İdeal Takip Mesafesinin Ne Olması Gerektiğine Dair Akıl Yürüten Bir Yazı

İdeal takip mesafesini kitaplardan ziyade tecrübeleri vasıtasıyla değerlendiren bir yazı.
İdeal Takip Mesafesinin Ne Olması Gerektiğine Dair Akıl Yürüten Bir Yazı

takip mesafesi kuralıyla ilgili olarak uzun yıllardır söylenegelen 'hızın yarısı kadar metre' olmalıdır iddiası -hangi kaynakta yazdığından bağımsız olarak- bir saçmalıktan ibarettir. çünkü takip mesafesi kuralının sadece adı mesafedir, bunun hesabı ise "zaman" cinsinden olmalıdır. çünkü hızın yarısı kadar metre biriminden mesafe, çoğu zaman yeterli takip mesafesini sağlamadığı gibi buna ek olarak; metre saymak, saniye saymaktan çok daha isabetsiz neticelenir.

doğru kural: 'minimum' 2 saniyeye tekabül eden mesafedir.

bir örnek

130km/h ile seyir halinde olduğumuzu varsayalım; hızın yarısını kural kabul etsek, takip ettiğimiz araçla aramıza 65 metre mesafe bırakmamız gerekir. o halde soruyorum, hangi elf kardeşimiz 65 metreyi göz kararı anlayabilir? yahu hangi birinizin hayatında 65 metre bir anlam ifade ediyor? futbol hakemi miyiz, kereste tüccarı mıyız? nerden bileyim lan ben 65 metreyi?

yani hızın yarısı söylencesi 'kestirilebilir' olmaktan uzaktır.

130km/h ile giderken saniyede katettiğiniz mesafe 37 metredir. bu bilgi cepte. peki eski dilde intikal, yenilerde reaksiyon zamanı denilen, android değil de insan olmamızdan kaynaklanan, 'beklemediğimiz" anda karşılaştığımız bir gelişmeye tepki verebilene kadar geçen süre ortalama ne kadardır?

yani, gözünüzün olayı görmesi, bunu beyninize iletmesi, ilgili nörotransmitterlerin veriyi karar merkezine yönlendirmesi, merkezden çeşitli mütalaalar eşliğinde iyi-kötü bir karar çıkması, tekrar sinirlere komut verilmesiyle el ve ayaklarınızı fren tertibatı üzerine doğru atmanız bla bla bla... bu süre nedir monşer?

şöyle söyleyeyim; profesyonel yarışçıların ortalama reaksiyon süreleri 0.6 sn'dir. şimdi diyeceksiniz ki pistte yeşil ışık yandıktan 0.2 sn sonra kalkış yapmış oluyorlar, ne 0.6'si!?
evet doğru fakat o 'beklenmedik' bir an değil...

peki biz fanilerin reaksiyon zamanı nedir?

eğer ofisten biriyle tartışarak çıkmadıysan, kafanda bütün işleri tamamladım mı yau düşünceleri yoksa, alacak verecek işleri tastamam hallolduysa veya evden çıkarken birinin söylediği bir söze takılmadıysan, lan kesin evde bir şey unuttum demiyorsan, sevgilinden uzaklaşırken onun o eşek gözleri içine dert olmadıysa, hülasa kafana hiçbir şey takmadan yola pamuk gibi çıkabildiysen, yani tüm konsantrasyonun o an trafikte ve kullandığın aracın dinamiklerindeyse; en iyi şartlarda reaksiyon zamanın 1 saniyedir.

130km/h hızla giderken saniyede kaç metre yol alıyorduk? 37 metre. yani bu 37 metre nereye gitti? ağaca çıktı, ağaç nereye gitt... 37 metre pofff, buhar oldu.

hani kaza yapmış olanlar ağız birliği etmişçesine, hep benzer bir şey sayıklarlar ya;
"yahuu kanka allah seni inandırsın gördüm arabayı, ama bakaa bakaaa bakaaa gittim vurdum lan..."

buna benzer bir şey duyduysanız, lütfen ona kendisinin bir robot olmadığını, yiyip, içip sıçarak gezen bir organizma olduğunu hatırlatınız. bunu öğrenmeye ihtiyacı var gibi görünüyor.

saçma kuralımız ne öneriyordu? 65 metre. şimdi bu 65 metrenin 37'si zaten senin beşeriyetine kurban verildi. aracının fren kapasitesine kalan payı da önündeki aracın fren kapasitesi gibi bilinemezlerle oranla ve çıkan sonucu kendin değerlendir. umarım seramik frenleri olan bir lamborghini kullanıyorsundur.... üstelik bu hızın yarısı safsatası, hızlar yükseldikçe iyice çıkmaza giriyor. 200km/h ile giden herif 100 metre mesafe bıraksın yeterli he mi? saçmalık...

saniye saymak ise hızlar değiştikçe farklı sonuçlar vermez, yani tutarlıdır. sürekli değişen hızınızın sürekli değişen yarısını bulmak gibi fuzuli işlerle uğraşmak zorunda kalmazsınız. formül bellidir: 2 saniye. 50km/h ile giderken de 2 saniye yeterli mesafeyi sunar, 350km/h ile giderken de (yazar burada kızgınlığını dışa vuruyor).

yazının başında belirttiğim 'minimum' kavramı ise tamamen o anki "görüş ve tutuş" parametrelerine bağlı. kafanın yolda olmasına ek olarak, görüş ve tutuş da varsa iki saniye yeterli. yok yağmurlu, sisli, puslu havalarda veya gevşek zeminlerde tabii ki iki saniye de yetmez. duruma göre 3 sn, 4 sn...

önündeki araç referans aldığın bir nesnenin yanından geçtiği anda iki saniyeyi dolduracak bir şeyler söyle. mesela; "seksensekiz, seksendokuz". tekerleme bittiği anda sen de o referansın yanına geldiysen mesafen ideal. sözün bitmeden geldiysen "insan" olduğunu hatırla!... daha söylenecek sözler var...

şunu da unutmayalım ki: yetersiz takip mesafesi kazaları acemilerden ziyade; kendine güvenen, tecrübeli ve hatta eğitimli sürücülerin karıştığı, 'ölümcül' sonuçları olan kazalardır.