Hain miydi Yoksa Kahraman mı?: Bütün Yaptıklarıyla Net Bir Çerkez Ethem Kronolojisi

1886-1948 arasında yaşayan Ethem'i somut kaynaklardan yola çıkarak özetliyoruz.
Hain miydi Yoksa Kahraman mı?: Bütün Yaptıklarıyla Net Bir Çerkez Ethem Kronolojisi

çerkez ethem... mustafa kemal atatürk'ün tamamen belgelere dayalı kusursuz eseri nutuk'ta ismi en fazla geçen kişilerden biri. "hain mi yoksa kahraman mı?" sorusuna en iyi yanıtı verecek olan yine bu kitaptır. atatürk'ün deyimiyle ethem olayı'nı kronolojik bir sırayla inceleyelim.

1. türkiye büyük millet meclisi hükümeti kurulunca ankara'da yeşil ordu adı altında bir dernek kurulur. bu derneğin ilk kurucuları, atatürk'ün yakın arkadaşlarıdır. zamanla bunların, atatürk'ten habersiz, birtakım kötü işlere kalkışıldığı duyulur. derneğin kurucuları arasına milletvekili olan reşit, ethem ve kardeşi tevfik girer. ethem ve tevfik'in adamları zamanla bu yeşil ordu'nun temelini oluşturur. atatürk bu konuda, yetersiz kaldığını itiraf eder. bunların yaptıklarını ve yapacaklarını yoğunluktan dolayı çok fazla düşünemediğini belirtir.

2. ethem ile ilgili bu girişten sonra atatürk, ethem'in çok faydalı işler yaptığını kabul eder. ethem ve ekibi önce anzavur'un takibinde sonra da düzce isyanı'nı bastırmada olağanüstü başarılı olur. ethem, yozgat isyanı'nı bastırmak için gönderildiğinde ankara'dan geçer ve çevreden büyük saygı görür. atatürk, ankara'daki bu büyük hürmetten sonra ethem ve kardeşlerinde büyük değişiklikler görülmeye başlandığını söyler.

3. ethem ve kardeşi tevfik, yozgat'tayken ister halk olsun ister rütbeli olsun kimseyi takmamaya başlar. rütbeyi takmadıkları gibi bir de herkesi aşağılamaya başlarlar. atatürk, ethem'i o sıralar şahsen tanımayan komutanların, bu yapılanları duyunca çok fazla üstüne gitmediklerini ve ethem ile olası bir çekişmeden bilerek kaçındıklarını söyler. komutanların sessizliğinden cesaret alan ethem ve kardeşi tevfik (atatürk kendilerine bey olarak seslenir her zaman), türk ordusunda kendileri kadar değerli komutan bulunmadığını uluorta söylemeye başlarlar. bunlar, zamanla valilere ve hemen hemen herkese emirler de vermeye başlarlar. mesela görevli memurlara, emirlere uyulmadığı takdirde idam edileceklerini de açıkça söylerler.

4. ethem ve kardeşi sonunda ankara valisi yahya galip bey'i de kendilerinin sözünü dinlemediği için idam ettirmek isteyince işler değişir. atatürk, çok beğendiği ankara valisi yahya galip bey'i ethem'e vermez. ethem de bunun üzerine "ankara'ya dönüşümde büyük millet meclisi başkanı'nı (yani atatürk) meclis önünde asacağım." der. bunu duyan milletvekilleri de vardı: mesela yozgat milletvekili süleyman sırrı bey. bu sözler, atatürk'e iletilir.

5. atatürk, yunanlar'ın eskişehir kapılarında olduğu 1920'nin yaz aylarında halk ve ordu arasında şu görüşün yayıldığını ve bu propaganda karşısında neredeyse çaresiz kaldıklarını anlatır. propaganda şudur: "ordudan fayda yoktur, dağılsın! hepimiz kuva-yı milliye olalım." atatürk bu propagandanın ethem ve ekibinden yayıldığını ifade eder.

6. salihli ve aydın cephelerinde görevlendirilen refet bele paşa nasıl demirci mehmet efe'nin etkisi altında kaldıysa yani otoriteyi bir bakıma onu bıraktıysa aynı durum, ali fuat cebesoy paşa ile ethem arasında da yaşanır. 1920 yılının yaz aylarında ordu, eskişehir'e kadar çekilmişken ali fuat paşa, bu nazik durumda, ethem ve ekibinin gazına gelerek gediz taarruzu'nu yapar. üstelik genelkurmay başkanlığı, bu taarruzu reddetmesine rağmen. bu taarruzun sonunda yunanlar, tekrar saldırıya geçer ve ordumuz dumlupınar sırtlarına kadar çekilmek zorunda kalır. atatürk, bu ağır sonuç karşısında ethem'in gazına gelen ali fuat paşa'yı ankara'ya çağırır, onu cepheden uzaklaştırarak moskova'ya elçi olarak yollar.

