Enes Batur'un Filmine Giden Yeni Nesli Hunharca Eleştirirken Gözden Kaçırdığımız Nokta

Türkiye'nin en çok takip edilen Youtuber'ı Enes Batur'un yeni filmi "Enes Batur Hayal mi Gerçek mi?" geçtiğimiz Cuma günü vizyona girdi. Film vizyona girer girmez de hepimiz bir eleştiri yağmuruna tuttuk hem filmi hem de filme giden yeni nesli. Ancak bir noktayı kaçırıyor olabilir miyiz?
Enes Batur'un Filmine Giden Yeni Nesli Hunharca Eleştirirken Gözden Kaçırdığımız Nokta


keşke birisi de filmi izlese de ona yönelik yorumda bulunsa, biz de anlasak filmin ne içerdiğini, ne olduğunu.

böyle ağır eleştiri bombardımanı, filmin gişe sayısından dolayı yeni nesile sallamak falan aklıma sokrates'in sözünü getirdi:

"bugünün gençleri, lüks ve gösteriş düşkünü, saygısız, başkaldıran, geveze ve obur yaratıklardır." (m.ö. 400)


yeni nesli eleştirirken bazı noktaları atlıyoruz hep

"abii ludacris, linkin park, korn gençliğiyiz biz yea, bu nesil ne dinliyo?!" diyen insanlara da bi önceki müzeyyen senar dinleyen nesil atıp tutuyordu. uzun bir dönem tüm dünyada tek geçerli müzik klasik müzik oldu, sonra buna opera dahil oldu, konçertolar, sonata'lar. bugün kaçınız dinliyorsunuz bunları? türkiye popülasyonunun %1'i ay ışığı sonatını mov1/2/3 şeklinde tamamını dinlemişse mutluluk gözyaşları dökerim ben. kaldı ki ay ışığı sonatı da en bilinen parçalardan biridir. 

sonuç olarak bi neslin kendinden sonraki nesle atıp tutmasının sebebi güç kaybı yaşama korkusudur. yaşlanıyordur, sayıca azalıyordur sonraki nesillere nazaran hep. bu tarihin başlangıcından beri böyledir, 2018 türkiyesi ile alakalı bir şey değildir anlayacağınız.

ancak şunu unutuyoruz, insan nüfusu exponential (üstel) bir ivmeyle büyümektedir

bunun anlamı şu; yeni nesil her zaman bir öncekinden daha fazla sayıda olacaktır. değişime direnmek mantıksız. her şeyi geçtim, tırtlıkla bahsettiğimiz yeni neslin iq ortalamaları daha yüksek, konuşmaya başlama yaşları daha küçük, algıları daha açık, teknolojiye adaptasyonları çok daha hızlı, geleceğe yönelik konuşmalarda değişen çağa ayak uydurabilir nitelikte hayalleri var. 

bu kuşaktaki kimse bundan 20-30 yıl önce olduğu gibi asker , polis falan olmak istemiyor, çünkü dünya militarist düzenden kaymaya(kurtulmaya) çalışıyor. hepsi ya bilgisayar mühendisi, ya youtuber, ya astronot, ya bilmem ne oyun tasarlayıcısı olmak istiyor. çünkü şu an bu satıyor, devir bunun devri. artık yeni nesil için milli maçlar yok, cs go turnuvaları var. nasıl size bilgisayar oynayarak binlerce dolar kazanmak mantıksız geliyorsa onlara da top peşinde koşturarak milyonlar kazanmak mantıksız gelecek, bir noktadan sonra bu tip sporlar 3. dünya ülkesi eğlenceleri olacak. bizim zamanımızda 12-13 yaşında gizli gizli porno izlemek marifetti, teneffüslerde bunun muhabbeti dönerdi, şimdi enes batur muhabbeti dönüyor. 

bu daha iyi ya da daha kötü diye bas bas bağırmak mantıksız, ya değişime ayak uydurun ya da yok olun.

Mecidiyeköy Trafiği Yerine Hollanda'da Bisikletle İşe Gitmeyi Seçen Birinin İmrendiren Hayatı