Hayat Sorgulatan Kıyaslama: 7000 TL Maaşla Çaycı Olmak mı, 2000 TL Maaşla Mühendis mi?

Hem eğlenceli hem de Türkiye'de bir meslek erbabı olma konusunda güzel çıkarımlar yapmanızı sağlayacak bir versus. Buyrunuz.
 Hayat Sorgulatan Kıyaslama: 7000 TL Maaşla Çaycı Olmak mı, 2000 TL Maaşla Mühendis mi?
iStock


hani olmaz ya gerçekten karşılaşsa, kişin epey zorlanacağı bir seçim

birinde böyle beyaz yakalı falan makine mühendisi mert beysin. çevrenden saygı görüyorsun. ortamlarda tanıştığın hatunlar ne iş yaptığını sorduğunda "makine mühendisiyim" diyorsun, havan o biçim. ona göre bir arkadaş çevren var, hepsi eğitimli, beyaz yakalı.

öbüründe ise "çaycı mert'sin". tahtakale’de bir iş hanında çay ocağın var, aşağıdan bağırıyorlar "mert iki çay, biri açık". "hoop" diye geri sesleniyorsun. iki dakika sonra çaylar elde iniyorsun aşağı. bardakları sehpaya bırakıp masanın arkasındaki kutudan iki markanı alıyorsun, tam köşedeki boşları alıp çıkarken arkadan sesleniyor elemanlardan beri "şşşşşşt, iki tane aldın di mi len, eheiehehehe". "içinden siktir amına koduğum" deyip çıkıyorsun dışarı, köşeden kel dayı sesleniyor: "bi' orta kahve alayım be canım!" "eyvallah, geliyor" deyip merdivenlerden yukarı yollanıyorsun.

bambaşka iki hayat.

ama film esas ay sonu geldiğinde kopuyor.

mühendis mert bey atm'ye kartı takıyor, şifreyi giriyor, hesap işlemleri, hesap seç, bakiye görüntüle....2000 tl! bozdur bozdur harca amk!

çaycı mert'in ise öyle bir olayı yok tabi atm falan. kasayı aç, paraları çıkar, say, 550 lira han kirası + aidatı düş, kolacının 600 lirasını ayır, tüp-elektrik-su 240 lira; kalan: 7280 tl + bozuklar (çay, kahve, oralet, şeker vs. stoku zaten tam). allah bereket versin.

zor seçim vesselam.

çaycılığı seçerim, stres yok en azından. likit gıdanın dağıtımından sorumlu çalışan olarak devam ederim hayatıma.

cevabı hovarda alemi kitabının yazarı osman özarslan ile yapılan şu röportajda olan soru

minez bayülgen: erkekler gazinoya kadınları değil, erkekleri etkilemek için mi gidiyor aslında?

osman özarslan: evet, gazinoya gidince para harcayacaksın. para harcayarak da statü elde ettiklerine inanıyorlar. size gazinonun gerçeğini bir örnekle anlatayım: karayolları’nda işçi bir abimiz ve arkadaşı, bir gece gazinoya giderler. bir masaya oturmak isterler ama garson hemen uyarır ve “oturamazsınız, bu masa şeref abi’nin” der. bizimkiler de kendi aralarında başlar konuşmaya “kim bu şeref abi, tanıyor muyuz acaba” diye. bir ara garsona “program ne zaman başlayacak” diye sorarlar. bu defa da “şeref abi gelmeden program başlamaz” cevabı gelir.

minez bayülgen: şeref abi kim?

osman özarslan: bizimkilerin merakı da zaten iyice artar. ve sonunda şeref abi kapıda belirir. gelen kim dersiniz? bizim köyde çaycılık yapan şeref abi! bizimkileri görür görmez garsona dönüp, “bu köpeklere benden büyük bir rakı verin” der. yani gazinonun paralı erkeği aslında bizim çaycı şeref abi çıkar.


doğru yerde, doğru işletme ile pekala çay satarak 7000+ kazanabilirsiniz.

o sebeple gerçek olan bir karşılaştırma ve çoğunluk mühendisliği seçmiş durumda zaten. çünkü maaş afyonuna bağlanınca, " çay satarak 7000 lira mı kazanılır yeaaa" kafasına giriyorlar otomatikman. çünkü kendisi dünyanın en önemli işi olan, mühendisliği yapıyor. nasıl çaydı daha fazla kazanabilir ki? imkanı yok.

30bin tl harcayıp açtığın damanaca su bayiisi veya en klişe çiğ köfteci, ayda 4-5 kar ediyor be mühendis. onu geç bizim evi boyayan boyacı ayda 6-7bin yapıyor amk. kim sikler mühendis titrini senin.

koca ofiste özendiği tek departman çay ocağı olan şahsımın düşünmeden çaycı olarak cevaplayacağı anket.

şu an mutfaktayım ve burası müthiş bir yer! inanılmaz bir dinamizm var. sipariş geliyor, bardaklar diziliyor, yola çıkıyor, teslimat yapılıyor. bazen tek seferde 15-20 çay gidiyor bazen de tek çay için tepsi kaldırılıyor. talebe göre özel üretim yapılıyor, tarçınlı naneli sular, limona boğulmuş beyaz yakalı meyve çayları vs. boşlar toplanıp sıradaki sevkiyat için hazır ediliyor. mükemmel bir satınalma, üretim, lojistik koordinasyonu. şirkette tıkır tıkır işleyen tek bölüm. bir de 7 bin lira maaş mı, düşünmeye bile gerek yok..