7. gediz taarruzu'ndaki yenilgiden sonra ise ethem ve ekibi, bu sefer de ordunun tüm hatalarının kuva-yı seyyare'ye yani kendisine yöneltildiğini söylemeye başlar. yani orduyu kötülemeye devam eder.

8. tüm bu olan bitenden sonra batı cephesi, daha kolay yönetilebileceği düşüncesiyle ikiye ayrılır. batı cephesi'nin batı kesimi genelkurmay başkanlığı'nı fevzi çakmak paşa'ya bırakan ismet inönü paşa'nın emrine verilirken güney cephesi de refet bele paşa'ya bırakılır. atatürk, refet bele ve ismet paşa'dan bir an önce orduya çekidüzen verilmesini ve de süvari sayısının artırılmasına gayret edilmesini emreder. ismet paşa, kasım 1920'de kendisinin bilmediği fakat ethem'in gizlice kurduğu bir birliğinin olduğunu öğrenir. bununla ilgili detayları ethem'e sorar. ethem, ismet paşa'yı deyim yerindeyse sallamaz ve kütahya'da resmen kafasına göre takılır.

9. ismet paşa, kütahya ve çevresinde birtakım idam kararları aldıkları için ethem ve tevfik'i uyarır, bu işi yapacak olanın istiklal mahkemeleri olduğunu söyler. ethem'e vekillik yapan kardeşi tevfik, bu emri de görmezden gelir (düşünün, adamlar istiklal mahkemesi'nden bile çekinmiyorlar).

10. yunanlar üzerine düzenli ordudan birlikler gönderilirken ethem ve vekili tevfik, kendi birliklerini mücadeleye sokmamaya başlar.

11. batı cephesi komutanlığı, 22-23 kasım 1920'de bütün cephe birliklerinden kuvvetlerinin mevcudunu isteyince ethem'in vekili tevfik hem listeyi göndermez hem de orduyu uyarır: "kuva-yı seyyare'nin şimdiye kadar olduğu gibi gelişigüzel yönetilmesi lazımdır."

12. 28 kasım 1920'de cephe komutanı ismet paşa, tevfik'e görüşmek istediğini yazar. tevfik, ismet paşa'ya cevap vermediği gibi yunanlar da bu sırada iznik dolaylarında harekete geçme hazırlığındadır. atatürk de, tevfik'in cephe komutanını tanımadığını, görüldüğü üzere, açıkça belirtir. tevfik'ten cevap gelmeyince ismet paşa, 29 kasım 1920'de, ankara'da bulunan ethem'e yazar, olayı anlatır ve cephedeki durumlar ve gönderilmesi gereken raporlar hakkında bilgi ister.

13. atatürk, tüm bu yukarıda olan bitenleri anlatırken 28 kasım 1920'de, tevfik'ten ethem'e çekilmiş bir telgrafı okur. telgrafta tevfik, ethem'e "namusumuzla oynayan batı cephesi komutanı'nı (ismet paşa'yı) bundan böyle amir olarak tanımayacağını..." söyler.

14. ethem ve tevfik'in bir de manisa milletvekili olan kardeşleri vardır: reşit (bu üçlü sürekli iletişim halindedir. ismet paşa geldikten sonra çemberin kendileri için daraldığını görürler). milletvekili reşit de, meclis'i galeyana getirerek zaten atatürk'e ve ismet paşa'ya muhalif olanları isyana teşvik eder. atatürk de artık her şeyi göze aldıklarını, bu durumdan sonra açıklar.

