Eski Türkçenin İlk Dönemine Ait Olan Göktürkçe Hakkında Merak Edilenler

38 harften oluşan bir alfabesi olan Göktürkçe (Köktürkçe) hakkında temel bilgiler.
Eski Türkçenin İlk Dönemine Ait Olan Göktürkçe Hakkında Merak Edilenler
Görsel: TRT World

köken

öncelikle, göktürkçe dediğimiz dil eski türkçedir. eski türkçe dönemi ise yaygın görüşe göre göktürkçe ve eski uygurcayı kapsar. 

bu dile soğdca diyenleri ciddiye almayınız. yapısı, fonetiği, grameri buz gibi türkçedir. göktürkçe soğdca olsaydı (ki bu kadar saçma bir tabir olamaz) şu an türkçe, kazakça, türkmence gibi diller de olmazdı.

burada anlatacağım kuralların tamamı neredeyse eski uygurca için de geçerli fakat aralarında dönem, alfabe ve yazı türleri farklılıkları olduğundan ve son zamanlarda göktürkçe öğrenmek isteyenlerin sayısı arttığından buraya yazacağım.


alfabe

göktürk alfabesi ile yazılmış ve eski türkçe olarak değerlendirdiğimiz tonyukuk, bilge kağan ve kül tigin yazıtları 2. göktürk kağanlığına aittir, bu dönemden çok önce ise aynı alfabe ile yazılmış yenisey yazıtlarına rastlarız. 

göktürk alfabesinin kökenine dair birçok görüş var, soğd alfabesi veya runik alfabe kökenli olabileceği düşünüldüğü gibi, ideografik olduğu için türklere müstakil bir alfabe olduğu da düşünülür. ideografiyi şöyle tarif edebilirim: 'ok' sesini karşılayan tamga ok şeklinde, 'ay' sesini karşılayan tamga ise ay şeklindedir.

eğer bu alfabeyi öğrenmek istiyorsanız çok rahat bir şekilde öğrenebileceğinizi belirteyim, çok kolay bir mantığı var.  her sessiz harften iki tane bulunuyor, sesli harflerde ise o/ö, u/ü, ı/i, a/e harflerini aynı tamgalarla ifade etmişler, yani bir kelimede u'mu ü'mü kullanıldığını sessiz harflerden anlıyoruz, mesela; kuz yazmak isterseniz kalın (a)k, küz (güz) yazmak isterseniz ince (e)k harfini kullanıyorsunuz.  ayrıca ng, ny gibi çift sesli tamgalar da bulunuyor.

alfabe konusuna temel bir giriş yaptım fakat alfabeden önce dilin temel mantığını öğrenmek daha önemli olduğu için bu bölümü kısa tuttum, zaten tde lisans öğrencilerine bile alfabe yerine dilin temel mantığı, ekler kökler öğretiliyor daha çok.


söz dizimi ve hal ekleri

türkçenin hangi dönemini incelerseniz inceleyin, ilkokulda öğrendiğimiz gibi, yüklem hep sonda özne hep baştadır, bu yüzden temel kuralları ve kelimeleri öğrendikten sonra çoğu cümleyi anlamak çok kolay olacak.

örneğin; türkiye türkçesinde “ben eve gittim” derken eski türkçede “men ebge bardım” deriz.
hal eklerinde ise işler karışıyor, yönelme hali eki yerine; belirtme eki, çıkma hali eki yerine belirtme eki kullanılabiliyor ama bir giriş yazısı olduğu için bunu şimdilik bilmemize gerek yok.

ses denklikleri

türkçenin tarihi ve çağdaş lehçelerinde birbirleri arasında düzenli ses denklikleri vardır, bu da göktürkçeyi temel düzeyde öğrenmek isteyen biri için en önemli konu. 

örneğin: kazakça: jol iken t. türkçesinde: yol'dur yani buna göre türkiye türkçesinde y ile başlayan her kelime kazakçada j ile başlar.

gelelim türkiye türkçesi ve göktürkçeye, ilk baktığınızda size yabancı gibi görünen kelimeleri bu denklikler sayesinde anlayabilirsiniz:

- eski türkçe t ile başlayan kelimeler, t.türkçesinde çoğunlukla d ile başlar: tod- (doymak), teñiz (deniz), tolı (dolu)

- eski türkçe k ile başlayan kelimeler, t. türkçesinde g olur: köz (göz), kel- (gel-), kün (gün)

- eski türkçede söz içi veya sonu d vardır, t. türkçesinde ise bu y'dir. tod- (doymak), adak (ayak), bod (boy)

- çok heceli sözcüklerde g sesi korunur: sarıg (sarı), katıg (katı)

- b sesi söz başında ve söz ortasında korunur, bu t. türkçesinde v'dir. ebir- (evirmek), bar- (varmak), eb (ev).


yapım ve çekim ekleri

bir çoğuna türkiye türkçesi sayesinde hakimiz. 

mesela bazı yapım ekleri

il-lig 'ili olan, devletli' (yukarıda söylediğimiz gibi sonda g harfi var, batı türkçesinde bu ek -lı -li haline geliyor) (-lig: isimden isim yapım eki)

yaş+a - bildiğimiz yaşa-. ( -a: isimden fiil yapım eki)

çekim ekleri:

beg+ler (beyler) ogıl+ an (çocuklar) (-n lar-ler'le birlikte eski türkçe çokluk eki)

bun+suz (sıkıntısız) (bun:sıkıntı)

ufak bir giriş yaptık şimdi bu kurallar ışığında bir cümleyi inceleyelim:

bu yolun yorusar yaramaçı tedim, yerçi tiledim.

şimdi bu cümlede çok rahat anlayabileceğimiz kelimeler var. bunlar; bu, yol ve yer. yukarıda bahsettiğimiz kurallarda ne demiştik “söz başı t korunur” yani tedim: dedim, tiledim: diledim oluyor. aslında cümlede geçen yaramaçı da çok tanıdık, “yaramaz,iyi olmaz” demek. yerçi'nin karşılığı ise yerci yani “yere hakim olan, kılavuz” demek.

peki tonyukuk burada ne demek istemiş: “bu yoldan yürümesek iyi olacak dedim, kılavuz istedim.”

gördüğünüz gibi bazı kelimelere ve kurallara hakim olunduğunda anlamak çok da zor değil, zaten hepsi halen kullandığımız kelimeler. 

şimdi başka bir cümleye bakalım:

türük bodun için tün udımadım, küntüz olurmadım.

yine aynı ses denkliklerini düşünürsek: bod>boy haline gelir, o zamanki anlamıyla ise “halk”.
(u)n ise belirtme hali durumu eki “halkı”. tün ise hâlâ dilimizde kullanılan bir kelime aslında, gece demek ama biz geride kalan gün anlamında 'dün' diyoruz. yine aynı şekilde t>d

udımak ne olabilir o zaman? söz içi d korunur demiştik d>y değişimini unutmayın: udımadım yani “uyumadım”.

küntüz zaten çok kolay: gündüz, k>g

olurmadım ise oturmak fiilinin eski hali.

artık anlamak zor değil, değil mi? “türk halkı için gece uyumadım, gündüz oturmadım.”
...

kısaca bir giriş yapıp, bazı temel meselelere değindim, yazdıklarım göktürkçe bilmek için tam anlamıyla yeterli sayılmaz fakat öğrenmek isteyenlerin veya merak edenlerin belli bir oranda işine yarayacağını düşünüyorum.