İki Dillilik Olarak Bilinen Bilingualizm Tam Olarak Nedir?

Bilingualizm kavramı toplumlar için son derece ilginç bir kavram.
İki Dillilik Olarak Bilinen Bilingualizm Tam Olarak Nedir?
iStock

bilingualizm, her zaman iki anadile sahip olmak değildir. iki dili üst düzeyde bilenler de, bilingual sayılırlar fakat ikisinin beyin aktiviteleri farklıdır. dil ve bilişsel fonksiyonlar arasında müthiş bir bağ vardır.

ebeveynlerinizin farklı uyruklardan olması durumunda, veya belçikalı bir aileden gelip küba'da büyüme durumunda çocukluktan bilingual olursunuz. tabi ebeveynleriniz bilingual yetişmeniz için özel bir çaba göstermiyorlarsa.

aynı ortamı paylaştığım 3 kişi bu türden birer bilingual, bu 3 kişide ortak olarak gözlediğim sıradışı durumlar var:

- mükemmel bir ezber yeteneği, (iyi değil, sıradışı boyutta bir ezber yeteneği)
- çoğu kişinin hatırlayamadığı bebeklik yıllarını hatırlama,
- çok yüksek akademik başarı. (3'ü de kendi bölümlerinde ilk 3'teler, ve okuduğum bölüm tamamen ezber gerektiren bir bölüm.)

bu durum bende merak uyandırmadı değil. belli ki, çocukluktan gelen bir bilingualizmin gerçekten de bilişsel fonksiyonlara bir tür etkisi var.

dil; sol serebral hemisferin çeşitli bölgelerinde işleniyor. (frontal, parietal, temporal, occipital) bir bilingual, konuştuğu dil hangi dil olursa olsun, beyninin aynı bölgelerini kullanacaktır. (fmri'lar bunu göstermiştir.) bazı bilimsel çalışmalarda ortaya çıkmıştır ki, bilingual konuşmacılar dil değiştirirken; sol caudate'de beyin aktivitesi artıyor fakat bilingualizmin bilişsel fonksiyonlara "tam olarak" nasıl katkı sağladığı hâlâ açıklanabilmiş değil. ama bilinguallerin monolinguallerden bir farkı olduğu aşikâr.

dil bilmenin "aktif" dediğimiz bölümleri konuşma ve yazmadır.
"pasif" dediğimiz bölümleri ise dinleme ve okumadır.

doğal bilingualler, tüm bu yeteneklere 2 dilde eşit ve yakın düzeyde sahiplerdir. çift dil bilenler, 2 dili birbirine yakın düzeyde bilirler, eşit düzeyde bilmezler, ve çift dil bilenlerin ikinci dili nasıl öğrendikleri ve ne kadar kullandıkları da kişiden kişiye değişir.

her ne kadar "sağ lob" ve "sol lob" klişesinde hatalı olan bazı yönler olsa da; sağ lob "genel olarak" "sosyal" ve "duygusal" fonksiyonlarda daha aktiftir. sol lob da "mantık" adını verdiğimiz bilişsel fonksiyonlarda daha aktiftir.

bizim "dil" dediğimiz şey, iki tip fonksiyonu da içerir.

(critical period hypothesis bundan ötürü ortaya atılmıştır ve çocukların daha kolay dil öğrenmelerinin nedeni neuroplasticity'dir.)

bildiğimiz gibi, ikinci dili sonradan öğrenenler; ikinci dillerinde konuşurlarken anadillerini konuşurken olduklarından daha az "önyargı" sahibidirler ve daha az "duygusal"dırlar. hani türkiye'de birine yabancı bir dilde küfrettiğinizde, size sanki küfür ediyormuşsunuz gibi gelmez ya; o durumdur bu.

doğuştan bilinguallerin üst düzey hafızalarının ardında bir tür "neuroplasticity" farkı olabilir ve bu fark onlarda daha iyi bir "hafıza"nın ortaya çıkışı ile sonuçlanabilir. tabi hafıza da, beyninizde kesinleşmiş "yargı"lar ile ortaya çıkar ve gelişir.

bilingualizm daha toleranslı, daha az agresif toplumlar yetiştirebilmek adına üzerinde çok daha fazla araştırma yapılması gereken bir konudur. bence birden fazla dil öğrenmek ve konuşmak bir lüks olmaktan çıkmalıdır ve ciddiye alınıp bir tür "zorunluluk" hâline getirilmelidir.

Bu içerik de ilginizi çekebilir