15. atatürk 2 aralık 1920'de, ankara'da bulunan ethem ve reşit'i de yanına alarak bizzat ismet paşa'nın yanına eskişehir'e gitmek ister. bu planı, kardeşlere anlatınca ethem hemen hasta olduğunu belirten bir rapor alır (raporu veren de bu arada dr. adnan adıvar. üstelik doktorumuz, ethem'in hiç iyi olmadığını söyler). atatürk ısrar eder, nihayet kardeşler, atatürk ve kurmayları 3 aralık 1920 akşamı özel bir trenle hareket ederler. tren, 4 aralık 1920'de sabahın erken saatlerinde yani atatürk o sıralar uykudayken eskişehir'e varır. ismet paşa'nın bilecik'te olduğu öğrenilince atatürk, bilecek'e devam edilmesini ister. tren hareket etmeyince atatürk bunun nedenini sorar. yaverleri, dışarıya pek çok kişinin indiğini ve inenlerin lokantada olduklarını söyler. atatürk, yaverlerini yollar ve onlardan inenleri derhal trene bindirmelerini ister, bir süre sonra da herkesin trene binip binmediğini sorar. ethem ve bir arkadaşı ortalıkta yoktur. buluşma iptal olunca atatürk, ismet paşa'dan yanına gelmesini ister. bir süre ethem'den haber çıkmaz. atatürk, ethem'in milletvekili olan kardeşi reşit'e, ethem'in nerede olduğunu sorar. reşit de o bilindik cümleyi söyler "ethem bey, şu dakikada kuvvetlerinin başındadır!". atatürk bu habere rağmen ismet paşa ile sakin kaldıklarını anlatır. reşit, atatürk ve ismet paşa konuşmaya devam eder. ismet paşa, reşit'e, kardeşlerinden gerekli bilgileri alamadığını söyleyince reşit, resmen kendini kaybeder. kardeşlerinin birer kahraman olduğunu hiç kimsenin emri altına girmeyeceklerini ve de bunun herkesçe kabul edilmesinin mecbur olduğunu kabaca söyler. atatürk de artık "bu dakikaya kadar sizinle eski bir arkadaşınız sıfatıyla ve sizin lehinizde bir sonuç almak için samimi bir duyguyla görüşüyordum. bu dakikadan itibaren arkadaşlık ve yakınlığım son bulmuştur. şimdi, karşınızda türkiye büyük millet meclisi'nin ve hükümetinin başkanı bulunmaktadır. devlet başkanı olarak batı cephesi komutanı'na durumun gereğini yerine getirmek üzere yetkisini kullanmasını emrediyorum." der. ismet paşa da özetle "ben, durumun gerektirdiği işleri yaparım." diyerek bu asi kardeşler için çemberi tamamen kapatır.

16. tüm bu uyarıları rağmen yine de milletvekili reşit'in, kardeşlerini güya uyarması için kütahya'ya gitmesine izin verilir. bunlar kendi aralarında özel bir şifre ile birtakım kişilerle görüşmeye yani asiliğe devam ederler. sonunda bu iletişim kanalları da kapatılır.

17. o sıralar kütahya mutasarrıf vekili olan ahmet asım efendi, bu kardeşlerin baskısıyla karşılaşır. ethem'in adamları bir gece vakti, ahmet asım efendi'yi çağırtırlar fakat asım efendi gitmez. bunlar zorla evine girerler, asım efendi'yi alıp on dört saat uzaklıktaki ethem'e götürürler. meclis'in bir memuru olan asım efendi'ye bu yapılanlar üzerine meclis'te, hükümete gensoru açılır. ilgili bakanlıklar, ismet paşa'dan suçluların harp divanı'na verilmesini isterler. ethem ve kardeşleri bunu da takmaz, asım efendi eğer kütahya'ya dönecek olursa onu idam edecekleri söylerler (gerçekten de, atatürk-ismet paşa-fevzi paşa'da ne sabır varmış).

18. milletvekili olan reşit, kardeşlerini gazlamaya devam eder. ismet paşa ile iletişimi kesmelerini, kuva-yı seyyare'nin yunanlar'a karşı savunma yapmamasını öğütler. reşit, kütahya'dan dönünce atatürk kendisini yanına çağırtır ve ne istediklerini sorar. reşit de ismet paşa'nın görevden alınmasını ister, atatürk bunu reddeder ve ismet paşa'dan daha iyisi yoktur, der. reşit de "beni atayınız! ondan daha iyisini yaparım" der (birkaç gün önce yunanlar'a savunma yapılmamasını öğütlüyordu :))

19. 1920 senesinin aralık ayı boyunca, ethem ve kardeşleri, düzce'de bulunan müfreze komutanı edip bey'in kütahya'ya gönderilmelerini ister. oldukça kuvvetli olan bu müfrezeyi atatürk yollatmadığı gibi edip bey'e de gitmemesini açıkça tembihler. edip bey de sadece atatürk'ten ve ismet paşa'dan emir alacağını söyler.

