Her Kuş Gerçekten de Sadece Kendi Sürüsüyle mi Uçar?

Bu deyimi hem bilimsel hem de günlük hayattaki esas kullanım alanı olan sosyolojik açılardan inceliyoruz.
Her Kuş Gerçekten de Sadece Kendi Sürüsüyle mi Uçar?
iStock

her kuş kendi sürüsüyle uçar.... benzer kuş türlerinin birlikte uçtuğu gözleminden hareketle benzer ilgi alanlarına, kişilik ve karaktere sahip kişilerin birlikte hareket edeceği fikrine yaslanan bir deyim.

halbuki kuşbilimi (ornitoloji), her kuşun kendi sürüsüyle uçtuğu argümanının mutlak bir kural olarak ortaya atılamayacağını gösteriyor. bilakis farklı türlerin bir arada hareket edip uçtuğu/avlandığı karma sürüler doğada hayli yaygın. daha ilginci ise sürünün kompozisyonu, yiyecek arama, beslenme, avlanma gibi bazı üreme dışı temel işlevlerde farklılaşabiliyor. bir başka ifadeyle aynı türlerin birbiriyle rekabeti ya da farklı kuş türlerinin yardımlaşması gibi almaşık davranışlar söz konusu. ayrıntılar için bkz. https://academic.oup.com/…kz079/5731484?login=false

bununla birlikte bu deyimin yoğun bir politik konotasyonu söz konusu. örneğin mahir çayan'ın aynılar aynı yerde ayrılar ayrı yerde söylemini, her politik görüşün kendi cephesinde toplanacağı ve de toplanması gerektiği yönünde solcu ve sağcı kuşlara bir çağrı olarak yorumlamak mümkün.

diğer taraftan "her kuş cinsiyle uçar" deyiminin allah'ını seven defansa gelsin şeklinde rakibe karşı bir cepheleşme çağrısı olduğu ve bunun bir olmaya, iri olmaya, diri olmaya, yani homojenlik ve türdeşlik vurgusu üzerinden zenofobiye meyletme potansiyeli olması durumu söz konusu. farklı olanın dışlandığı düşüncesini en iyi işleyen bir edebî eserin de yine kuşlar üzerinden metaforlaştırılması da ayrı bir ironi: (bkz: the painted bird)

"her kuşun kendi türüyle uçtuğu" meselesi birds of a feather flock together, people are strange when you are a stranger vb. örneklerden de görüleceği sadece bu topraklara özgü değil. kaldı ki ayna nöronları, nearest neighbors, özdeşleşme vb. bilimsel zeminleri de mevcut. ancak bu coğrafyadaki baskın söylem, başka kuşlara/türlere küskünlüğü, türkün türkten başka dostu yoktur düsturunu, her şeyi kendimizden bekleriz romantizmini temel motif haline getiriyor ve de bu düsturu, insanın asıl anavatanı olan diline (dilim vatanımdır) -aşağıdaki örneklerden de görüleceği üzere- bol kepçeden boca ediyor:

(bkz: davul dengi dengine çalar)
(bkz: üzüm üzüme baka baka kararır)
(bkz: huyu huyuma boyu boyuma)
(bkz: çarık çarıkla sarık sarıkla)
(bkz: baz bazla kaz kazla kel tavuk topal horozla)
(bkz: kıratın yanında eğleşen ya huyundan ya tüyünden)
(bkz: kurtla zaman geçiren ulumayı öğrenir)
(bkz: bana arkadaşını söyle sana kim olduğunu söyleyeyim)
(bkz: kişi refikinden azar)
(bkz: körle yatan şaşı kalkar)
(bkz: topalla gezen aksamak öğrenir)

bonus:
(bkz: ancak bir benzerim öldürebilir beni)
(bkz: evli çiftlerin birbirine benzemesi)