İki NBA Gururumuzun Kariyer Kıyaslaması: Mehmet Okur vs Hidayet Türkoğlu

Biri Detroit Pistons ile şampiyonluk kazanmış "all-star" unvanlı Memo, diğeri de alışılmadık biçimde kariyerinin ikinci döneminde En Çok Gelişme Gösteren Oyuncu ödülü almış ve Orlando Magic'i NBA finallerine çıkarmayı başarmış Hido...
İki NBA Gururumuzun Kariyer Kıyaslaması: Mehmet Okur vs Hidayet Türkoğlu


Mehmet Okur istatistikleri

Takımlar: Detroit Pistons-Utah Jazz-New Jersey Nets

Ortalamalar: 13.5 sayı 7 ribaund 1.7 asist

2004-Detroit Pistons ile NBA şampiyonluğu

2008-NBA All-Star

Hidayet Türkoğlu istatistikleri

Takımlar: Sacramento Kings-San Antonio Spurs-Orlando Magic-Toronto Raptors-Phoenix Suns-Los Angeles Clippers

Ortalamalar: 11.1 sayı 4 ribaund 2.8 asist

2009-Orlando Magic ile NBA Finalleri

2008-NBA En Çok Gelişme Gösteren Oyuncu ödülü

Mehmet Okur'u ön plana çıkaran bir yorum

memo daha karizmatik olan, orası kesin. hala utah jazz taraftarlarınca saygı ve sevgiyle anılır. adam "money man" (epey karizma bi' lakap), normal sezonda birçok maçta büyük şutlar sokmuşluğu vardır. memo skora ciddi katkı yapabilen ilk face-up beş numaralardandır ayrıca; artık guardların post-up, uzunların face-up oynadığı günümüz basketboluna ilham verem oyunculardandır desek, az biraz abartmış oluruz, ama süper saçmalamış olmayız herhalde (switch'in kral olduğu günümüzde savunmada sırıtabilirdi tabii).

hedo'nun büyük kontratını aldıktan sonra büyük bir düşüş göstermesi hafızalarda daha olumsuz bir intiba bıraktı; zira onu chris bosh'la eşleştiren toronto'nun hayalleri büyüktü. en büyük sıkıntı umursamaz tavırlarındaydı; kilo problemleri vs. gibi. zaten toronto sezonundan sonra eskisi gibi olamadı. ne var ki 2007-08 sezonu epey iyidir; %45'le 19.5 sayı, 5.7 ribaund, 5 asist. memo ve hedo'nun bütün sezonları içinde en iyi sezon budur; her ne kadar hedo all-star olamasa da.

hedo, 2007-08 yılında doğu yarı finali, sonraki yıl ise celtics'de garnett'in sakatlığı sayesinde nba finali gören orlando'nun önemli bir parçasıydı. lakers'a karşı oynanan finalde, top sürekli point forward hedo'nun elindeydi. seride fena da oynamamıştı; açıkçası nba finallerine gidip de, sürekli topu elinde tutmak büyük bir olaydı.

bu noktada hidayet'in nba'deki ilk yıllarının biraz kayıp olduğunu belirtmek isterim; burada tam yedi sezondan bahsediyorum. 90'ların sonunda efes'i takip edenler bilirler, daha o günlerden 2.06'lık hedo, "ball handler" olarak epeyce bir pick & roll oynardı. nba'de en başarılı olduğu rol de budur; hani daha erkenden bu görevi üstlenebilse, belki daha takdire şayan bir kariyeri olurdu. zira iyi size'ına ilaveten, triple threat dediğimiz penetre, şut ve pas özellikleri vardı. bunlar pick & roll'da altın özelliklerdir. ne var ki topu eline verdikleri vakit (hehe), fiziksel olarak zirvede olduğu son birkaç yılını oynuyordu.

ikisi de vasat savunmacılardır. memo'nun yao'yu başarılı savunduğu bir play-off serisi vardı. hidayet baya matador savunması yapardı ama iyi size'ı olduğundan, pozisyonuna göre bazı artıları da vardı (savunma ribaundları gibi). ama totalde memo savunmada daha çok saygı uyandırırdı diye hatırlıyorum.

Hidayet Türkoğlu'nu ön plana çıkaran bir yorum

türkiye tarihinde bir takım ilk kez final four'a çıkarken o takımın en kilit isimlerindendi genç hidayet. nba'de ilk yıllarında dip köşede bekleyp önüne top düşerse alıp atan bir oyuncudan 1-2 senede çok önemli bir rol adamına dönüştü. o efsanevi sacramento kadrosunun en kilit yedek oyuncusuydu. sonra gittiği orlando'da ise tam bir yıldıza dönüştü, takım nba finaline çıkarken, takımın howard ile birlikte en büyük taşıyıcısıydı ve oradan toronto'ya bir süper yıldız olarak gitti. ha o kontrattan sonra kariyeri her geçen yıl kötüye gitti, toronto'da isteneni veremedi, takımdan şutlandı, doping olayları falan derken benchten gelen görev adamına dönüştü.

mehmet okur ise tofaş'ın fırtına gibi estiği yıllarda takımın en büyük ışığıydı, detroit'te önemli işler yaptı ama takım şampiyon olurken mehmet'in rolü çok azdı, takımın 8.-9. adamı konumundaydı. all-star olurken de o sene 5-6 oyuncunun birden sakatlanıp katılamaması, mehmet'in de tam bunlar olurken kariyerinin en olağanüstü maçlarını arka arkaya oynaması all-star seçilmesinde etkendi. utah'ta ise zirve oyununu oynadı, takımın yıldızlarındandı. hidayet'e göre daha kısa ve daha zirve yıllarında oynamış olması istatistiklerinin hidayet'ten daha üstün olmasını sağlıyor ama hidayet çok yönlülük olarak mehmet'den daha tercih edilebilir bir oyuncudur.

yani kariyer olarak hidayet, mehmet'ten çok daha üst düzey bir oyuncu oldu ve aldığı roller hep daha büyük oldu. buna rağmen abd'de mehmet, her zaman hidayet'ten daha fazla saygı duyulan ve sevilen bir oyuncu oldu. zaten mehmet'in hala nba'de görev alıyor olmasının da sebebi bu.

