandır hayalimdi bu mabedi görmek. sabah gittiğimde kapkaranlıktı her yer, güneşin doğumunu orda izlemek gerekiyormuş. loşlukta görebildiğim kadarıyla beklediğime değmişti. hayatımda gördüğüm en güzel şeylerden biriydi karşımdaki. gözlerimi kapayıp onu ilk kez gördüğüm ani düşündüğümde kendimi hala mutlu ve huzurlu hissediyorum. sabah serinliğinde tapınağın içinde kaybolmak, tünellerden geçip kimsenin olmadığı avluları keşfetmek, bir köşeye çekilip kendini ve kuşların cıvıltılarını dinlemek o kadar güzel oluyor ki. kısa bir süre de olsa "monk olup buralarda 1-2 ay takılsam nasıl olur acaba" diye düşündürttü. güneşin biraz yükselmesiyle beraber hava bunaltıcı bir hal alabiliyor, haliyle monk olma hayalleri de buharlaştı.

ta prohm: nam-ı diğer lara croft temple. küçükken üst kattaki komşunun bilgisayarında oynadığım iki oyundan biriydi lara croft. oradaki tapınakların gerçek olduğunu o zamanlar bilemezdim. ağaçların yüzlerce yıllık taşların arasında kendinlerine yol bulduğunu görmek büyüleyici. insan atlamak zıplamak, lara croft gibi davranmak istiyor. yıkılma tehlikesinden ötürü pek çok yapı demir çubuklarla desteklenmiş durumda, yıkılmadan görülmeli.

bayon: kafanızı çevirdiğiniz her yerde bir başka buddha oyması görmek mümkün. dile kolay tam 11 bin figure ev sahipliği yapıyor. bunlardan 216'sı gülümseyen buddha yüzü. 1100lu yıllarda yapıldığında figürlerin hepsinin rengarenk olduğu düşünülüyor, yıllar geçtikçe renklerini kaybetmişler. diğer tapınaklara nazaran biraz küçük olsa da ayrıntılarıyla gözlere ziyafet sunuyor. buddha fotoğrafı çekmek için birebir.

banteay srei: merkezdeki tapınaklara biraz uzak (35km civarı kadar) olsa da 9.yüzyılda tamamlanmış olan bu tapınak insana "insanlar bin yıl önce bunun gibi bir eser ortaya çıkartabiliyorsa ben neyim?" sorusunu sorduruyor. duvarları dantel gibi işlenmiş tapınağa motosikletle giderken yolda köylülerden muz-mango-ananas gibi meyveleri çok ucuza alıp yolda afiyetle yemek önerilir. otoparkı ücretli olan tek tapınak, 2000 khmer parası (50 cent) ücreti var. yolun hemen diğer tarafına (tuktukçular orda bekliyor genelde) bırakırsanız ücret yok.