Hayatınız Boyunca Kendiniz Gibi İnsanlarla Karşılaşmanın Tek Yöntemi: Kendiniz Gibi Davranmak

Neden iyi insanlarla bir türlü karşılaşamıyorum, yolum neden hep arıza olanlarla kesişiyor diye sorguluyorsanız bu yazıya bir göz atmanızı öneririz.
Hayatınız Boyunca Kendiniz Gibi İnsanlarla Karşılaşmanın Tek Yöntemi: Kendiniz Gibi Davranmak
Truman Show (1999)

şimdi size çok sığ ve klişe gibi görünen ama aslında çok gerçekçi bir cümle söyleyeceğim:

kendiniz gibi davranırsanız kendiniz gibi insanları bulursunuz.

ve hatta şöyle diyeyim, kendiniz gibi insanları bulmanın tek yolu bu: kendiniz olmak.

ben yaklaşık 13 yaşımdan beri arkadaşlarım olsun diye -mış gibi yapıyorum, hayattaki en yakın, kardeş dediğim dostumla da bunu yapmaya başlamamın hemen öncesinde tanıştım zaten. daha kibar olmak için, farkında olmadan pot kırmamak için, patavatsızlık yapmamak için, karşı tarafın benden duymak istediklerini söyleyebilmek için çok uğraştım yıllardır. sonunda kendimi tamamen kaybedene kadar uğraştım. sonunda hayat beni tükenmişlik sendromu ile uğurladı, yarışmaya çok ciddi bir depresyonla veda ettim.

daha sevilebilir olmak için onca yoğun çaba harcadığım yıllar (yaklaşık 14 yıl, koskoca on dört yıl) nerede çıkarcı, bencil, narsist, patolojik yalancı varsa kendime çektim. mean girls'teki dramalarla yarışacak arkadaşlık ve sevgili ilişkilerim oldu. ve hep diyordum ki, bu haksızlık. bu kadar uğraşıyorum, neden hep böyle kötü insanlar çıkıyor karşıma?

çünkü üzerime sinmiş yalnızlığın kokusunu alıyorlardı.

kendimi sevdirme arzumun kokusunu alıyorlardı.

sürekli kibar olmaya çalışmamı, yanlış bir şey söylemeyeyim diye kendimi sürekli filtrelememi görüyorlardı.

o yıllarda beni ben yapan tuhaflıklarımın, hafif deliliklerimin tamamını gizliyordum.
ya en basiti, ciddi bir potterheadim ben, çok ciddi hayranım yani. harry potter sevdiğimi bile dile getirmekten çekiniyordum "çocuk kitabı" derler diye. bakmayın şimdi moda noldu nerd, geek olmak...

böyle olunca nerede sürekli pohpohlanmaya, otoritesine boyun eğilmesine, uçsuz bucaksız yalanlarına inanacak kadar saftirik birisine ihtiyaç duyan manyak var, geldi beni buldu.
hep öyle insanları çektim.

iyileşme sürecimi yazsam kitap olur... neyse sonuç olarak iyileştim ben.

o noktadan sonra, 28-29 yaş civarı, anladım başka biri gibi davranarak asla gerçek ilişkiler kurulamayacağını, kurulan ilişkilerin asla mutlu etmeyeceğini. bıraktım kendimi törpülemeyi, acayipliklerimi gizlemeyi. meğer tıpkı benim "insanlar hakkımda ne düşünür, çok tuhaf bulurlar bunu" dediğim gibi hisseden biiiir sürüüü insan varmış. benim böyle kendim olmam onlara da cesaret verdi. onlar da bıraktı rol yapmayı, birbirimizi sahiden tanıdık. sahici sahici tanıdık.

dahası, benim bazı şeylerimi tuhaf, kötü, delice bulan insanları da itmiş oldum böyle yaparak.
artık başıma üşüşmeyi bıraktılar.

şimdi hayatımdaki 3-5 insanın her birine o kadar güveniyorum, iletişimimiz o kadar temiz, o kadar gerçek ki.

ancak şimdi anlıyorum ne kadar bezdiğimi, ne kadar yorucu ve stresli olduğunu.

iyi insanlar mıyız, bence öyleyiz.

iyi insanların arasında olmak o kadar güzel ki...