İdam Cezası Alan Üst Düzey Osmanlı Yetkililerinin Son Şansı: Ölüm Yarışı

Osmanlı tarihinin en enteresan idam mevzularından biri.
İdam Cezası Alan Üst Düzey Osmanlı Yetkililerinin Son Şansı: Ölüm Yarışı

osmanlı tarihinde enteresan bir idam şekli daha vardı. tam olarak idam değil de ölüm yarışı gibi bir şey. üst düzey bir devlet görevlisi idama mahkum edildiyse olay bambaşka yerlere gidebiliyordu.

idamına karar verilen kişi kıymetli biriyse son bir şans olarak yarışa tabi olurdu. kurban ile cellat (bkz: bostancıbaşı) yarış yapardı. topkapı'dan başlayan yarış kumkapı'da sona ererdi. eğer kurban yarışı kazanırsa koşulsuz istanbul'u terk etmesine izin verilirdi. cellat kazanırsa, kurban koşa koşa geldiği yerde cellatın kendini beklediğini görür, bundan sonrası celladın insafına kalırdı.

cellat elinde bir bardak şerbet ile beklerdi kurbanı. beyaz bir şerbet ikram ederse kurbanın canını bağışladı demekti. kurban içer ve terk ederdi istanbul'u. yok, eğer kırmızı şerbetse idam kararı kesinleşti demekti. öldürür ve denize atardı. "osmanlı'da idam teknikleri kan gibi kırmızı şerbetle yazılmıştı."

bu olaydan şu sitede biraz bahsediliyor: smithsonianmag.com

"... osmanlı kayıtları, ölümcül geleneğin 19. yüzyılın ilk yıllarına kadar sürdüğünü gösteriyor. ölüm kalım koşusunu kazanarak boynunu kurtaran son adam, kasım 1822'de sadrazam hacı salih paşa'ydı. ceza aldı, ancak yarışını kazandığı için o kadar saygı gördü ki, şam eyaletinin genel valisi olarak yükselişe devam etti."