Milli takım kariyerleri

omurgasını '79 jenerasyonunun oluşturduğu 2000-2010 arasındaki milli takım, değil türk milli basketbol takımı, türk takım sporları tarihindeki en başarılı takım olabilirdi. 2002 yılında dünya 3. olmuş milli futbol takımımızda uluslararası seviyeye çıkan ve tutunabilen en fazla 3 oyuncumuz var iken, bu kadronun neredeyse tamamı basketbol hayatları boyunca basketbolun en üst seviyelerinde mücadele etti.

o kadronun temel taşları olarak ibrahim kutluay ve mirsad türkcan destekli hedo ve kerem tunçeri olması beklenir iken kerem tunçeri beklenmeyen şekilde, büyük ölçüde mental sebeplerle, en verimli çağlarında bir türlü sınıf atlayamadı, mehmet okur ise hiç beklenmeyecek şekilde potansiyelinin çok ama çok üzerine çıktı.

2001 avrupa şampiyonasının maçlarını tekrar izleyin, en kritik anlarda hedo'nun nasıl pas vermeden, neredeyse ilk topta kendisi oynadığını daha iyi göreceksiniz. ki ibo ve mirsad'ın dahi top zamanları idi. 2002 dünya şampiyonası ise herkes için büyük yıkım olmuştu. 2003 vazonun parçalandığı yıldı. mirsad tamamen dışlandı, mehmet okur tek başına takımı taşıdı, hedo ve kısmen ibo bunu kaldıramadı. sonra hem mehmet okur hem mirsad küstü. işi bu meseleleri çözmek olan federasyon ise tam biz türklere yakışır şekilde o jenerasyonun en iyi 2 oyuncusundan birini milli takıma almamak için her şeyi yaptı. sonrası malum.

bu hikayeyi neden anlattım? memo ve hedo'nun milli takım katkılarını anlamak için bu süreçleri bilmek gerekir çünkü. 25-26 yaşlarında, nba gibi bir ligde takımlarının en önemli oyuncularından olan, yılda 8 haneli milyon dolarlar kazanan bu adamları türk tipi yöntemlerle kontrol edemezdin çünkü. hangisinin egosu birbirinden az olabilir ki?

milli takım dışında, bireysel başarı yönünden ise makro bazda mehmet okur bir türk basketbolcusunun uzun süre göremeyeceği seviyede başarılar sağlamış iken (nba şampiyonluğu+all star+sanırım bir defa ayın 2 defa da haftanın oyuncusu ödülü var), hedo bireysel bazda devamlılık ve takımına katkı açısından daha öndedir. bununla birlikte sağlıklı ve mental açıdan iyi oldukları dönemlerde her ikisi de takımlarının en önemli oyuncusu olmuştur. ve hedo için en büyük eksi puan, iyi niyetli veya kötü niyetli olsun, bilsin bilmesin, etki etsin etmesin, kendisi dopingli çıkan bir sporcu olarak damgalanmıştır.

kerem tunçeri ve hedo'yu çavuşoğlu ve altyapı zamanlarında, yıldız/genç takım seviyelerinde iken canlı olarak izlemiş, mehmet okur'un efes'te oynadığı sezon abdi'deki neredeyse her maçına gitmiş bir izleyici/eski yarı prof bir basketbolcu olarak bu versusun hakkı, hem bilimsel veriler hem duygusal sebepler ile beraberliktir bana göre.

türk milli basketbol takımımız, o zamanki yönetimin kötü değil, çok kötü yönetimi olmasa 2001 dışında hakkı olan en az 2 avrupa basketbol şampiyonası finali ve en az 1 olimpiyat yarı finali oynardı. sağlık olsun.

Final Yorumu

aktif basketbol yaşantıları sonrası şucu olmuş, bucu olmuş tartışmalarını bir kenara bırakırsak, bir sporsever olarak basketbol izlerken ağzımda maksimum tat bırakmış iki çok iyi oyuncudur.

yıllar önce parkede yaptıklarını bugün internette izlerken, gençliğimin en güzel spor hatıralarını hala zihnimde canlandıran ve aynı hazzı yaşatan, oyuncu bazında türk basketbolunun açık ara zirvesinde yer alan iki efsanedir.

cristiano ronaldo - lionel messi'de olduğu gibi, karşılaştırma yapmak yerine ikisinden de ayrı seyir zevki alınmıştır, alınmalıdır.

ikisinin dünya basketboluna, kendi takım taraftarlarına, özellikle de türk basketbolseverlere yaşattıkları ömür boyu unutulmaz.

Bonus: Hidayet'in NBA finallerinde Kobe Bryant'a koyduğu blok

7 Haziran 2009 Lakers-Magic NBA Finalleri ikinci maçı

Nesiller Boyu Eskimeyen Tartışma: NBA ve Euroleague Arasındaki Farklar Nedir?