açık ve net bir şekilde ekşi'de iyimser bir rakamla konuşulduğu ortada olan konudur. çünkü en az kazanan çaycı en aşağı 7000 tl kazanıyordur. bunun geçenlerde çok basit bir hesabını yaptım. yemek yediğim yerin yanındaki çaycı 10 dakika içerisinde 20 tane çay götürdü insanlara. tanesi 2 lira, 2. gün başına adete hiç vurmayacağım bile bu para miktarını. dolayısıyla 15.000 tl'den aşağı kazanan çaycı yoktur piyasada.

ki daha kötüsü, yine mühendislik ve çaycı karşılaştırmasını ben de düşünmüştüm. bu mühendis olmayabilir, hadi diyelim daha fiyakalı, sarar takım elbiseli 5000-6000 tl kazanan bi bussiness man var ortada. bu business man 5000 tl lik maaşı ile ayda en az 15.000 tl kazanan bir çaycıya gidiyor ve ondan "bir tane çay lütfen" diyor.

işte dünyanın en ironik durumlarından biri de budur.


benim baba mesleği çaycılık, kendim de mühendislik öğrencisiyim. memlekette olduğum zamanlar haliyle çaycılık yapıyorum. öyle sandığınız gibi kolay bi iş değil haberiniz olsun. sabah en geç 7'de açılır o dükkan, akşam da beylerin canı ne zaman kalkmak isterse o zaman kapanır. öyle cafe gibi "hadi kapatıyoruz artık siktir git" diyemezsin. açılıştan kapanışa kadar hep ayaktasın. evinde cezvesi olmayan adam gelir senden ağzını yaya yaya kahve ister, çaydan zerre anlamayan adam çayı beğenmez, çayın tanesi 75 kuruş olmasına rağmen hesabı fazla bulur. düğündü, cenazeydi bilmem neydi yok... esnafsan o dükkan her gün açılacak. bayram tatili, resmi tatil de yok.

esnaflık kolay iş değil; biz o kadar kazanmıyoruz ama 7000 lira kazananı varsa helaldir, adamın hakkıdır.

hay senin vizyonuna :) çaycı değil baristayım dersin. alırsın bir cim bali makinesi, espresso, ristretto, espresso macchiatto, cappucino, latte, americano, caffe mocha vs yapıyorum aslında ama kültürümüzde çayın ayrı bir yeri olduğu için çay da satıyorum dersin. ordan da bir kaç egzotik çay ismi sıralarsın snow band, gong mei, song yang vs çaylarım da var ama en çok tutan kaçak çay (seylon ceylan sri lanka) dersin. işler çok yoğun talep çok fazla, beşiktaş'a da şube açmayı düşünüyorum dersin. markalaşma yoluna gidersin. her şeyi de biz mi söyleyelim?

ben havaya girdim bile. kesinlikle çaycılık. zaten ne varsa bu kafada var. (esnaf kafası)

merhaba ben mert, baristayım ;)

3 yaz çaycılık yapmış yeni mezun bir inşaat mühendisi olarak, "saçma sapan konuşmayın böyle karşılaştırma mı olur?" diyorum.

tamam, para gerçekten çok önemli. bunu kimse gözardı edemez. ve evet, çaycılık da kötü bir şey gibi sunulmamalı ben o üç yaz sayesinde şimdi kimseyle iletişim kurma problemi çekmiyorum (çaycılık yaptığım yer, bir siyasi partinin ilçe merkeziydi. bu yüzden milletvekiliyle de iletişim kurdum, yönetimdeki doktoru, avukatı, mühendisi, mimarıyla da iletişim kurdum. bunun yanında köylüsü eğitimsiziyle de iletişim kurdum.)

para önemli evet ama, "mühendisim" dediğinizde insanların dibi düşüyor gerçekten. ha, ben asıl bundan değil de, yaptığım işin sonucundan keyif alıyorum. o "ben yaptım bunu" cümlesinin nesnesi olan büyük iş, insana ayrı bir keyif veriyor.


mühendis adayı genç kardeşlerimizin hayal dünyasını gözlemlediğimiz versus. 10 yıl sonra 10k+ maaş alacağını düşünen varsa şimdiden söyleyeyim, yok öyle bir şey. bir mühendis olarak en yüksek ücreti alabileceğiniz sektör savunma sanayiidir, onun ardından da otomotiv sanayii gelir. bu iki sektörde de 10k ve üzeri maaş (net) alabilmeniz için ancak yönetici olmanız gerekir. dolayısıyla 7k maaşa çaycılık bulursanız, kapın askıyı çayları dağıtmaya başlayın. çünkü düşük bir ihtimalle on yıl sonra çaycının bugünkü kazancını alıyor olacaksınız ve o güne kadar kredi faizleri nedeniyle gelecekteki kazancınızı da şimdiden harcamışsınızdır. siktirtmeyin manevi tatmininizi, her yer mühendis amk neyin havasındasınız?

o çay ocağını mert'e hayır amaçlı tahsis etmediklerine göre, ve hikaye türkiye'de geçtiğine göre, çaycı mert borç içinde yüzmektedir ve stresten kafayı yemesine ramak kalmıştır. çünkü ayda 7000+ lira net gelir getiren o çay ocağının ihalesini kazanabilmek için bunun bilmem kaç katı kredi çekmiştir. ayrıca ihale mafyasından dayak yemiş, mafyaya, belediyeye, ve bilimum başka kişi ve kurumlara "ödeme, harç bedeli..vs" adı altında rüşvet vermek zorunda kalmıştır. seneye bu kadar para kazanabileceği de garanti değildir, çünkü bir bakmışsın hooop yeni ihale açmışlar, yandaş abdurrahman'a vermişler senin çay ocağını.

ya, işte böyle sevgili çaycı mert.

burası türkiye, büyük düşünmelisin, zikerler yoksa.

Bu içeriği de beğenebilirsiniz