Eski Zamanlarda Yaşayan Köleler Neden Bir Yolunu Bulup Kaçmıyordu?
hititolog ve eski çağ tarihçisiyim
eski devirlerde köleleri hür insanlardan ayırmak çok kolaydı. saçları traşlı olur, çoğunlukla vücutlarının görünür yerlerde damgalar olur, kılık kıyafetleri farklı olur, daha da önemlisi nüfus az olduğundan kimin köle, kimin özgür insan olduğu zaten bilinirdi. ulaşım şimdiki gibi kolay ve rahat olmadığından, gece evden kaçayım da sabaha binlerce kilometre ötede olayım diye bir durum da söz konusu değildi, kaldı ki yürüyerek ya da atla vs. kaçmaya kalksa, bin kez görünür ve köle olduğu tanınırdı. yani zaten pratik olarak firar zor. bu bilgi cebimizde dursun.
eski çağ toplumlarının tamamında, köle bir insan değil, maldır. dolayısıyla kaçması halinde onu saklayan ya da kaçıran, "mal çalma, çalıntı malı saklama" ile aynı muamele görürdü. ha bir adamın parasını çalmışsınız ya da atını çalmışsınız, ha kölesini çalmışsınız. ha atı kaçmış, siz de ahırınızda saklamışsınız, ha kölesi kaçmış, evinizde saklamışsınız.
sümerlerde, kaçmaya çalışan köle yakalanırsa çok ağır ceza görür. ur-nammu kanunları'nda kaçak köleyi yakalayıp sahibine geri getiren ödüllendirilir, geri getirilen kölenin ağzı tuzla yakılır. kaçak köleyi saklamak ciddi bir suçtur. kaçak köle saklayan, kölenin sahibine ya yeni bir köle verir ya da ağır bir para cezası öder. kaçak köleyi yakalayan ama sahibine götürmeyip evine götüren, hırsızlıkla yargılanır.
babil uygarlığında ise bir kölenin kaçmasına yardım eden veya kaçan köleyi saklayan kişi öldürülürdü. kaçan köleyi yakalayıp efendisine teslim eden, ödüllendirilirdi. yakalanan kölenin kulağı kesilirdi.
hititlerde kaçak köleyi yakalayan sahibine geri getirip ödüllendirilir. köle eğer düşman bir ülkeye kaçar ve biri onu geri getirirse, köle artık geri getirenin malı olur.
eski yunanlılarda kaçak köleler yakalandıklarında bir daha kaçarlarsa tanınsınlar diye özel bir damgayla damgalanırdı. ayrıca şehir devletleri arasında "kaçak köleleri iade anlaşmaları" vardı.
diğer bazı maddeler
- kaçıyorlardı ve çoğu yakalanıp çok daha zorlu koşullar ile yüzleşiyorlardı.
- bir kölenin kaçarken edinmesi gereken gereçler var, (yiyecek, kıyafet, silah) ve bunları edinmesini engelleyen kurallar vardı. örneğin bir köleye 20 gün yetecek gıdayı satan özgür insanın başı belaya girebilirdi.
- ulaşım özgür insanlar için bile zor ve tehlikeliydi. içine girince filmlerdeki gibi herkesin dönüp bakmayacağı yerleşim sayısı dünyada bile sayılıydı.
- kölelik deyince aklımıza ne yazık ki siyahi insanlar geliyor; bu insanların toplumda kamufle olması çok zordu veya çoğu toplumda savaşı kaybeden sağ düşman köleleştiriliyordu; savaşlarda edinilen köleler genelde farklı dil, aksan veya ırka mensuptu. götürüldükleri toplumda kamufle olmaları zordu.
- bütün kölelerin hayat koşulları berbat değildi.
- bazı insanlar köle olarak doğuyordu veya kölelik düzenine o kadar adapte oluyorlardı ki serbest bırakılınca bile efendilerini terk etmiyorlardı veya ifade ettiğim gibi bazı toplumlarda kölelerin hayat koşulları onları özgürlük arayışına motive etmiyordu.
günümüz dünyasında bile berbat hayat koşullarında yaşadığı halde hayati risk almayıp adapte olmaya çalışanlar var. gelişmiş dünyadaki en iğrenç göçmen kamplarının sağladığı maddi manevi refahı ortalama vatandaşına sağlamayan ülke sayısını düşünmek gerekir. insan en zorlu koşullarda bile varlığını, mevcut durumunu sürdürmeyi öncelikli tutuyor.