Hitchcock Klasiği Psycho Hakkında Muhtemelen Duymadığınız İlginç Bilgiler

1960 tarihli korku klasiğine dair nadide bilgiler.

psycho (1960), sadece sinema tarihi değil korku türü açısından da çok önemli bir yere sahiptir. hatta bazı sinema eleştirmenlerince slasher alt türünü başlatan film olarak bile kabul edilmektedir. üzerinden neredeyse koskoca altmış yıl geçmiş olmasına rağmen filmi her izleyişinizde filmin sizi yine bir yerlerden yakaladığını fark eder ve bu ölümsüz klasiği daha çok seversiniz.

filmle ilgili yaptığım okumalardan biriktirdiğim ilginç bilgileri, bu unutulmaz filmi gözünüzde daha güzel kılmak adına sizlerle paylaşıyorum.

alfred hitchcock, besteci bernard herrmann'ın film için yaptığı müziklerden o denli memnun kalmıştır ki herrmann'ın ücretini iki katına çıkarmıştır. ayrıca hitchcock daha sonra psycho'nun başarısının %33'ünün film müziklerinden kaynakladığını söylemiştir.

filmin meşhur duş sahnesi hitchcock tarafından ilk olarak sessiz çekilmek istense de herrmann'ın eklediği müzikle birlikte sahneyi gören hitchcock fikrinden hemen vazgeçmiştir.


tüm film ekibi çekimler için toplandıkları ilk gün sağ ellerini kaldırarak film hakkında dışarıya bilgi vermeyecekleri konusunda yemin etmişlerdir.

hitchcock, filmi uyarladığı romanın haklarını yazar robert bloch'tan 9 bin dolara satın almıştır. daha sonra da filmin sürprizinin açığa çıkmaması için kitabı bulabildiği her yerde satın aldırtarak toplamaya çalışmıştır.

filmin açılışında marion crane, beyaz bir sütyen giyerken hırsızlık yaptıktan sonraki sahnede ise crane'nin siyah renkli bir sütyen giydiği görülmektedir. bu şekilde, karakterin işlediği günah, renklerle temsil edilmiştir. zaten karaktere uygun görülen sonla da o zamanki muhafazakar amerikan sineması adına crane, esasında bir nevi cezalandırılmıştır.


filmin yapımcısı paramount pictures, hitchcock'a çok az bir bütçe ayırmıştır; çünkü filmin gişede büyük bir başarıya imza atacağını düşünmemişlerdir. işin ilginç yanı hitchcock da yapımcılarla bu konuda aynı fikirdeymiş. o da filmin gişede başarılı olmayacağını düşünüyormuş. hatta sırf bu yüzden masraftan da kısmak amacıyla filmi siyah beyaz çektiği söylenir. fakat işler kimsenin umduğu gibi olmaz ve film yaklaşık 800 bin dolarlık bütçesine rağmen tüm dünyada yaklaşık 35 milyon dolar hasılat elde eder. bu anlamda psycho, hitchcock'un en karlı filmidir.

hitchcock'un filmi siyah beyaz çekmesinin bir diğer sebebi ise kanlı sahnelerden çekinmesidir. anlaşılan hitchcock kıpkırmızı bir film çekmek istememiş.


bu arada film dikkat ettiyseniz bir televizyon filmini andırmaktadır. o zaman için çok fazla bilinmeyen oyuncuların kullanılmasının ve bütçenin oldukça düşük tutulmasının sebebi hitchcock'un bundan önce büyük bütçelerle çektiği vertigo (1958) ve north by northwest (1959) filmlerinden sonra daha basit bir şey çekmek istemiş olmasıdır.

filmdeki norman bates karakteri, gerçek hayattan ed gein isimli seri katilden esinlenerek yaratılmıştır. ed gein ayrıca deranged (1974), the texas chain saw massacre (1974) ve the silence of the lambs (1991) gibi filmlere de kötü anlamda ilham vermiştir.


marion'un patronundan çaldığı 40 bin doların bugünkü satın alma gücü yaklaşık 380 bin dolar seviyesindedir. ayrıca marion'un arabasını değiştirdikten sonra üstüne verdiği 700 dolar da günümüzde yaklaşık 6.5 bin dolara tekabül etmektedir.

hitchcock, filmin son sahnesindeki psikiyatrist sahnesini pek sevmiyormuş. yapımcılar filmin daha anlaşılır olması için böyle bir sahnenin olmasını istemişler. zaten sinema eleştirmenleri de filmin en zayıf yerinin psikiyatristin açıklama yaptığı sahne olduğunu söylerler.

kitapta norman bates karakteri kısa boylu, şişman ve iletişimden uzak bir tipken; filmde bu karakter hitchcock tarafından bilerek uzun boylu, yakışıklı ve konuşkan biri olarak değiştirilmiştir.


filmde marion'a duştayken yaklaşan kişi anthony perkins olması gerekirken aslında o sahnede rol alan kişi perkins değildir. duş sahnesi için iki kadın oyuncu kullanılmış ve oyuncuların yüzleri ekranda seçilmesin diye de siyaha boyanmıştır. dedektif arbogast'in olduğu sahnede ise cüce bir oyuncu kullanılmıştır. o sahnede kamera üstten çektiği için oyuncunun cüce olduğu da anlaşılamaz kılınmıştır. yani anthony perkins'ın kadın kılığına girdiği tek sahne aslında filmin sonundaki sekanstır.

norman bates'in marion'u gözetlediği deliği saklayan tablo da bilerek oraya konmuş bir resimdir ve bir sonraki sahnenin de habercisi niteliğindedir.


resim, italyan barok ressamı artemisia gentileschi'nin “susanna and the elders” isimli tablolarından esinlenerek ismi bilinmeyen bir ressam tarafından çizilmiştir. resimdeki iki adam, genç bir kadını yıkanmaktayken zorla alıkoymakta ve kadına tecavüz etmeye çalışmaktadırlar. çok ilginçtir ki filmin sonundaki bu sahnede de norman bates aynı tablodaki kadın gibi bir duruş sergiler.