Hissettiğimiz Ama Tanımlayamadığımız Duyguların İsimleri
hissettiğimiz ama tanımlayamadığımız duygular
(bkz: sonder) - hayatın başrolünde kendinizin olmadığını diğer insanlarında bizim gibi hayatlarının olduğunu farketmek.
(bkz: dysania) - sabahları yataktan kalkamama durumu.
(bkz: nyctophılıa) - karanlığı sevmek , karanlık ortamlarda kendini daha rahat ve huzurlu hissetmek.
(bkz: opia) - birinin gözüne baktığımızda oluşan belirsiz , tedirgin veya mutlu olmamıza neden olan his.
(bkz: monachopsis) - bir yere ait olamama korkusu. arkadaşlarınla birlikteyken bir neden yokken kendini boşlukta hissetmenin asıl nedeni genelde budur.
(bkz: fınıfugal) - sonlardan nefret etmek.
(bkz: enouement) - geleceğe varmış olmanın acı-tatlı hali ve durumların nelere dönüşmüş olduğunu görüp de kendinin geçmişteki haline bunu aktaramıyor olma. kısaca şimdiki aklım 10 yıl önce olsa cümlesinin nedenidir.
(bkz: vellichor) - eski kitaplarla dolu bit yerin verdiği dalgınlık düşüncelilik hali.
(bkz: sehnsucht) - o an hissettiğin şeyi tam olarak algılayamama birini özlüyosun ama kimi özlediğini bilmiyorsun özlediğinden de emin değilsin. (bkz: içine öküz oturmak)
(bkz: rubatosis) - kendi kalp atışını duymanın verdiği rahatsızlık. genelde çok heyecanlandığında veya korku filmi izlemek gibi korku verici bi olay yaşadıktan sonra akşam yatarken olur.
(bkz: kenopsia) - genelde kalabalık olan bir ortamı boş görünce yaşanan terkedilmişlik hissi.
(bkz: mauerbauertraurigkeit) - insanları hatta en yakınlarını bile kendinden uzaklaştırma dürtüsü. yalnızlaşma isteği.
(bkz: jouska) - kafamızda canlandırdığımız hayalle konuşma. (bkz: yatakta kendi kendine düşünürken lafın lafı açması)
(bkz: chrysalism) - yağmurlu , fırtınalı kısacası kötü havalarda iç mekanda olmanın verdiği huzur. (bkz: kahve battaniye balkon soğuk yağmur)
(bkz: vemödalen) - daha önceden yapılan bir şeyi yapmaktan yani özgün olamamaktan duyulan korkudur.
(bkz: anecdoche) - herkesin konuştuğu fakat kimsenin birbirini dinlemediği konuşma hali. en iyi örneklerinden biri annelerimizin günleridir.
(bkz: ellipsism) - gelecekte ne olacağını bilmemenin verdiği hüzün. içine dünyanın biziz devam edeceğini bilmemizin getirdiği hüzün de dahildir.
(bkz: lachesism) - felaket yaşayıp ondan kurtulma arzusu. adrenalinin biraz üstü deliliğin hemen altıdır kendileri.
(bkz: exulansis) - sizi heyecanlandıran , üzen bir olayı karşıdaki kişiye anlatırken ondan sizinkine paralel tepkiler almama sonucu olayı anlatma hevesinizin kaçması.
(bkz: adronitis) - birini tanımanın çok zaman alacağını düşünmenin yarattığı hayal kırıklığı. genelde kısa süre bulunacağımız ortamlarda yaşarız bu hissi.
(bkz: ruckkehrunruhe) - güzel bi tatilden sonra eve dönünce yaşadığımız o boşluk hissi.
(bkz: nodus tollens) - hayatının ne kadar monoton olduğunun farkına vardıktan sonra yaşam şeklinin artık sana bir şey ifade etmemesi.
(bkz: altschmerz) - sürekli aynı şeylerle uğraşmanın verdiği bezginlik.
(bkz: onism) - olduğun kişiyi değiştirememenin verdiği üzüntü. sürekli aynı kişi olacak olmanın verdiği sıkıntı.
(bkz: liberosis) - sorumluluklardan arınma isteği , özgürlük tutkusu.
(bkz: occhiolism) - olaylara küçük bir pencereden baktığımızın farkına varmak. aslında düşündüğümüzde her şeyin bizim gördüğümüzden çok daha farklı olduğunu anlamamız ve bunun verdiği tedirginlik hissi. şu cümleleri yazdırmıştır : her insanin yaşamı onun davranışlarını sadece yüzüne karşı söylemeyip arkasından da konuşan ve onu yargılayan pek çok farklı insanin hayatıyla birlikte örülmüş muazzam bir halinin bir parçası gibidir. insan sadece çevresinde ki dünyayı , uyuduğu zaman kuklaların durduğu bir sahne arkası olarak düşünürse , hayatının aynen anlattığı gibi olduğunu kabul edebilir.aksi takdirde , son nefesini vermeden önce , hayati hakkında bildiklerinin zayıf, gerçeklerden uzak , iyi ya da kötü, onu etkileyen ve kendisinin asla bilemeyeceği şeyler olduğunu kabul etmek zorunda kalacaktır.