Felsefede Sıkça Kullanılan Bir Bilgiye Ulaşma ve Argümantasyon Yöntemi: Düşünce Deneyi
düşünce deneyi, presokratiklerden başlayarak, orta çağ felsefe ve biliminde yoğun biçimde kullanılmış, aydınlanma çağında varlığını korumuş, 1950'lerden sonra felsefe'de ve cognitive science'da tekrar popüler olmuş bir yol yordamdır. ne olduğu, ne işe yaradığı, bir işe yarayıp yaramadığı, kaç çeşit olduğu, bir düşünce deneyinin nasıl olupta olabildiği nasıl olup da bilgi üretebildiği gibi konularda giderek artan miktarda tartışmalar dönmektedir.
genel olarak kabul gören görüşe göre, bilimsel ve felsefi olmak üzere iki tipi olduğudur
bilimsel düşünce deneyleri kendi içlerinde yapıcı ve yıkıcı olmak üzere kabaca ikiye ayrılıyor. yapıcı olanlar belli bir teori içinde oluştural düşünce deneyi formuyla, o teoriden daha önce fark edilmemiş sonuçların çıkarılmasını sağlıyor. öte yandan, yıkıcı düşünce deneyleri, belli teoremler için problemler ortaya koyuyor. örneğin einstein'ın rolativite teorisi içinde kullandığı düşünce deneyleri yapıcı olanlara örnek teşkil ederken, schrödinger in kedisi yıkıcı düşünce deneylerine örnek teşkil eder.
felsefe ve cognitive science alanında 20. yy'ın en popüler düşünce deneyleri ise frank jackson'ın mary'in bilmediği şey deneyi(kısaca siyah beyaz bir odada büyütülen ve renkler hakkındaki tüm teorik bilgiye sahip olan ablamız mary, bir gün dışarı çıktığında kırmızı rengi tanıyabilir mi?), hilary putnam'ın ikiz dünyalar deneyi(dünyanın birebir kopyası olan bir dünya hayal ediyoruz, tek fark suyun kimyasal yapısı bu dünyada h2o değilde xyz. oscar abimiz su dediği zaman dünyada h2o'ya göndermede bulunuyor, lakin ikiz oscar abimiz ikiz dünyada xyz'ye göndermede bulunuyor, demek ki neymiş göndermede fiziksel çevrenin de bir önemi var), john searle 'in çin odası düşünce deneyi vs. daha gider bu böyle.
düşünce deneylerinin felsefede kullanımı, felsefede kullanılan kavramsal düşünce deneylerinin bilimsel düşünce deneylerinden farkları üzerine daha detaylı bir yazı için
bilim tarihinde önemi büyük olan düşünce deneylerinden biri ise şöyle
önerme: "ağır cisimler, hafif olanlardan daha hızlı düşer."
düşünce deneyi: a cismi ağır, b cismi hafif olsun. a ile b'yi bir iple birbirine bağlarsam, a'dan da b'den de daha ağır bir cisim elde etmiş olurum. önermeye göre, (a+b) isimli bu yeni bileşik cismin a ve b'den daha ağır olduğu için ikisinden de daha hızlı düşmesi gerekir.
ama bir yandan da, b cismi a'ya göre daha yavaş düştüğü için a'yı yavaşlatması kaçınılmazdır. (a+b) bileşik nesnesi, hız bakımından bileşenlerinin ağırlıklı ortalamasından farklı bir özellik gösteremez, yani b'den yavaş veya a'dan hızlı olamaz. o halde bu denge, ancak b'den hızlı a'dan yavaş bir noktada yakalanabilir. ama önermemiz bunun tam tersi olacağını, bileşik nesnenin bileşenlerinin ikisinden de hızlı olacağını söylüyordu. burada çelişkili bir durum var; o halde önerme yanlış.
kılımızı kıpırdatmadan deney yaptık. gözünü sevdiğimin mantığı.
bu deneyin sahibi galileo galilei. önerme de aristo'dan geliyor. aristo fiziğinin yıkılıp da ayağı daha yere basan bir mekanik bilimine kapı açmasından dolayı bu düşünce deneyinin bilim tarihinde önemi büyük.