Gördüğü Zirvelerle Bir Efsane Olmuş Dağcının Çığla Sonlanan Hikayesi: Anatoli Boukreev

Anatoli Boukreev, birçok kez dağcılık macerasında hayat kurtarması ve başarılarıyla efsane olmuş bir isim. Tutkuyla bağlı olduğu dağcılık yüzünden son bulan hikayesini Sözlük yazarı "kenjin" anlatıyor.
Gördüğü Zirvelerle Bir Efsane Olmuş Dağcının Çığla Sonlanan Hikayesi: Anatoli Boukreev


1997 yılında 39 yaşındayken annapurna'da çığ altında kalarak hayatını kaybetmiş efsanevi rus kökenli kazakistanlı dağcıdır kendisi. 8000 metre ve üzerindeki zirvelere tam yedi kere oksijensiz tırmanmıştır. ölümünün üzerinden neredeyse 10 yıl geçmesine rağmen hala bazı yüksek irtifa hız rekorlarının sahibi kişidir. bütün bu başarıları, hayattayken kendisine 'himalayalar'ın tiger woods'u' yakıştırmasının yapılmasına sebep olmuştur.

Annapurna

dağcılık başarılarının yanında, kendisi en çok 1996 everest trajedisinde yaptığı kahramanca kurtarışlar ile bilinir. kendisi, zirveden dönmekte olan bazı dağcıları 8400 metre irtifada yakalamış olan ani bir fırtınada, göz gözü görmez bir haldeyken yardım için çadırından çıkmış ve dağda ölmek üzere olan ve yön duygusunu tamamen kaybetmiş 3 dağcıyı teker teker resmen çadırlarına kadar sürükleyip donmaktan kurtarmıştır; akabinde daha yüksek bir irtifada yardıma muhtaç durumda olan ve kendisinin de rehber olarak dahil olduğu grubun lideri scott fischer'a yardım etmek için tırmanmış, maalesef çabaları fischer'i kurtarmaya yetmemiştir. bütün bunları everest'in zirvesine oksijen tüpü kullanmadan gerçekleştirdiği tırmanıştan hemen sonra yapmıştır.

ölmeden önce yazdığı the climb adlı bestseller kitabı, 1996'daki trajedi hakkındadır ve aynı kitapta jon krakauer'in aynı olayı temel alan kitabı into thin air'de kendisi hakkında yaptığı bazı suçlamalara cevap verir.

hayatını kaybettiği annapürna eteklerinde adına yapılmış mütevazı anıtta kendisine ait şu sözler yazar:

"mountains are not stadiums where i satisfy my ambition to achieve, they are the cathedrals where i practice my religion - dağlar, başarma hırsımı tatmin ettiğim stadyumlar değil, dinimi tatbik ettiğim katedrallerdir"

Bu içerik de ilginizi çekebilir