Evlilikle Beraber Gelen Çiftlerin Birbirine Benzeme Evresi

"Üzüm üzüme baka baka kararır" diye boşuna dememiş atalarımız. Birlikte daha fazla vakit geçirmeyle başlıyor her şey. Mecburen çiftler birbirini tolere etmeye, karşı tarafın kararlarını daha uysalca kabulleniyor. Derken birbirine benzeyen çiftler!
Evlilikle Beraber Gelen Çiftlerin Birbirine Benzeme Evresi


dikkat ederseniz sizin de fark edebileceginiz, her zaman yuzde yuz fiziki olmasa da, (ki bazen boyle oldugu da gorulmustur) genelde buyuk olcude fiziki olan benzerlik. bazen benzemeyen ciftler de uzun yillar suren evlilikleri sonucu garip bir sekilde tip olarak da birbirlerine benzemeye basliyorlar. yani ruh esi falan biraz hikaye geliyor bana. belki de kendimizden bir tane daha ariyoruz, onu bulduktan sonra da karsilikli iyice etkileserek 'bir vucut olma' taniminin hakkini vermeye basliyoruz. aklima ilk gelenlerinse politikacilar olmasi daha da ilginc. bkz:

rahsan - bulent ecevit, nazmiye - suleyman demirel, sevinc - erdal inönü, semra - turgut ozal...

evlendikten sonra alınan kilolarla birlikte, erkekte meme çıkmasıyla başlar.

evli çiftlerin uzunca yıllar boyunca sürekli aynı kaynaktan beslenmeleri, aynı ortam ve koşulları paylaşmaları nedeniyle, benzer duygu-durum-düşünce-konuşma-mimik vs karakterisitiklerini yansıtmalarına sebep olmaktadır. misal biz karı koca çay ve cips tiryakisiyiz, giderek hem birbirimize hem de didi teyze'ye benziyoruz.

insanların hayatlarını birlikte geçirebilmeleri için bir anlamda mecburi olan vaziyet. evliliğin ilk yıllarındaki bütün çatışmalar "benzememe" durumundan kaynaklandığı için bir süre sonra"ya benzeyeceğiz, ya ayrılacağız" noktasına gelinmesi sonucunda yaşanan hal. bir süre sonra eşler kendilerini birbirlerine doğru törpülemek suretiyle hayatı bir anlamda kolonyal ittifak durumuna çevirmektedirler. farklılıklar ortadan kalktığında, çatışmalar da kalmakta ve stres düzeylerinde düşüş yaşanmaktadır. karşı tarafta sanki tek hücreli bir canlıyken, bölünerek çoğalmış hissi yaratmaktadırlar. amiplerin hayatta çok stressiz ve mutlu olmaların ana sebebi de birbirlerine benzemeleridir zannımca. beyinlerinin olmaması da bir sebep olabilir tabi, o kadarını bilmem.


aylak bilim adamlarının yaptığı araştırmalardan biriydi bu. insan denilen organizma kendine en benzeri eş olarak seçmekteymiş. hatta örneklerinde yoko ono-john lennon arasındaki 7 benzerlik gösterilmişti. kuaför dergilerinde buna benzer bir çok araştırma ile karşılaşılabiliyor.

aslında evrimsel olarak bakarsak, kadın ve erkek soyunun devamı için çiftleşirken, kadın en güçlü olacak çocuğu için bir aday arıyor. kendisini soyu devam ettirecek güçlü olan diğer aday olarak gördüğü için kendisine bekleyen bir erkeği seçmesi gayet doğal. aynı düşünce erkek içinde geçerli olduğu için olabilecek hededir.