Gölgesini Düşürdüğü Kişinin Devlet Görevlisi Olacağına İnanılan Varlık: Hüma Kuşu

Türk mitolojisinde önemli bir yeri olan, hatta Dîvân-ı Hümâyun kavramının bile kendisinden geldiği bu varlığı öğreniyoruz.
Gölgesini Düşürdüğü Kişinin Devlet Görevlisi Olacağına İnanılan Varlık: Hüma Kuşu

nedir?

huma kuşu... yeryüzüne asla ayak basmadığına ve sürekli uçtuğuna inanılan kuş. nâm-ı diğer cennet kuşu.

türk mitolojisinde yaşam ve ölüm bağlamında hayat ağacı ve hayat suyu ile en önemli unsurlardan üçüncüsü olan bu kuş, birçok farklı mitolojide de farklı isimlerle geçer. türk mitolojisindeki adı kumaydır. çok büyük ihtimalle umay ana'dan gelme bir isimdir. allah katına çıktığı ve o'nu gördüğü inancı da vardır.

devlet kuşu olarak da geçer ki bu osmanlı'daki "divân-ı hümâyun" kavramı buradan gelmedir. hümâyun; padişaha, devlete ait olan anlamına gelmektedir.

bir kuşun ulaşabileceği en yüksek mertebeye ulaşmıştır

göğe yükselirken tüm kuşları görmüş ve en sonunda da zümrüdüanka ile karşılaşmıştır. malûmunuz zümrüdüanka, kuşların hükümdârı olarak bilinir ve onun yuvasının da bulunduğu kafdağı'na başka hiçbir kuş ulaşamaz. işte hümâ kuşu orayı da aşar. bu nedenle kutlu kuştur. uğur getirdiği inancı vardır. bazen yeryüzüne o kadar yaklaşır ki gölgesi bir insanın üzerine düşer. işte bu kişinin yakın zamanda devlet yöneticisi olacağına inanılır.


kuşlar meclisine zümrüdüanka ile birlikte gelmeyen iki kuştan biridir. onların dışında baykuş, sadece ihtiyaç duyulduğu zamanlarda bu meclise gelir. gökyüzünde yumurtlar hümâ kuşu ve yumurtlamadan önce o kadar yükselir ki yumurtalar yere düşene kadar yavrular içinden çıkar ve uçmaya başlarlar. bu kuşa yahut yavrularına zarar verenlerin kırk gün içerisinde öleceğine inanılır.

divan edebiyatı'nda en çok kullanılan mazmunlardan biridir

hümâ-yı himmetim bâd-ı hevâya rağbetim yokdur
kanâat gûşesinde rûzgâra minnetim yokdur
ham oldu kâmetim bî-hûde halkın imtinânından
kelâmın doğrusu bâr-ı girâna tâkatim yokdur

himmet (gayret, çalışma) hümasıyım, bedava (havadan esip) gelecek olana rağbetim yoktur.
kanaat köşesindeyim, rüzgara (dünyaya, devrana) minnetim yoktur.
büküldü belim boşuna, iyiliklerini başa kakmalarından halkın.
sözün doğrusu ağır yük kaldırmaya takatim yoktur.

- mustafa zekâyî efendi