20. ethem ve kardeşlerinin gazına gelen demirci mehmet efe'nin birlikleri 15-16 aralık 1920'de dinar yakınındaki iğdecik köyünde, bir gece baskınıyla dağıtılır. efe, yanındaki on beş kişiyle kaçmayı başarır ve bir süre sonra af diler, affedilir.

21. reşit, 20-21 aralık 1920 gecesi yanına topladığı birtakım adamlarına, kuva-yı seyyare ile ordu arasında bir çatışma çıkarsa orduyu yanıltmalarını isteyen görevler verir.

22. ethem, ismet paşa'dan veryansın ettiği kadar bu sefer de refet bele paşa'dan şikayet etmeye başlar. kazım paşa'nın, atatürk'e anlattığına göre ethem, refet bele paşa'yı ankara'ya kadar kovalamak istiyormuş.

23. reşit, istanbul hükümeti'nin desteğini almak için o sıralar ankara'da bulunan ahmet izzet paşa ve kurulunun bilerek tutuklandığını söyler.

24. 22 aralık 1920'de, reşit ve on beş kadar milletvekili, atatürk'ün ankara'daki odasında toplanır. reşit, hiç çekinmeden bunca zamandır söylediği her şeyin arkasında olduğunu tekrarlar. yunan saldırılarına karşı dayanabilecek tek birliğin kardeşi ethem'in emrindekiler olduğunu ifade eder. reşit'e göre, düzenli ordu, yunan karşısında çil yavrusu gibi dağılacaktır.

25. 23 aralık 1920'de, atatürk, reşit önderliğinde kütahya'ya son bir uyarı heyeti gönderir. ethem ve ekibi, ordunun malzemelerini sağa sola dağıtmaya başlar. atatürk, ismet paşa, refet bele paşa ve fahrettin altay paşa'yı bu konuda uyarır.

a. bu giden kurul, 26-27 aralık 1920'de ortak bildiri yazarak, atatürk'e ve kurmaylarına şunu iletirler: "...karşılıklı güven ve itimadın gerçekten kurulması ve devam ettirilmesi için fahrettin ve refet beyler'in cepheden uzaklaştırılmaları..." atatürk gönderdiği kurulun tutuklandığını o vakit anlar. yani kurul, korkutularak bu mesajı çekmiştir.

b. atatürk, kurula geri dönülmesi emri verildikten sonra artık bakanlar kurulu kararıyla, cephe komutanlarına asi ethem ve kardeşlerine karşı harekete geçmelerini emreder. daha sonra atatürk, bu asilerden "...yaygaralarıyla bütün bir türk vatanını bezdiren ve türk milletinin büyük meclisi'ni kendileriyle uğraştıran utanmaz, haddini bilmez, küstah ve herhangi bir düşmanın boğazı tokluğuna casusluğunu, uşaklığını yapacak kadar aşağılık ve seviyesiz yaratılışta olan bu kardeşler..." diye bahseder.

26. yunanlar'ın da hareketinin beklendiği 1920 senesinin aralık ayının son günlerinde büyük riskler alınarak -yunanlar ikinci plandadır artık- cephedeki bazı birlikler asi ethem ve kardeşlerinin üzerine yollanır. 29 aralık 1920'de birliklerimiz, asi ethem'in elindeki kütahya'ya girer. ethem ve ekibi gediz'e kaçar.

27. asi ethem ve ekibi son bir gayretle, istanbul hükümeti'ne yolladığı bir telgrafta "...şimdi, millet meclisi'nin kararıyla saldırıya uğramış bulunuyorum." der. bu arada türkiye büyük millet meclisi'nde de, asi ethem'in yandaşları, ethem'in öldürülmemesini isterler. atatürk de gizli oturumda olması muhtemel şeyleri bu yandaşlara anlatır.

28. birliklerimiz, 5 ocak 1921'de, asi ethem'in bulunduğu gediz'i de ele geçirir. atatürk "artık, ethem olayı diye bir şey kalmamıştı. ordumuzun içinde bulunan düşman kovularak kendi cephesine gönderilmişti." der :)

29. 6 ocak 1921'de, yani ethem olayı'nın çözümlendiği günün ertesi gününde, yunanlar tüm cephelerde saldırıya geçer.

30. ethem'in manisa milletvekili olan ağabeyi reşit de 8 ocak 1921'deki oturumda resmen meclis'ten kovulacaktır.

evet, ethem olayı böyledir. "hain mi yoksa kahraman mı?" karar sizlerin.

** bahsi geçen tüm telgrafları türk tarih kurumu yayınları, nutuk, üçüncü cilt vesikalar/belgeler'de bulabilirsiniz.